"Fethullah'ı hiç tanımam, sordum müslümanmış!!!" Star'ın Kıbrıslı patronundan ilginç açıklamalar!!!
Uzun yıllar İngiltere'de ve Kıbrıs'ta yatırım yapan bir iş adamıydı Ali Özmen Safa. Geçen yil TMSF'den Star Gazetesi'ni satın alınca gözler üzerine çevrildi. Peki Ali Özmen Safa ile cemaat arasında yakınlık var mı? Kıbrıslı patron Medyatik dergisine konuş
Fethullah'i hiç tanımam. Sordum anlattılar. Yahu onlar da Müslüman'mış"
Fethullah'la benim bir görüşmem yoktu. Fethullah Gülen'le ilgili olarak herhangi
birisiyle görüşmedim tanışmadım ve kimseyi tanımıyorum.
Uzun yıllar İngiltere'de ve Kıbrıs'ta yatırım yapan bir iş adamıydı Ali Özmen Safa. Geçen yil TMSF'den Star Gazetesi'ni satın alınca gözler üzerine çevrildi. Türkiye'ye yeni bir Kıbrıslı medya patronu geliyordu. Kimdi bu Ali Özmen Safa? Star Gazetesi'ni
alırken kimileri "Ucuza aldı" dedi. Kimi, çok para harcadığından, kimi zarar edeceğinden bahsetti.
Ancak Kıbrıslı iş adamı bunları bir kenara bıraktı ve yoluna devam etti... Star gazetesi
şimdi yeni bir atağın eşiğinde. Kıbrıs'ta ve İngiltere'de ayrıca tüm Avrupa'da
günlük Türkçe olarak yayın hayatına girmek için hazırlıklara başlandı. Gazetenin
güçlenmesi için Kanal 24 televizyonu da devreye girdi…
Kıbrıslı bir Türk girişimcinin, çiçeği burnunda medya patronu Ali Özmen Safa ile
Konut Fuarı'nda randevulaştık ve sohbete orada başladık. Özmen Safa'ya göre, Star
Gazetesi'ni alması, bir girişimcinin fırsatı değerlendirmesiydi.
"Kendinize baktığınız zaman kabiliyetinizin nerede olduğunu anlayabiliyorsunuz
ve başlangıç noktası orası oluyor. Ben kendimi girişimci olarak görüyorum. Girişimci
demek, yatırım yapmak demektir. Girişimci yatırımını yapar. Girdiği alanda onun
altında idareciler, uzmanlar vardır. Yapması gereken bunları bir araya getirmektir.
Girişimci parayla yöneticiyi bir araya getirir. Yani girişimci sermayeyle uzman yöneticileri bir araya getirir. Maddi açıdan ise şunları söylemek lazım. 5 sene daha geriye gidersek, 2000- 2002 yıllarında İngiltere'de senede 100 milyon dolarlık ciro yapıyordum. Buna göre senelik olarak 70 milyon dolar üzerinde bir yatırım olması gerekiyor.
Star Gazetesi'yle 8 milyon dolarlık, 4 milyon sterlinlik bir yatırıma girdik. Bugün
dünyada çok büyük sermaye var-
. Sermaye durduğu yerde para getirmiyor, çalıştırmak gerekiyor."
STAR BENİM İÇİN FIRSATTI
"Neden Star Gazetesi, yeni bir yayın grubu da kurabilirdiniz?" sorusuna ise şu cevabi
verdi Ali Özmen Safa: "Star Gazetesi ihalesinden sonra "Çok ucuza satıldı" diye
haberler çıktı. Daha önce ihale olmuştu kimse katılmamıştı. Bu fırsat herkese açıktı.
Ben şans diye bir şeye inanmıyorum. Benim inancım fırsatı değerlendirmektir. Bir
girişimci olarak fırsatı değerlendiririm. Öncelikle bilgiyi edinirsiniz, fırsat düştüğü zaman
fırsatı takdir edersiniz ve değerlendirirsiniz. Star'a gelince o fırsat herkese açıktı.
Benim için bir fırsattı, o fırsatı gördüm ve değerlendirdim."
RİSKE GÖRE KAR
Medya patronu olmanın çok para gerektirdiği konusunda ise şu açıklamayı yaptı:
"Ben İngiltere'de inşaat sektörüne yatırım yaptım. Ama inşaat yapmadım. Başkaları-
nın yaptığı inşaatı satın alırdım. Star Gazetesi için 8 milyon dolarlık bir girişimim vardı.
Zararı da ayda 1 milyon dolardı. 1 milyon dolar yıllık 12 milyon dolar oldu. Evet
riski vardır.
Gazeteyi bugün analiz edersek; Star yeni binasına geçti, yatırımlar yaptı, yeni Yönetim
Kurulu var, gazeteye yeni kaptanlar girdi. Kanal 24 var. Her şey iyiye gidiyor."
