Fatih Erbakan'dan AK Parti ile ilgili çarpıcı çıkış! Bir daha asla...

2023 seçimlerinde CHP ve Kılıçdaroğlu'na karşı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Bir daha asla AK Parti'yle olmayız, sağda üçüncü ittifak daha çok oy alır" ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi, 2023'teki milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı'yla birlikte hareket ederek, Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekledi. Ancak yerel seçimde Yeniden Refah, '2 büyükşehir, 2 il ve 35 ilçe belediyesi' istediklerini deklere edince ortaklık bozuldu. Yerel seçimde ise Yeniden Refah Urfa ve Yozgat il belediyeleri dahil olmak üzere 65 belediye kazandı.

Yerel seçimin ardından AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha da sertleşen tonda hedef almaya başladığı ve yakın zamanda bazı belediye başkanlarını transfer ettiği Yeniden Refah Partisi'nin Genel Başkanı Fatih Erbakan, artık AK Parti ile birlikte yol yürümelerinin mümkün olmadığı mesajını verdi.

'İKTİDARI CHP'YE TESLİM ETMEYİN DEDİLER, ZEYTİN DALI UZATTIK'



"2023'te ‘CHP’ye iktidarı teslim etmeyin’ dediler; hem kendileri hem millet kurtulsun diye zeytin dalı uzattık. Seçimden sonra aynı tas aynı hamam devam ettiler, güvenimizi sarstılar. Bundan sonra yola müstakil devam edeceğiz. Bir daha asla AK Parti'yle olmayız, sağda üçüncü ittifak daha çok oy alır, iktidarın uygulamalarını gören imam-hatipli gençler deist, ateist oluyor" diyen Fatih Erbakan, bugün AK Parti'yi 'şekilci Müslümanlık' yapmakla eleştirdi.

T24'ten Cansu Çamlıbel'in sorularını yanıtlayan Erbakan'ın açıklamaları özetle şöyle:


AK PARTİ UYGULAMALARINI GÖREN İMAM HATİPLİ BİLE DEİST OLUYOR


Bugün maalesef iktidarın uygulamaları bizim dindar olmayan iktidarlar döneminde eleştirdiğimiz uygulamaların aynısı. Burada bir çarpıklık var. Bu görüntüyü gören genç insanlar İmam Hatip'te okuduğu halde deist olmaya karar veriyor, ateist olabiliyor. Veya başı örtülüyse başını açıyor. Şekilden ibaret bir anlayışla maalesef toplumun önüne çıkılmış, iktidar olunmuş. Ama asıl değerlerimiz, asıl savunduğumuz ilkeler uygulanmıyor, hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla da maalesef gençler üzerinde ciddi olumsuz bir etkisi oluyor bu durumun.

AK PARTİ'NİN EKONOMİ POLİTİKASI ADALETSİZ PAYLAŞIMA DAYALI

Ekonomi politikası tamamen adaletsiz bir paylaşıma dayalı. Kamu kaynakları ‘itibardan tasarruf olmaz’ adı altında israfa harcanıyor. 2018'de kamunun yıllık hava aracı kiralama bedeli 280 milyon lirayken bu sene 5,5 milyar liraya gelmiş. Beş sene içinde hükümetin hava taşıtı kiralama bedeli 20 misli artmış. İmtiyazlı holdinglere haksız bir kaynak aktarımı yapılıyor. İhaleler kapalı kapılar arkasında pazarlık usulüyle veriliyor. Bakıyorsunuz Türkiye'de yapılan bir tünelin aynısı Kore’de beşte bir maliyetine yapılmış. Bir de üzerine bu imtiyazlı holdinglere vergi muafiyeti sağlanıyor. Beş holdinge 10 senede 128 kez vergi muafiyeti yapılmış. Dünyada kamudan en çok ihale alan sıralamasındaki ilk 10 holdingden 5 tanesi bizdeki bu holdingler. Kaynaklar imtiyazlı holdinglere aktarılıyor, kaynaklar faize gidiyor. Bizim en çok mücadele etmemiz gereken bu ülkenin, bu milletin bir kuruşunun faize gitmemesini sağlamak. Ama bu sene işte bütçeden 1,25 trilyon lira faize veriliyor. Bu ekonomi uygulamasının Millî Görüş’ün rahmetli Erbakan Hoca'mız döneminden beri savunduğu değerlerle hiçbir alakası yok, taban tabana zıt.

SAĞ İTTİFAK

Kendi cumhurbaşkanı adayımızla girmeyi önceliyoruz. Ama bir ‘üçüncü yol’ alternatifi Türkiye'de her zaman mümkündür. Seçmenin ‘sağ partiler’ olarak nitelendirdiği partiler ittifak yoluna gidebilir. İYİ Parti var, DEVA var, Gelecek var, Saadet var. Büyük Birlik Partisi de olabilir... Sağ partilerden oluşacak bir ittifak, AK Parti’ye gönülsüz oy verenler için ciddi bir alternatif haline gelir.

28 ŞUBAT'TAKİ MÜDAHALENİN NEDENİ ERBAKAN'IN ABD'YE ENGEL GÖRÜLMESİYDİ

Ben 28 Şubat'ı anlatırken Suudi Arabistan örneğini veriyorum. Dindarlık problemse, başörtüsü problemse, kamuda görevlilerin uzun sakalla işe gelmesi problemse, Suudi Arabistan ile Amerika'nın çok ciddi sorun yaşaması lazım. Ama Suudi Arabistan ile Amerika'nın hiçbir zaman böyle bir sorun yaşadığını görmüyoruz. Türkiye'de de mesela başbakanlık konutundaki iftar yemeğinin sorun yapılmasının sebebi Erbakan'ın eşinin kızının başörtülü olması, dindar olması değildi. Asıl mesele Ortadoğu'daki planların yürütülmesine Erbakan Hoca’nın bir engel olmasıydı.

("Öyle bakılırsa Ecevit de bir engeldi ama o bir askeri darbe tehdidine maruz kalmadı?" sorusu üzerine) Rahmetli Ecevit sol görüşlü bir insandı. Eşi başörtülü değil, kendisi İmam Hatipli değildi. Ama onun da ekarte edilmesi gerekti. Planın yürümesi için Türkiye'nin de dizayn edilmesi gerekliydi. Şimdi de maalesef bu planların 22 senelik AK Parti iktidarı sonucunda yürüdüğünü görüyoruz. Suriye'nin, Irak'ın, Yemen'in, Mısır'ın durumu ortada, Libya'nın durumu ortada maalesef. Kudüs, İsrail'in başkenti ilan edildi. İsrail işgallerine, yerleşimlerine hızlı bir şekilde devam ediyor.