Fatura Zamları Yurttaşları Tek Bir Evde, Birkaç Aile Yaşamaya İtiyor
İPA Genel Koordinatörü Esra Huri Bulduk, vatandaşın faturaları ödemekte zorluk çektiğini belirtti. Şişen faturalar ve ekonomik kriz ailelerin geçinmesine, çocuklarını sağlıklı yaşamasına engel oluyor.
BirGün'den Yaren Çolak'ın haberine göre, Ekonomik kriz ortamında milyonlarca yurttaş yüksek enflasyonun altında eziliyor. İktidarın ekonomi politikaları yoksul ve zengin arasındaki uçurumu daha da derinleştiriyor.
Pazar yerlerindeki sebze artıklarıyla karnını doyurmaya çalışanlarla, tarihi geçmiş ürünler için uzun kuyruk oluşturanların manzaraları her geçen gün çoğalıyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) verilerine göre 16 milyon kişinin yaşadığı megakentte 300 bin haneye et girmiyor. Hane nüfusunun ortalama 4 kişi olduğu düşünülürse İstanbul’da yaşayan 100 kişiden 7’si et yiyemiyor.
Yalnızca son bir buçuk yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) destek talebiyle başvuran hane sayısı ise 600 bini aştı. Son iki yılda 150 binden fazla çocuğa Halk Süt ulaştırıldı.
Yoksullukla ilgili çalışmalar yürüten ve araştırmalar yapan Derin Yoksulluk Ağı’nın (DYA) yayımladığı "Türkiye'de Çocuk Yoksulluğu" başlıklı rapor ailelerin yaşam savaşını ortaya koyuyor.
Rapora göre 0-3 yaş çocuklarını hazır çorba, şekerli su, pirinç lapası gibi besin değeri bu yaş grubu için yeterli olmayan besinlerle beslemek zorunda kalıyor. Görüşülen ailelerin yüzde 39’u pandemi döneminden önce de temiz içme suyu bulamadığını söylerken, yüzde 49 salgın döneminde içme suyuna erişemiyor.
İstanbul’daki yoksulluğun ‘fotoğrafını çeken’ Derin Yoksulluk Ağı’ndan Selen Yüksel ile İPA Genel Koordinatörü Esra Huri Bulduk ile kentteki yoksulluğun boyutunu konuştuk.
Megakentte yaşam maliyetinin geçen yıla kıyasla yüzde 50,18 oranında artığını kaydeden İPA Genel Koordinatörü Bulduk, temel gıdaya gelen zamlara dikkat çekiyor. Bulduk’a göre; temel gıdaya, elektriğe, doğalgaza gelen zamlar yurttaşları tek bir evde, birkaç aile yaşamaya itiyor.
Bulduk, ajans tarafından hazırlanan Covid-19 Salgını Mücadele Sürecinde İstanbul Kırılganlık Haritası Proje Raporu’na da değiniyor.
Rapora göre, Avrupa Yakası’nda Çatalca, Silivri, Arnavutköy; Anadolu Yakası’nda ise Beykoz, Pendik, Şile ilçelerinde bulunan mahallerin sosyoekonomik risk faktörü en yüksek bölgeler.
Bu yılın ilk 5 ayında 1 milyon 525 bin abonenin elektriği, 674 bin abonenin ise doğalgazı faturalar ödenemediği için kesilirken Bulduk, pandeminin yarattığı tabloya dikkat çekiyor. Yaptıkları araştırmalardan çıkan sonucu aktaran Bulduk, ailelerin en çok kira ve doğalgaz faturalarını ödemekte güçlük çektiğine vurgu yapıyor, geniş aile biçiminde yaşamanın pandeminin ortalarından itibaren yoksul aileler için bir ‘geçim stratejisi’ne dönüştüğünü aktarıyor.
Ailelerin her geçen gün daha kötü şartlarda yaşamaya başladıklarını kaydeden Bulduk, şunları söylüyor: “Hem evlerin ısınmaya elverişli olmaması hem de faturalara güç yettirilememesi sebebiyle ısınma dar gelirli hanelerin en önemli sorunlarından biri. Örneğin, ‘Beyoğlu Senin’ stratejik planlama sürecinde, Beyoğlu’nun en yoksul mahallelerinde yaptığımız saha çalışmasında gördük ki bir kısım yoksul aileler de evlerini küçülttüler, bu dönemde sık sık taşındılar ve en düşük kiraları ödeyebilecekleri en dezavantajlı mahallelerde toplandılar. Bu durumda hane kompozisyonu değişmedi ama hane yer değiştirdi ve barınma koşulları niteliksizleşti. Aileler birleşip dayanışarak bu süreci atlatmaya çalıştılar. Bu da giderek kalabalıklaşan hanelerde çocuklara ayrılan alanın daha da daralmasına sebep oldu.”
