İmamoğlu'ndan Erdoğan'a flaş derece yanıtı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Yeşil Alanlar Çalıştayı’nın açılışnda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu, “İSMEK personeline hakaret ettiği iddia edilen İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’yle ilgili yaptığınız açıklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu. O da ‘Ben, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım’ yanıtını verdi. Ne diyeceksiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi.
“Derece deyince, benim aklıma ‘fahrenheit’ ya da ‘celcius’ gelir. Derece deyince, benim aklıma insan gelmez. İnsanı hayatımda hiç derecelendirmedim. Sayın Cumhurbaşkanı’nın zihninde böyle bir şey varsa, üzülürüm. Kimse doğuştan İBB Başkanı ya da cumhurbaşkanı olmadı. Bunlar, kademeli bir şekilde oluyor. İnsanların katkısıyla ve puanlamasıyla, insanların verdiği yetkiyle oluyor. Bunu unutmamak lazım. Üzücü bir yorum olmuştur. Sanıyorum söyledikten sonra kendisi de üzülmüştür diye düşünüyorum.”
FAHRENHEIT VE CELCIUS NEDİR?
Alman fizikçi Daniel Gabriel Fahrenheit tarafından 1724'de oluşturulan sıcaklık ölçüm birimidir. Suyun donma sıcaklığı 32, kaynama sıcaklığı ise 212 derece olarak alınmış ve iki nokta arası 180 dereceye bölünmüştür. Celsius, 1742'de İsveçli astronom Anders Celsius'un ismiyle adlandırılmış bir sıcaklık ölçme birimidir. Celsius'a göre suyun üçlü noktası (katı-sıvı-gaz) halinde bulunabildiği sıcaklık 273.16 celsius olarak tanımlanır.
“SÖZ VERDİĞİ ŞEKİLDE BİZİ MASAYA DAVET ETSİN”
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine hâlâ randevu vermediğini belirterek, şunları söyledi:
* Her açıklamanızda ortak masadan bahsediyorsunuz ama gündemde bir yerel yönetimler yasa taslağı var, hazırlanıyor. Özellikle yetki kısıtlamasına ilişkin çok fazla madde var. Para cezası ve borçlanma yetkisini kısıtlayan maddeler de var.
* Ben bu ülkenin, milyonlarca insanının seçtiği bir belediye başkanıyım. Yine milyonlarca, on milyonlarca insanın da seçtiği bir cumhurbaşkanı var. Benim randevu talebimin karşılığı nedir? İşte bunları oturup, konuşmaktır.
* Bize, ‘Bu kanun, belediye başkanlarının masada olduğu bir ortak akılla hazırlanacak’ diye söz veriyorsunuz. Sözde durulmuyor. Durmayan kim? Sayın Cumhurbaşkanı sorgulasın bunu. Durmayan birileri varsa, cezasını versin. Bize söz verdiği şekilde masaya davet etsin.