Fatih Altaylı Hasan Can Kaya'ya Sahip Çıktı: Ananıza mı Sövüyor?
HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında gazeteci Nihat Genç'in Konuşanlar programını "küfür" gerekçesiyle eleştirmesini ve komedyen Hasan Can Kaya ile arasında geçen tartışmaya değindi.
HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında gazeteci Nihat Genç'in Konuşanlar programını "küfür" gerekçesiyle eleştirmesini ve komedyen Hasan Can Kaya ile arasında geçen tartışmaya ilişkin olarak, "Sokağa çıkıp megafonla ananıza sövmüyor ya çocuk, 'böyle mizah mı olur'muş; size ne lan!" dedi.
Altaylı, bugünkü yazısında gazeteci Nihat Genç'in Konuşanlar programını, "Yokluk, sefalet, sapıklık diplerde... Gençler galiba para için makul yollardan geçinecek fikir, akıl, ürün bulamıyor ve zıpırın biri seyircinin yüzüne ana avrat düz gidip ekmeğini kazanıyor! Adına da mizah demiş, seyirci de mazoşist, para verip kendine küfür ettiriyor" sözlerine atıfta bulunarak, "Hasan Can izleyenlere küfür ediyormuş, nasıl yaparmış, buna hakkı yokmuş.
Hatta Hasan Can’ı aramış o da ona küfretmiş, öyle küfür edilmez, böyle edilir diyerek. Muhalif aydınımız bunu yazarak, Hasan Can’ı şikayet ediyor ve anında devreye kim giriyor? Tabii ki, RTÜK, iktidar muhalifi komedyeni, iktidarın 'Medya Kontrol Ofisi'ne şikayet ediyor. Ne o kendisini izleyenlere küfür ediyormuş. Yazılarında en fazla küfür eden adam, stand up’çının küfründen dertli. Sanırsın Tekel. Küfür ondan başkasına ait olamaz" dedi.
Altaylı, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Muhalif çağırıyor, iktidar kontrolündeki RTÜK elinde sopasıyla geliyor. Durum tam bu. Yahu size ne! Adam açık kanalda ya da TRT’de yapmıyor bu işi. İsteyenin para verip izlediği bir yerde yapıyor. Küfürlü konuşmadan hoşlanmıyorsan para vermezsin, izlemezsin. Sokağa çıkıp megafonla ananıza sövmüyor ya çocuk. 'Böyle mizah mı olur'muş. Size ne lan! Mizah kriterlerine siz mi belirleyeceksiniz. Olur ya da olmaz. Mizah komiseri misin, Mizah Standartları Enstitüsü mü! Her şeyi bırak bir yana bir aydın olarak en azından kendini öyle tanıtan bir muhalif olarak bu yaptığın yakışık alan bir şey mi!"