"Rumlar beni iyi tanır. Lobiciliğimi iyi bilir, o yüzden Güney'e geçmem... Çünkü listenin ilk
sırasındayım"
Kâr, aldığınız riskin mükafatıdır. Risk ne kadar yüksekse kar da o kadar yüksektir. O riske
bakmak lazım o risk boşa giderse bütün yatırımı kaybedersiniz onu düşünmek lazım ve
ona göre hareke etmek lazım. Benim yapabileceğim zarar nedir diye düşünüp ona göre hareket
ederim. Ben bu yatırımı yaptığım zaman zarar ne olabilir, en kötüsü ne olabilir dedim
ve riskini de göz önüne aldım. Ve dedim ki, her şey aksine giderse işasa gitmem. Ve yatı-
rımımı yaptım. Riski alırsınız, mükafatını da alırsınız."
MEDYA BÜYÜK GÜÇ
Bir iş adamı olarak, medya patronluğunda bir farklılık gördüğünü de açıkça söyledi: "Ben
İngiltere'de eğitim aldım. İş hayatına ilk girdiğim zaman amacım para kazanmaktı. Çünkü
geleceğimi güvence altına almam lazımdı. Hoşuma gidip gitmemesini göze almazdım. Başarının ve para yapmanın siniri yoktur. Düşündüğünüz zaman ben şu anda sadece zevk aldığım işe giriyorum. Yani ben bir işten zevk almayacaksam girmem. Sadece varlık mesut etmez.
Medyaya gelince herhangi bir işe girdiğinizde amacı vardır stratejisi vardır, yolu seçersiniz
o yolda gidersiniz. Ama medyaya baktığınızda mesuliyet ve gücü bir arada taşıyor.
İyiliği de var fenalığı da var. Medya size high profile (yüksek profil) verir. High profile verdiğinde, bilinmeniz tanınmanız daha kolay oluyor. Ayni zamanda yaptığınız başarılarınızı
ve iyiliklerinizi ortaya çıkarıyor. İş hayati networktur. Bir girişimci çıkan fırsatları değerlendirip
karar verir. High profile olduğunuz zaman, daha fazla iş fırsatlarıyla karşılaşıyorsunuz."
BANA KIBRISLI DİYORLAR
"TMSF'nin ihalesine girdiğim zaman, oturmuş ihaleyi bekliyordum. Baktım ki basından bir
sürü insan geliyor. Televizyon kameraları gittikçe çoğalıyor. "Başbakan mi geliyor?" dedim.
Meğer herkes ihale için geliyormuş. O zaman farkına vardım basının bu kadar mühim olduğunu. Hakikaten daha önce bilmezdim. Misal vereyim: İngiltere'de 5-6 yıldır belli bir restauranta
giderim. Gittiğim zaman ismimi bilmezler ve bana hoş geldiniz demezlerdi. Ancak
son zamanlarda gittiğimde bana ismimle hitap ediyorlar. O zaman anladım ki medya büyük
güç. Ne yapmanız gerekir bu güçle. Evet, size bir güç veriyor ayni zamanda da mesuliyet
veriyor. İkisini bir arada yürütmek gerekiyor. Bu gücü alıyorsunuz ama bunun bir faturası
var. Sorumluluğu da unutmamak gerekiyor. Yoksa o güç sizi alıp yanlış yerlere götürür.
Bu dengeyi oturtmak gerekiyor. Türkiye'de bana diğer medya patronları Kıbrıslı diyorlar.
Evet ben Kıbrıslı Türküm. Ben bunların iyi niyetli söylemler olduğunu düşünüyorum ve hoş
görüyorum. Benim ümidim sevildiğimden dolayı Kıbrıslı diyorlardır diye. Ben iyi niyetli olduğum için onlardan da bunu bekliyorum."
Özmen Safa, Star Gazetesi'ni aldıktan sonra KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la
yaptığı bir görüşmeyi de şöyle anlattı: "Cumhurbaşkanımızla bir iş adamı olarak amaçlarımız aynidir. Amaçlarımız öncelikle Kıbrıs Türkü'nün ekonomik gücünün büyümesidir.
Ekonominin büyümesiyle siyasilere de siyasi bir güç veriyorsunuz. Zaten bir memleketin
ekonomik gücü yoksa siyasi gücü az olur.
