Erdoğan’dan Suriye mesajı: Verdiğimiz süre doluyor
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan konuşmasında, "İdlib’te ortaya çıkan insani krizi önlemek için sahada aktif müdahale dahil her yolu deniyoruz. Rusya insani hassasiyeti kabul etmek istemiyor. Gözlem kulelerimizi kuşatma altına alanlara verdiğimiz süre doluyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Hazırlanan bu sürpriz gerçekten çok kısa da olsa benim için çok çok duyguluydu. Çocukluk yıllarıma beni götürmesi ve oradaki birkaç anekdot benim için gerçekten çok önemliydi, bu simitti, suydu, kitaptı. Bunların üçü çocukluk yıllarımızın en önemli başlıklarıydı.
O günden bugüne de hamdolsun bu şekilde yürüyerek geldim. Arkadaşlarım bugünleri özellikle güzel tespit etmiş. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’deki bu muhteşem kütüphane ile işte tırmandığımız nokta şüphesiz ki kitap bizim için en önemli yol arkadaşıdır. Kitap bizim medeniyetimizde büyük öneme haizdir.
İslam dünyasının her köşesinden feryatların yükseldiği zalimlerin her geçen gün daha da azgınlaştığı bir süreçten geçiyoruz. Merhamet sevgi kardeşlik dayanışma iklimi olan bu mübarek ayların ve gecelerin ne kadar hakkını vererek yaşarsak gücü de o derece kendimizde bulabiliriz.
İlk kıblemiz Kudüs’ün mahremiyetine yönelik pervasız saldırılar giderek artıyor.
Rabbim hepimize inancımızın özünün farkında olmayı nasip etsin.
DEPREM UYARISI
Deprem felaketi kendini bize sürekli hatırlatıyor. Son olarak Van’da bir deprem daha yaşadık. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bilim insanları yeni depremlerin beklendiğinin haberlerini veriyor. Bu ikazlara hak vermemek mümkün değildir. Ülkemizin mevcut yapı stokunun bilhassa bizim dönemimizden önce yapılanların büyük bölümü depreme dayanıksız. Yapılan değerlendirmelere göre ilk etapta dönüştürülmesi gereken yapı stoku 6 milyon 700 bin tanedir. Devlet ile millet el ele vererek bu süreci adım adım yürütmek mecburiyetinde.
‘SEFERBERLİK BAŞLATTIK’
Öncelikle durumları aciliyet arz eden binaların yıkılıp yeniden yapılması için seferberlik başlattık.
Van, Kütahya, Bingöl, Dinar depremlerinin ardından da 38 bine yakın konut inşa edip vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.
Kanal İstanbul tek başına diğer işlevlerinin yanı sıra 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesidir.
Elazığ’da yıkık 263 bina ağır hasarlı, 7 bin 698 bina orta hasarlı, bin 540 bina tespit edildi.
Deprem sonrası Elazığ’da 19 bin 180, Malatya’da 4 bin 432 yeni konut yapılması gerektiği ortaya çıktı. Güçlendirme yapılacak yerler için de vatandaşlarımıza konut başına 27 bin liraya kadar destek veriyoruz.
Devlet elbette felakete uğrayan vatandaşlarının yanında olacaktır ancak çalışmaları devlet ile milletin birlikte yürütmesi gerekiyor. Bugüne kadar 22 milyon vatandaşımızın oturduğu konutların depreme dayanıklı olduğu tespit edildi. Amacımız bu rakamı ilk etapta 35 milyona çıkarmak.
Yaklaşık bugüne kadar 1 milyon 600 bin lira toplandı. Grup yönetimimiz bu parayı AFAD hesabına aktaracak.
Türkiye’nin pek çok sıkıntısı var ancak CHP yönetimi hala en önemli sıkıntımız olarak sürüyor. Milletimize olan saygımız gereği kendimizi bazı gerçekleri ifade etmek mecburiyetinde hissediyoruz. Önce adaletten bahsedip ardından adalet kurumlarına her türlü hakaretleri yapan bir zihniyet.
Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları emperyalistlere satmış olan kişiyi biliyoruz. Türkiye tarihinin en önemli mücadelelerini verirken tüm kamu görevlilerine saldıran bir kişi ülkesine değil düşmanlarına hizmet ediyor demektir.
Suriye meselesinin ne olduğunu zerre kadar anlamamış bir kişinin bu konuda söylediği söz ancak sinek vızıltısı kadar değer taşır. İdlib’de adam kendi toprağını savunuyor diyerek kendi ülkesi yerine rejimin yanında yer alan kahraman askerlerimizin mücadelesine laf eden bir kişi asla bu milletin evladı olamaz.
İnsan da vicdan önemli bir sestir. Bu İdlib’deki sen o yavruları sen televizyonlarda izlemiyor musun? O yavruların nasıl sığınacak yer aradıklarını görmüyor musun ya?
o yavruların ahı sana yeter. O anneler o babalar o çamur deryası içinde başlarını sokacak bir çadır dahi bulamıyorlar.
"ADAM OLMADIĞINI GÖRDÜK"
Bana yaptığı teklife bak ya... Sen daha Esed’i görmediğin zaman biz onunla görüşüyorduk zaten. Ama biz ona hangi teklifi yaparsak yapalım adam olmadığını gördük.
