Erdoğan'dan İZBAN açıklaması: Baktık ki anlaşamıyorlar biz de iki ay erteledik
Yerel yönetimler sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, diğer raylı ulaşım işçileri ile aynı maaşı almak amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD'nin ortak kuruluşu olan İzmir Banliyo işçilerinin 10 Aralık'ta başlattığı greve ilişkin açıklamada bulundu.
İstanbul Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı yaptığı dönemde CHP'yi 'çöp dağlarıyla' eleştiren Erdoğan, "'Grev vardı ne yapayım' diyor. E senin beceriksizliğinde gidildi greve, çözseydin. Bak biz baktık ki anlaşamıyorlar İZBAN grevini iki ay erteledik" dedi.
Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmalarının yeni olmadığını ifade eden Erdoğan, "Parlamenter sistem içinde koalisyonla geçen yılların ülkemize çok ağır maliyetleri oldu" dedi.
Yerel yönetim toplantısının 31 Mart'ta gerçekleştirilecek yerel sçeimlerden önce yapılmasını isabeti bulduğunu söyleyen Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Türkiye son 5 yıllık dönemde pek çok tarihi hadise yaşadı. Cumhurbaşkanlığına geçiş sürecimiz bunların en önemlilerinden biridir. Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmaları yeni değildir. Çok partili hayata geçişin ardından da bu arayış sürdü. Cuntalar, istikrarsızlıklarla akıllarda kalan dönemler her türlü fikir adamı yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini söylemişlerdir. Biz de özellikle 2011 yılından bu yana yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini dile getirdik.
"(Muhalefete tepki) Yalan üzerine yerel yönetim olduğu zaman orada çöp, çukur, çamurdan kurtulamazsınız. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman CHP zihniyetinden tepslim almıştım İstanbul'u. Oturanlar iyi billirler, hava kirliliğinin, çöp dağlarının olduğu, bazı medya organlarının maske dağıttığı bir İstanbul. Çöp toplama yerlerinden büyükşehir belediyesi görevlidir. 'Grev vardı neyapayım' diyor. E senin beceriksizliğindne gidildi greve, çözseydin. İZBAN'da grev var, baktık çözemiyorlar, kararname ile erteledik.
"Böylece eskiden sadece kağıt üzerinde kalan güçler ayrılığını gerçek hayata geçiren bir yapı ortaya çıkardık. Türkiye özlemi içinde olduğu yönetim sistemine kavuştu. Tartışma yeni değil Türkeş döneminde yerini almış, merhum Demirel, Erbakan'ın da üzerinde ısrarla durduğu yönetim sistemi bizim yönetimimizde tartışılmaya başlanmadı. İşin daha da gerisi, var. Neresi Osmanlı. Orada da var. Biz tüm unsurlarıyla bu sistemi uygulamaya başladık. Bundan rahatsız olanlar da durmadı. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz gibi ekonomik saldırılar yaşadık. Kur-faiz-enflasyon üçgeninde yaşanan sıkıntıların her kesime yönelik destek programları hazırlayıp hayata geçirdik.
"Her alanda olduğu gibi yerel yönetimler konusunda da yeni ufuklara, yeni araçlara ihtiyacımız oalcaktır.
"Plastik poşetlerle ilgile olarak bir savaş başlattık. Ve malum bunun 500 yıl, 750, bin yıl toprak bunu eritemiyor. Buna karşı bir savaş. Bu savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Hatırlıyorum anacığım evde file dokurdu file. Fileyle alışveriş yapardık. Ama fileyi öyle hemen atmıyorsun, gerekirse yıkayıp tekrar alışverişe gidiyorsun. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bir de bunlar kenevirden yapılıyordu. Ülkemizde keneviri yok ettik.
"Kenevirden atlet, fanila dokunurdu. Çünkü teri emmesi çok farklı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden, Rize’mden keneviri söküp aldılar, keneviri yok ettiler. Biz şimdi keneviri ithal ediyoruz. Şimdi yeniden bu alanda Gıda Tarım Bakanlığı'mız bir çalışma içerisine giriyor. Biz bu kampanyada 31 Mart kampanyasında biz bez torba, file kullanalım.