Bizim ekonomik gücümüz müzakere masasında siyasilerin gücü olacaktır. Cumhurbaşkanının da inancı odur. Ekonomi güçlendiği için hazır olduğunuzda konuşuruz diyoruz. Biz
eşitlik istiyoruz diyoruz. Gazeteyi aldıktan sonra Mehmet Ali Talat Bey'i ziyaret ettim. Ali Bey
"Hoş geldin" dedi. Ve ikinci sözü de şu oldu. "Papadopulas'u endişeye verdin". Rumların
bir dönem, benimle olan ilgisi Türkler'den daha fazlaydı. Çünkü İngiltere'deki lobiciliğimi biliyorlardı.
Bana bazı şeyler için yasak getirilirse, ben o yasakları bir şekilde aşarim ve istediğim yere girerim. Benim girişimlerim, onları endişeye verdi ve ben onlarla İngiltere'de savaştı
m. Beni çok iyi tanırlar. Benimle ilgili Rum Gazeteleri'nde epey yazılar çıktı. Hatta geçenlerde
Serdar Denktaş'la görüştüğümde "Sen öbür tarafa gitme" dedi. Ben de "Biliyorum
listenin başındayım dedim".
ASİL NADİR'E DANIŞTIM
Özmen Safa, Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir'in Türkiye'deki medya macerası ile ilgili olarak
da şunları söyledi: "Kendisiyle İngiltere'den tanışıyorum. En son İngiltere'den ayrıldıktan
sonra, 1996 'da bir restaurantta karşılaştık. Ondan sonra epey zamandır karşılaşmadık görüşmedik.
Kendisine danışmam 1990'li yıllarda oldu. Asil Bey, Polly Peck'in halka açık şirketin
yönetim kurulu başkanıydı. Ben de başka bir şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapı
yordum. O zaman görüşmüştük. Onun tecrübelerinden yararlanmıştım. Asil Nadir'i dünya
çapında büyük bir girişimci olarak görüyorum. Bana zaman zaman "İkinci Asil Nadir"
diyorlar. Onun uluslararası şirketinin geldiği seviyeyle benim geldiğim seviye arasında büyük
fark var. Benimki daha küçük. Hatta onunla mukayese edilmek bile kendisine karşı bir
nezaketsizlik olur. Onun şirketi şu anda Türkiye'deki pek çok şirketten daha da büyük bir
şirketti. O mukayeseyi kabul etmiyorum. Fakat şu an Kıbrıs açısından en büyük yatırım yapan
değişik konulara giren benim. O bakımdan göze çarpıyorum. Asil Nadir gibi birisinin,
öyle durumlara gelip daha sonrada bu durumlara düşmesi üzüntü vericidir. Kendisine saygı
göstermek gerekiyor."
METİN MÜNİR'LE GEÇMİŞİMİZ VAR
Ali Özmen Safa, Star ihalesine girmeye hazırlanırken, Kıbrıslı gazeteci Metin Münir'in
"Bu işe girerse zarar eder" diye yazı yazdığını ve Asil Nadir örneğini verdiğini hatırlattık:
"Metin Bey bir köşe yazarıdır ve yorum yapıyor. Kıbrıs'ta İngiliz okuluna gittim. Yanılmıyorsam o da o okula gitmişti. Öyle bir geçmişimiz var. Gazeteyi satın aldığımdan bu yana
aradan 1 sene geçti. 1 seneyi analiz edip ona göre insanların bakması gerekir. Bu zamana
bakıp, başarılı oldu mu olmadı mi demeleri lazım. Ben girişimciyim. Girişimcinin yaptığı sermayeyi, fikirleri ve uzmanlarını bir araya getirmektir. Para yalnız başına yatırımı bulmaz;
fikir de gidip parayı bulamaz. Gazeteyi bugün analiz edersek, Star yeni binasına geç-
ti, yatırımlar yaptı, yeni yönetim kurulu var, gazeteye yeni kaptanlar girdi. Kanal 24 var.
Her şey iyiye gidiyor."
"Star Kıbrıs
Kıbrıs Türkünün
sesi olacak"
Kıbrıs'ta yayınlayacakları Star Kıbrıs için, Kıbrıs Türkünün sesi olacaklarını söyleyen Ali
Özmen Safa şunları ifade etti: "Star Gazetesi Kanal 24 televizyonuyla daha da ilerledi. Star
Gazetesi Kıbrıs'ta Star Kıbrıs olarak çıkacak. Star Kıbrıs 9 Nisan'da yayın hayatına başlı-
yor. 28 Nisan'da da İngiltere'de yine ayni gazete biraz daha ekle İngiltere'de basılıp bütün
İngiltere'de dağılacaktır ve Avrupa'ya da gidecektir. Günlük ve Türkçe olarak.
