Erdoğan'ın Planı İfşa Oldu: Seçim Barajı, İlk Adım!
İktidarın yöneteme krizi, anketlerde görülen erime AKP’yi yeni bir tartışma içerisine itti. Alevlenen seçim tartışmalarının ilk adımı AKP ve MHP’nin anlaştığı seçim barajı oldu. Saray İttifakı barajın yüzde 7 olması konusunda anlaşma sağlandığı belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi 3 yılda yönetememe krizine girdi ve toplum desteğini kaybetti. Getirdiği ucube sistemin karşılık bulmadığının, oylardaki erimenin her geçen gün hızlandığının farkında olan iktidar, bir takım değişikliğe gitmeye mecbur kaldı. Bunun ilk adımı seçim barajı olsa da asıl tartışma beraberinde getirdikleri...
AKP, yeni tartışmayla birlikte bir şekilde yek görünen muhalefet içinde yeni kırılmayı hedefliyor. 2010 referandumunda muhalefeti sarsmayı başaran AKP iktidarı son hamlesiyle toplumun farklı kesimlerine daha ‘özgürlükçü’ mesajlar vererek şirin görünmek istiyor. Ve yine iktidarın vereceği bir diğer mesaj ise ‘bu sistemin hatalarını, eksikliklerini gördük; şimdi düzeltme zamanı’ olacak.
AMAÇ SEÇİM SİSTEMİ
BirGün'den Gökay Başcan'ın haberine göre; ülkenin seçim sürecine girdiğini belirten Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı, “Devlet Bahçeli’nin çarşamba günkü açıklamasından sonra seçim barajının yüzde yediye indirilmesi kesinleşmiş oldu. Buradan yola çıkarak üç şeyin daha kesinleştiğini söyleyebiliriz: Birincisi, Türkiye artık seçim sathı mailine girmiş bulunuyor. İkincisi, çok ama çok ekstra bir durum yaşanmazsa AKP-MHP ikilisi seçime birlikte girecek.
Ve üçüncüsü iktidar artık elindeki en büyük kozun seçim sandığı olmadığının farkında, dolayısıyla seçim sistemini kendi lehine olacak şekilde düzenlemeye çalışıyor. Barajın indirilmesinin HDP’ye barajı geçmesi için verilen oyları azaltabileceği ya da DEVA ve Gelecek gibi partilerin yapacağı ittifak pazarlıklarını etkileyebileceği, atılan adımın böyle bir boyutu olduğu yönünde iddialar da mevcut” dedi.
Barajın indirilmesinin demokratikleşme adına değil, seçime kazanma adımı olduğuna dikkat çeken Yaşlı, “İktidar bir süre önce baro yasasını değiştirmişti, şimdi seçim yasasını değiştirmeye hazırlanıyor ve buna bir de sosyal medya yasasının eşlik edeceği söyleniyor.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda görmemiz gereken şey ise seçimlerin ne zaman yapılacağından ziyade, hangi koşullarda yapılacağının önemli olduğu. İktidar ‘serbest seçimler’den başka her şeye benzeyecek bir seçimle bir beş yıl daha kazanmanın ve rejim inşasını nihayetlendirmenin hayallerini kuruyor. Muhalefetin ise bu gerçeği gördüğünü ve buna uygun adımlar attığını söylemek güç, sadece sandığa endekslenmiş bir strateji var karşımızda” ifadelerini kullandı.
MUHALEFET BOZABİLİR
Muhalefet şartsız bir şekilde anayasa tartışmasından uzak durursa, iktidarın kuracağı oyunu önceden başarabileceğini belirten Yaşlı, şu ifadeleri kullandı: “Öte yandan seçim barajı konusunda atılan adımlarla yeni anayasa tartışmasının yeniden gündeme getirileceği yönünde de iddialar var. AKP-MHP bloğunun Meclis’teki sandalye sayısı anayasa değişikliği yapmaya yetmediği gibi, bu sayı değişiklik teklifini referanduma götürmeye de yetmiyor.
Dolayısıyla, muhalefetin en azından bir kısmının desteğinin alınmasına ihtiyaç var. Sık sık yapılan 1921 Anayasası referansı muhtemelen biraz da bununla ilgili. İslamcılara ‘laikliğin’ yer almadığı, Kürtlere ise ‘özerkliğin’ yer aldığı bir anayasa sunulabilir mi? Kuşkusuz bu tür projeksiyonlar yapılıyordur ama bunların toplumun başka kesimleri nezdinde ters tepme olasılığı da var.
Ayrıca iktidar partisinin hegemonya tesisinde giderek zorlandığı da bir gerçek. Eğer muhalefet sağlam durur ve iktidarın anayasa gündemine kayıtsız şartsız bir şekilde dâhil olmayacağını deklare eder, bunun da nedenlerini topluma doğru bir şekilde anlatabilirse, iktidarın anayasa üzerinden kuracağı oyunu daha başından bozmayı başarabilir.”
AKP ÖN YOKLAMA PEŞİNDE
Seçim barajı değişikliği değerlendiren Gazeteci Kemal Can, yeni bir taktik hamlesi olduğunu belirtti. Can şu ifadeleri kullandı:
"Seçim yasası değişikliği, anayasa hazırlığı ya da daha önce reform paketi denilen şeyler çoğunluğu yapısal bir takım değişiklikleri değil, taktik hamleleri içeriyor. AKP, sayısal aritmetiği test etmek, gündem belirlemek ve erken seçim baskısını hafifletmek anayasa referandumu denemesini olabilir görüyorum. Açıkçası hem seçim yasası değişikliği ve tekrar anayasa tartışmalarının açılması öte yandan da muhalefete yönelik saldırganlıkla devam eden taktik hamlelerin yoğunlaşacağını görüyoruz. İktidar büyük ölçüde siyasi iki alana sıkıştırmış durumda.
Birincisi taktik hamleler, ikincisi devleti kendi arkasında gösteren ve kendisini bir devlet partisi, mevcut hükümeti de devlet hükümeti olarak kodladığı bir durum. Bahçeli’nin açıklamalarında da var: ‘Ülkeyi bu muhalefete bırakamayız’ gibi bir tez etrafında kampanyasını yürüteceğini düşünüyorum. Taktik hamleler de bu yaklaşımın bir parçası olarak görüyorum."