“BUNLAR CİBİLLİYET FUKARASI”
Bay Kemal sen siyaseti bilmiyorsun sen siyasetin cahilisin bunları tanımıyorsun. Bunlar cibilliyet fukarası bunlar hiçbir zaman kalkıp da kendi vatandaşına dahi insanca muamele edebilecek durumda değiller ve bunu yapmadılar.
Şu anda Apo’nun ortaklarıyla ortaklığı var bununla kalmadılar AP’de de beraber oturdular.
“GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN TRABLUS’TA NE İŞİ VARDI?”
Libya’da ülkemizin ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir kişinin bu konuda söyledikleri deryada damla hükmünde dahi değildir. Gazi Mustafa Kemal’in Trablus’ta ne işi vardı? Bizim bir tarihimiz var, biz tarihimize sahip çıkan tarihimizle beraber yürüyen bir partiyiz.
“BU ADAMIN BU KONUDA SÖYLEDİKLERİ HEZEYANDAN İBARETTİR”
Bugün Libya’da Türk aşiretleri var. Ama sorun bilmez inanın CHP’nin şurada 20 yıllık geçmişini bile bilmez bu adam. Bu adamın bu konuda söyledikleri hezeyandan ibarettir.
Türk milleti Çanakkale’de 7 düvele karşı mücadele ederken de emperyalistlerin borazanlığını yapanlar vardı. Gavurun kılıcını çalarak bu milletin canını acıtabilirsiniz ama asla mücadele azmini kıramazsınız.
O yüzden CHP’yi milletimize başındaki zatı da işinin ehli hekimlere havale ediyorum.
SAMAN TEPKİSİ
Saman konusunu tekrar izah edelim de mesele onu dinleyenlerin aklında yanlış kalmasın. Bu zatın sürekli saman konusunu açması zihin dünyası hakkında bilgi veriyor bize.
2019’da yaklaşık 24 milyon ton saman ürettik. Bu samanın yaklaşık 85 bin tonunu ihraç ederek 14 milyon dolar gelir elde ettik. Yine geçen yıl yapılan saman ve benzeri ürün ithalatının bedeli ise 1953 ton karşılığı olarak 428 bin dolardır.
Yılda 20 milyon ton buğday üretiyor,18,5 milyon ton da tüketiyoruz. Peki buna rağmen niye buğday ithal ediyoruz. Çünkü Türkiye dünyanın en önemli gıda üretici ve ihracatçılarından biridir.
Söylenenin aksine Türkiye tarım ürünlerinde ithalatçı bir ülke değil net ihracatçıdır. Tarım ürünleri ihracatımız 2019’da 18 milyar dolara yükseldi. Yani yaklaşık 5 katına çıktı
Elbette siyasette ittifaklar vardır ve meşrudur. Meşru olmayan bu işi gizli saklı yapmaktır. Bu işi gizli saklı yapanlar bölücü örgütün güdümünde yapanlar siyaset değil kirli ittifak yapar. Mızrak artık çuvala sığmıyor. Böyle bir ittifakın dünyanın neresine giderseniz gidin demokrasilerde yeri yoktur. Eş başkanları çıktı, artık ittifaklarımızı alenileştirelim çağrısında bulundu. Terör örgütleri ile böyle gizli saklı yol yürürsen çıkar bunun bedelini senden isterler.
“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİ TARAFINDAN TAYİN EDİLMİŞ KİŞİLER GÖREV YAPIYOR”
Pek çok CHP belediyesinin yönetiminde bölücü terör örgütünün güdümündeki parti tarafından tayin edilmiş kişiler görev yapıyor. Bize düşen görev CHP’li belediyelerdeki bu ihanetleri yolsuzlukları takip edip milletimizin huzuruna çıkarmaktır. CHP gibi bir partiyi bölücü terör örgütünün kadrolarına teslim eden zihniyetin diğer alanlardaki hezeyanlarına şaşırmamak gerekiyor.
Bölücü terör örgütünün güdümündeki partinin elindeki belediyeleri yakından takip ediyoruz.
“VERDİĞİMİZ SÜRE DOLUYOR”
İdlib’te ortaya çıkan insani krizi önlemek için sahada aktif müdahale dahil her yolu deniyoruz.
Rusya insani hassasiyeti kabul etmek istemiyor. Gözlem kulelerimizi kuşatma altına alanlara verdiğimiz süre doluyor. Talebimiz rejimin Soçi muhtırası sınırlarına yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir. Talebimiz rejimin saldırılarını sonlandırmasıdır.
“İDLİB’TE EN KÜÇÜK BİR GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”
Şu anda en büyük sıkıntımız hava sahasını kullanamıyor oluşumuzdur. İnşallah yakında buna da bir hal çaresi bulacağız.
İdlib’te en küçük bir geri adım atmayacak rejimi mutlaka belirlediğimiz sınırların dışına çıkaracağız.
Bugün Suriye olan sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bunun on kat yüz kat büyük kayıplar vermemize neden olmasın diye yapıyoruz. Suriye’nin ne topraklarında ne de petrolünde gözümüz yoktur. Sınırlarımız dışında biz macera aramıyoruz. Tam tersine sınırlarımızı güven altında tutmak için mücadele ediyoruz. Bunun için bize düşen bir olmak iri olmak kardeş olmak hep birlikte Türkiye olmaktır.