Gerek Kıbrıs'ta gerek İngiltere'de bir vatan sevgisi vardır. Kendi vatanında ne oluyor, kendi
şehrinde ne oluyor insanlar bilmek istiyor. Ayrıca bu gazete günlük gazete boşluğunu da
giderecek. Ben Kıbrıs'ta bir boşluk görüyorum. Gazete siyasi partiler dişi olan bir partiye ihtiyaç
duymayan bir gazete olacak. Bütün gazeteler bir partiyi destekliyor. Gazetecilik açısından Kıbrıs'ta da 17 senedir bir yenilik yapılmadı. Burada da bir boşluk var. Siyasi partiler
dışında olacağımız için haklinin yanında olacağız, güçlünün yanında değil, doğrunun
yanında olacağız. Çünkü şu anda doğru ve hakli olanlar desteklenmiyor. Güçlüler rol oynuyor.
Bu gazete Kıbrıs Türkünün sesi olacak. Yakin zamanda da İngilizce olarak ekler yapılacak. İngilizce olarak yayınlanarak, Kıbrıs Türküne yapılan haksizliği dünyaya duyurulacak.
Kıbrıs Türkü'nün sesi olacaktır."
SİSTEM NASIL İŞLEYECEK
"Türkiye'deki Star gazetesi, hem Kıbrıs'ta hem İngiltere'de yayınlanacak. Öncelikle Kıbrıs'ta başlatıyoruz. Kıbrıs'ta 25 kişilik bir ekip var o ekip daha da büyüyecek. Kanal 24 için
de bir stüdyo olacak. Gazetenin manşeti Kıbrıs için Kıbrıs'la ilgili olacak. İçinde kimi sayfalar
Türkiye için, kimi sayfalar Kıbrıs için olacak. Kıbrıs'tan haberler Türkiye'ye merkeze gelecek
burada yapılacak, basılacak. Ardından Kıbrıs'a dağıtılacak. İngiltere için ise Türkiye'de
yapılıp, Internet yoluyla İngiltere'ye gönderilecek ve orada basılacak."
MEDYA
SİZE YÜKSEK
PROFİL VERİR
Başarının ve para yapmanın sınırı yoktur. Herhangi bir işe girdiğinizde amacı vardır, stratejisi
vardır… Yolu seçersiniz, o yolda gidersiniz. Ama medyaya baktığınızda, medya mesuliyet
ve gücü bir arada taşıyor. İyiliği de var, fenalığı da var. Medya size high profile
(yüksek profil) verir. High profile verdiğinde, bilinmeniz tanınmanız daha kolay oluyor.
"Yılda 100 milyon
dolar kazandım!.."
Peki Star Gazetesi'ndeki yönetim değişiklikleri ve suların bir türlü durulmaması:
"Gazetelerde değişik departmanlar var. Bir tanesinin diğerine uyması gerekiyor. Bunun
için değişiklikler oluyor. Uyumu sağlamaya çalışıyoruz. şimdi gazetede yukarı yönetimden
en alt kademesine kadar bir uyum söz konusu. Yanlışlık yapıldığı zaman onun farkına varıp o yanlışlığı yok etmek gerekir. Gelip gidenler oldu. Yeni elemanlar geldi. Yönetim Kurulun'daki
insanlar olarak hepimiz ayni fikirdeyiz. Bu atmosfer alt
kademelere kadar gidiyor. Son üç ay zarfında gazetede moraller daha yüksektir. Daha da
zevkli çalışıyor herkes. Altı ay önce cesur olup da değişiklik yapılmasaydı bugün bu uyum
olmazdı."
GÜLEN DE MÜSLÜMANMIŞ
Safa, Fethullah Gülen'le olan yakinliği söylentilerine ise şu cevabi verdi:
"Bu spekülasyon Alaattin Kaya'dan dolayı çıkmıştır. Star Gazetesi'ni aldığımda dört ayrı
şehirde gazetenin yerleri vardı. Onları güvence altına almak gerekiyordu. Matbaadan anlayan
birine ihtiyaç vardı. Ve Kaya'yla ortak olduk. Alaattin Kaya'nin kendi görüşleri varsa,
dini inançları varsa kendisinde. Mühim olan nokta, gazetenin çizgisine taşımaması. Gazetenin
çizgisi zaten belliydi. Herkes görüşünü inancını evde bırakıp öyle işe gider. Alaattin
Asil Nadir'den sonra, Türkiye'de medya işine giren ikinci KIBRISLI
işadamı MEDYATİK'e konuştu:Asil Nadir'den sonra,
Türkiye'de medya işine giren ikinci KIBRISLI işadamı MEDYATİK'e konuştu:
Ali Özmen SAFA
Star'i alıp iyi bir
iş yaptım. İşi de
sevdim "İngiltere'de 5-6 yıldır ayni restauranta giderim. Gittiğim zaman
ismimi bilmezler, bana hoş geldiniz demezlerdi. Ancak
son zamanlarda gittiğimde bana ismimle hitap
ediyorlar. O zaman anladım ki medya büyük güç."