AYAKKABIDA VE KIYAFETTE YEDEK YOK
Bulduk, “Çocukların yedek bir ayakkabısı dahi yok” diyerek tabloyu özetliyor: “Son yaptığımız Yaşam Maliyeti araştırmasına göre montlarda yüzde 42, botlarda yüzde 52, çocuk ayakkabılarında ise yüzde 51 oranda bir artış söz konusu. Bu durumda özellikle dar gelirli hanelerin bu ürünlere erişiminin daha da kısıtlandığını söyleyebiliriz. Pandemi döneminde yaptığımız Covid-19 Salgının Dar Gelirli Haneler Üzerine Etkileri araştırması ile bu hanelerde zaten çocukların bir yedek ayakkabısı dahi olmadığını, özellikle kış aylarında ciddi bir kıyafet sorunu yaşandığını biliyorduk. Bu durumun artan fiyatlarla daha da derinleştiğini tahmin etmek zor değil.”
YOKSULUN SOFRASINDA MEYVE SEBZE ÇÖPTEN
İPA Genel Koordinatörü Bulduk, yaptıkları araştırmalarla birlikte yoksullukla ilgili ‘iki temel faktör’ tespit ettiklerini söylüyor. Buna göre, İstanbul’da hangi mahallerinin ‘kırmızı alarm’ verdiği biliniyor. Diğeri ise ‘orta gelir sahiplerinin’ yaşadığı mahalleler de artık yoksul mahalleler arasında.
Derin Yoksulluk Ağı’ndan Selen Yüksel de Bulduk gibi yoksulluk koşullarında yaşayan ailelerin sağlıklı gıdaya ulaşamadığını söylüyor. Yüksel’in aktardığına göre süt, çocuklu ailelerin en çok talep ettiği ve ulaşamadıklarını dile getirdikleri ihtiyaç. Yüksel, ailelerin, çocuklara meyve ve sebze yedirebilmek için market çöplerinden çarık çürüğü dahi topladıklarını dile getiriyor.
Yüksel, sağlıklı gıdaya erişemeyen çocuklarda pek çok hastalığın gözlemlendiğine dikkat çekiyor, buna örnek olarak ise bodurluğun yaygın görüldüğüne vurgu yapıyor:
“Sağlıksız beslenme; çocuklarda bodurluk, aşırı zayıflık ve obezitenin yanında bilişsel gelişimlerinde yaşıtlarına göre geride kalma, öğrenme güçlüğü gibi birçok fiziksel ve zihinsel sağlık sorununa sebep olabiliyor. Kwashiorkor, marasmus, anemi ve vitamin eksiklikleri çocuklarda yetersiz beslenme sonucu oluşabilecek fiziksel hastalıklardan yalnızca birkaçı.”
SAĞLIKLI BESLENEMEYEN ÇOCUKLAR İYİLEŞEMİYOR
Barınma sorununa da değiniyor Yüksel; su, elektrik ve ısınma gibi çok hayati ihtiyaçların karşılanamadığı söylüyor. Bunun kimi güvenlik sorunlarına neden olduğunu da bildiriyor.
Yeni zamların yoksulluğu adeta katmerlediğini belirten Yüksel, şu ifadeleri kullanıyor:
“Yeni pandemi sürecinde çok uzun süre çalışmamış, pandemiden önce de yoksulluk koşullarında yaşayan aileler için evlerini kaybetme, çöpten yiyecek toplamak zorunda kalma, çocuklarını okula göndermeye devam edememe gibi sonuçlar getiriyor. Zamlar zaten hâlihazırda erişilmesi güç olan birçok gıda grubunu erişilmesi imkânsız kılıyor. Gündemde çok yer bulan yemek yememek için suyla karnını doyurmaya çalışan çocuk gibi; beslenmesi olmadığı için okula gitmek istemeyen, sağlıklı beslenmediği için günlerce iyileşemeyen birçok çocuğun hikâyesine şahit oluyoruz.”
***
Param yok çöpten topluyorum
İstanbul’un Bağcılar ilçesindeki Yeni Mahalle Pazarı’nda pazar tezgâhlarının arasından yenilecek durumda olan sebze ve meyveleri toplayan yaşlı bir kadın fiyatların yüksekliğinden şikâyet etti. "Alacak gücüm yok, ne yapayım” diyen kadın, "Fiyatlardan memnun değilim. Nasıl memnun olayım? Çöpten topluyorum. Param yoktur, alamıyorum. Buradan yerden topluyorum kızım. Ne yapayım?" diye soruyor.