"Yolda kimi bulursan milletvekili yapmayacaksın. İçinde hukukçusu, çevrecisi, mimarı olacak, işi bilenler olacak. Onlarla beraber imar komisyonlarını oluşturursak yatay mimariyle de sınırlı kalmayız. Oradaki yerel mimarini hep konuşuruz Safranbolu evlerini. Şimdi yeni yeni Safranbolu'lar oluşturabiliyor musunuz? Bunu yapmamız lazım. TOKİ olarak bu işin savaşını başından beri 16 yıldır veriyoruz. Peki başardın mı be kardeşim dersen, kısmen bazı yerlerde başarılı olduk, bazı yerlerde başarılı olamadık. İnsanoğlu toprağa yakın yaşamalı, topraktan uzak yaşamamalı. Eğer arazilerimizi değerlendirirsek yer çok. O zaman vatandaşın huzuru da farklı olur. İşte ben son bir yıldır özellikle bu millet bahçelerinin üzerinde duruyorum. Neden? Her şey insan için de ondan dolayı. belediyelerin bir numaralı sorun nedir insan için yatırımdır.
"Zaman zaman İstanbul'a gittiğinizde aileler deniz kenarlarında hazırlanmış olan bahçelerde piknik yapıyorlar falan. Bu millet bahçeleriyle bu aileler artacak, hafta sonlarını çok daha rahat geçirecekler.
"(Erdoğan'dan memleketinde oy kullanmak için ikametini taşıyanlara uyarı) Taşıyalım, gidelim, bindirilmiş kıtalarla seçim kazanalım... Böyle şey olmaz, İçişleri Bakanlığı harekete geçecek.
"Modern dünyanın problemi medeniyetini inanç ve ahlaktan yoksun bir şekilde yükseltmeye çalışmasından dolayıdır. Biz bu yanlışa düşmeyeceğiz. İnancı ve ahlahı asla ihmal etmeyeceğiz. Yeni dönemde şehirlerimizin imarı ve inşasını bu nalayışla şekillendireceğiz. Merkezinde insanın olmadığı hiçbir işin olması faydalı mümkün değildir.
"Yatay mimari konusunda ısrar ediyorum.
"Denizlerimizin kenarlarını, orman alanlarını betona çevirme gayretinde olanlar var. Bize de örnek veriyor, bırakya, bizim medeniyetimiz ne diyor ona bakalım. Sanki orada yaşayanlar çok mutlu. Mutlu değiller. Biz medeni olmayı, o beton yükselişlerde değil, toprağa yakın mimarimizde bulacağız.
"Amacımız 82 milyon vatandaşımızı kucaklayacak bir şekilde dğeişimi gerçekleştirmektir. Şimdiden katkı verecek ehrkese teşekkür ediyorum. Her anımız tetikte, mücadele ile geçti. Bugün de aynı. Mimar Sinan'ın hayatında 780 projesi var. Aradan yüzyıllar geçti ama biz hâlâ Mimar Sinasn'ın camileriyle, medreseleriyle övünüyoruz. Peki aynı şeyi şimdi övünebiliyor muyuz? Yüzyıllar sonra biz de böyle anılacak mıyız? Bizim bunu başarmamız lazım. Öyle eserler vermeliyiz ki torunlarımzıın torunları bunalrı görsün.
"Karşımıza çıkan düşmandan korkmayız. Korktuğumuz farklı kimlikler ve görüntüler altında içimize sızanlardır. Yakın zamanda bunu gördük.
"(FETÖ tepkisi) Şahsımın ve partimin ayağının tökezlemesiyle ipleri eline geçirmeyi ümit ediyorlar. Milletimiz onları ciğerleirne kadar gördü. Tüm FETÖ'cülere sesleniyorum, artık sonunuz geldi, atacak adımınız kalmadı.