Ertuğrul Özkök: Bu kararı gerçekten iç rahatlığı ile mi aldınız?
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Ayasofya'nın camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 2016'da açtığı davada iptal kararı veren Danıştay'a, "Bu kararı gerçekten iç rahatlığı ile mi aldınız?" sorusunu yöneltti.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin Ayasofya'nın camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 2016'da açtığı davada iptal kararı veren Danıştay'a, "Bu kararı gerçekten iç rahatlığı ile mi aldınız?" sorusunu yöneltti.
"Ben öyle düşünmüyorum ama inşallah memleketimiz için hayırlı bir karar olmuştur... Bu kararla ilgili aklıma takılan bazı sorular var... Muhatapları ile yüz yüze gelip bizden başka kimsenin duymayacağı samimi sohbetlerde sormak istediğim bazı sorular" diyen Özkök, bugünkü köşesinde şunları kaydetti:
"Mesela Danıştay üyelerine: Açıkçası ne karar aldığınızı tam anlayamadım. Ama asıl merak ettiğim, bu kararı gerçekten iç rahatlığı ile mi aldınız? Evde ailenizle, çocuklarınızla, torunlarınızla konuştuğunuzda size neler dediler? Siz onlara ne dediniz? Mesela AKP'lilere: Siz, bu ülkenin mütedeyyin, makul insanları... Bu karar hakkında gerçekten ne düşünüyorsunuz?
Mesela CHP ve İyi Partililere: “Hükümetin kararıdır, alsın kararı” deyip kenara çekildiniz... Hatta “Cesaretiniz varsa değiştirin” anlamına gelecek provokatif bir üslup benimsediniz... Peki ailelerinizle çocuklarınız, torunlarınızla bir araya geldiğinizde ne dediler size? Siz ne cevap verdiniz? “Merak etmeyin nasılsa yapamazlar mı” dediniz... Ama bilin ki, bu kararın altında sizin de imzanız var...
Mesela Abduşkadir Selvi'ye: Dün, “Bu kararla Ayasofya aslına dönüştürülmüş oluyor” diye yazdın. Bu durumda “Dün, Kordoba’daki camiyi kiliseye dönüştüren İspanyollar da bu mabedi aslına mı dönüştürmüş oldular?”, “Yarın İsrail hükûmeti Kudüs’teki Hazreti Ömer Camisini sinagoga çevirmeye kalkarsa ne cevap vereceksin?” “Ama Hazreti Ömer Kutsal Kıyamet Kilisesi’ni camiye çevirmemişti...” Artık bunu diyebilecek misin?
Mesela kendimize ve hepimize: Ayasofya’yı tekrar camiye dönüştürerek ne kazandık? 150 bin camimize bir cami daha mı... Yoksa bir sembolü mü? Öyleyse nedir o sembol...
1453’ten beri üzerinde hep bayrağımız dalgalanan İstanbul ve Türkiyemizin, bize, Türk milletine ait olduğunu kendimize ispat etmemiz için, dalgalanan o bayraktan daha yüce hangi sembole ihtiyacımız var ki...
Karar ülkemiz için hayırlı olsun... Ama içimde kalan şu duyguyu söylemeden de bitiremeyeceğim.. Keşke bu kararı hepimiz, içimizden geldiği gibi daha rahatça ve eldivensiz tartışabilseydik. Ve keşke bunu, İstanbul’u işgalden kurtararak, belki de Sultanahmet’in, Süleymaniye’nin kiliseye dönüştürülmesine mani olan Atatürk’ün imzasını tartışarak yapmasaydık.
Yazının devamı için TIKLAYIN