Eski MİT Müsteşar Yardımcısı: Prens Selman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla alakalı yorumda bulundu. Öneş olayın diplomatik boyutunun oldukça ağır olacağı görüşünde.
Kaşıkçı vakasının Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade eden Öneş, "Bir başkonsoloslukta böylesine bir öldürülme olayının sonuçlarını tahmin edememek büyük bir zafiyet. Prens Salman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir” ifadesini kullandı.
Öneş, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi'nin ülkesine dönmesine ilişkin olarak "İngiltere ya da ABD'de böyle bir olay yaşansa, ülkelerdeki Suudi konsoloslar ülkelerine dönemezdi" yorumunda bulundu.
RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan eski Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, sözlerine “2 Ekim tarihinden itibaren sinema filmi gibi Kaşıkçı olayını izlemekteyiz. Bunun birkaç serserinin işi olmadığı açık. Bizim aklımızla dalga geçmesinler" diyerek başladı.
Kaşıkçı vakasının bir istihbarat operasyonu olmadığını belirten Öneş, "İktidar hırsı ile, akıl dışı yöntemlerle çok kirli siyasilerin gerçekleştirdikleri bir olaydır. Bu olayın farklı bir boyutu var. Yorumlanması dahi çok zor. Siyasi bir mekanizma tarafından araç olarak kullanılmış cinayet ekiplerinin gerçekleştirdikleri bir olaydır. Benim hatırladığım böyle bir olay daha önce yok" dedi.
“Prens Salman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir”
Öneş, Kaşıkçı vakasının Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade ederek, "Bir başkonsoloslukta böylesine bir öldürülme olayının sonuçlarını tahmin edememek büyük bir zafiyet. Prens Salman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir" diye konuştu.
Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünün kesinleşmesi halinde Türkiye'nin bağımsız yargısının olayı takip etmesi gerektiğine vurgu yapan Öneş, "Türkiye'nin çıkarlarını koruması lazım ama böylesine insanlık dışı bir olayın takibini Türkiye'nin kendi bağımsız tarafsız yargısıyla takip etmesi gerekir. Bir cinayeti kapatan otoriter devletin hoyrat uygulamaları karşısında meseleyi kapatıcı değil aydınlatıcı şekilde hareket etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
“Resmi açıklama yapılmaması eksikliktir”
"Türkiye'de resmi açıklama yapılmadı. Kamuoyu bilgilendirmesi yapılması gerekirdi. Yapılmaması eksikliktir." diyen Öneş, Kaşıkçı'nın evlilik belgesi için önce ABD'deki ardından da İngiltere'deki Suudi diplomatik makamlarına başvuru yapması ve eli boş dönerek Türkiye'ye yönlendirilmesine ilişkin şunları söyledi:
“ABD ya da İngiltere yerine Türkiye'de olayın daha kolay olacağı…”
"Veliaht Prens Selman'ın, Kaşıkçı'nın ABD ya da İngiltere yerine Türkiye'ye yöneltilerek meselenin kapatılmasının daha kolay olacağı yönünde bir düşüncesi olabilir mi bilmiyorum."
“O konsolos ülkesine dönemezdi”
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi'nin olaya ilişkin şaibeler sürerken ülkesine gidişine izin verilmesine de değinen Öneş, "İngiltere ya da ABD'de böyle bir olay yaşansa, ülkelerdeki Suudi konsoloslar ülkelerine dönemezdi." dedi.
“Türkiye'ye giriş yapan ekibin dikkat çekmesi gerekirdi”
Öneş, Cemal Kaşıkçı'nın infazı için Türkiye'ye gelip, 24 saat sonra ülkeden ayrılan 15 kişilik ekibin de dikkat çekmesi gerektiğini ifade ederek, "Uçakla gelen ekiplerin mutlaka dikkat çekmesi gerekirdi. Cinayet sonrası dönüşleri de zorunlu olarak takip edilmeliydi." diye konuştu.