Gençlerden mesaj var: Ekrem Abi bizi kampa götür!
Medyafaresi.com yazarı Gözde Ünver, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gençlere yönelik kamp ve doğa tatili alternatifleri için anlamlı bir çağrı yaptı.
İşte o yazı
Bir grup insan var ki sanırım ben bu gruba dahilim. İçimizde farklı prototipte kişilikler barındırıyoruz.
Mesela bende en az dört farklı Gözde var.
Bir tanesi adeta Seattle’lı & serseri ruhlu, diğeri glamour bir kız, öbürü çiğ köfte yoğurarak arabesk de dinler, sonuncu tasavvuf da sever, musiki de sever.
Tek bir Gözde olsaydı eminim çok sıkıcı olurdu..
Benim bunu anlamam bir hayli zamanımı aldı ama çok şükür anladım. Fakat tüm Gözde’lerin birçok farklı zevkleri olmasına rağmen yegane ortak bir motivasyonu olduğunu fark ettim.
Hepsi doğada daha mutlu ve keşfetmek istiyor.
Yeni yollar, yeni rotalar, yeni bir müzik tarzı, yeni kitaplar, tanımadığım bir sanatçının galerisini gezmek, her neyse.. Bazı insanları bu durum yorabilir ama beni kesinlikle yormuyor.
Yıllar önce kız kardeşimin ısrarı üzerine Rock’n Coke’da ilk kamp deneyimimi yaşadığımda türlü sıkıntılardan sonra ‘Yok ya, bana göre değil’ demiştim.
E Aslan kadınıyız ya, bir yandan en azından asgari konfor (tuvalete ve prize konfor/lüks denirse) gerekiyor. Bu ilk deneyim - sabahın 06.00 sularında çadıra dolan güneşle kafa derimden saçlarımın ucuna kadar terleyerek uyanmaya mecbur olmak vs cidden çok zordu.
Yıllar içinde 5 yıldızlı ölüm otellerinde (ki ben adına ruhsuz konfor tatili diyorum) daha da bunalan ruhum ile Kaş ve Assos’ta kendimi buldum.
Benim aradığım şey, evet başta doğa ile başbaşa olmak ki bunun için çadır şart değil elbette. Sonra da deneyim, macera.
Her gün farklı bir yerde farklı insanlarla kaynaşmak, tatmak, koklamak, beraber şarkı söylemek, yıldız saymak. Kolektif macera, paylaşım..
Bu kolektif macera için kıtalar aştığım da oldu. Afrika’da kamp yapamadım ama örümcek ağı ile örülü bir yatakta uyumayı da başardım. Başardım diyorum çünkü böcek korkum dillere destandır.
Fakat tüm bunlar için vakit gerekti. Bazen vakit, bazen nakit ve çoğu zaman her ikisi de.
Sonunda tatil zevkim de oturdu. Çok konforlu ama lüks değil, tasarımı ile hayran bırakan, çarşafları lavanta kokacak kadar kişiye özel, doğanın göbeğinde butik oteller keşfettim ve en azından kendi tatil zevkimi oturtmuş oldum.
Benden yaşça küçük arkadaşlarla konuştuğumda ise onlar ne istediğini şimdiden gayet iyi biliyor ama zemin yok.
O yaşlarda bolca vakit var, fakat bütçe yok. Kolektif eğlence arıyorlar. Bu ihtiyaçlarını bazı festivaller karşılıyor ama kendi kendilerine çadırlarını alıp kaçmak istediklerinde maalesef tesisler dışında bir imkanları yok.
Araç sıkıntısı nedeniyle atlayıp bir yere gitmek yani yol yapmak büyük sıkıntı. İstanbul’da ise maalesef artık eskisi gibi kamp yapamıyorlar.
Eskiden ez azından Burgazada’da Madam Martha koyunda, Kalpazankaya’da yapabiliniyordu ve hatta Teomanın bir şarkı yazmışlığı vardır bilen bilir (Sardunyalar Arasında) fakat şimdi her yer özel tesis ve her tesis sadece daha fazla nasıl gelir elde edeceğinin peşinde.
Doğada olmak isteyen bir grup genç için en azından belediyeler daha temiz, ekonomik tesisler yapabilir bence. Bu sebeple Ekrem abimize bir mesajla başlamak istedim. Haydi hepimiz doğa’ya.
Gözde Ünver / Medyafaresi.com