Gereksiz Rapor Talepleri Aile Hekimlerinde İşleyişi Çıkmaza Sokuyor

Kurumların ‘İşe başlayabilir’ rapor talepleri, kişilerin ise çeşitli sebeplerle istedikleri ‘İş göremez’ raporu aile hekimliklerinde sıkıntılara sebep oluyor.

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası(AHESEN) Başkanı Dr. Gürsel Özer, son günlerde ülkemizdeki Covid-19 vaka sayılarının zaman zaman Avrupa ülkelerinin önüne geçtiğini, buna rağmen toplumsal olarak alınması gereken önlemler ve uyulması gereken kurallar konusunda gerekli hassasiyeti göstermediğimize dikkat çekiyor.

Sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı sözel ve fiziksel şiddetin devam ettiğini,  bunun yanında şaşırtan talepler ve angarya işleyişlerin, gerçek hizmetlerin aksamasına neden olduğunu belirten AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer; “Sahada çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız geri bildiri raporları şaşırtıcı örneklerle dolu.  Sağlık Bakanlığının algoritması nettir; ‘Covid-19 geçiren hastaların 10 gün sonrası, testleri pozitif olsa dahi bulaşıcılık olmayacağından işe başlamalarında herhangi bir sakınca yoktur’.

Ancak kamu kurumları da dahil birçok işyerinde, çalışanları için tekrar test talebi ve kişi negatif oluncaya kadar rapor uzatma talepleri devam ediyor. Bazı durumlarda ise iyileşen hastalardan dahi hiç bir tıbbı dayanağı olmayan ‘işe başlayabilir’ raporu isteniyor. Aile hekimlerince bu tür raporların yasal olarak verilemeyeceği yanıtı karşısında gerginleşen hasta – hekim ilişkisi sözel ve fiziksel şiddete dönüşüyor” dedi.

“AİLE HEKİMİ KOZMETİK KREM REÇETE ETMEZ”

Sahada karşı karşıya kalınan zorlukların yalnızca raporlarla sınırlı olmadığını dile getire AHESEN Başkanı Dr. Özer; “kozmetik kremlerini reçete ettirme talepleri, resmi makamların verdiği idari izni beğenmeyenlerin aile hekimlerinden idari izin talebi, olur olmaz şikayetler için aile hekimliği çalışanlarına soruşturma açılması, işyerlerinin Covid-19 değilsin raporu talebi, ‘Annem şeker, babam kalp hastası ben de risk grubundayım sonuçta’ diyerek idari izin rapor talebi, çalıştıkları iş yerinde çalışma arkadaşı pozitif çıkan, ancak kendisinin hiçbir şikayeti olmayan bireyin 10 günlük rapor istemesi gibi yersiz istek ve talepleri gibi çalışmaları tam anlamıyla sekteye uğratan ve anlayışsızlığın göstergeleri olan bu durumların toplum olarak önüne geçmeliyiz.

Aile hekimliği uygulamasının güçlendirilmesi ve halkın sağlığına hiçbir fayda sağlamayan bireysel taleplerden arındırılması gereklidir.

Dr. Gürsel Özer; Pandeminin olumsuz etkilerini en çok hissettiğimiz günleri yaşıyoruz. Geldiğimiz noktada yaşanan gerçekliği kabul edip aklın ve bilimin önermeleri doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Günde 300’ü aşan ölüm sayısında bile gereken dersler ve aksiyonlar maalesef alınamıyor.

Pandemi bize hastalıkların en iyi tedavisinin korunmak ve hastalığa yakalanmamak olduğunu öğretti. Bu ilke,  bulaşıcı hastalıklarla sınırlı kalmayıp kalp, şeker, tansiyon gibi hastalıklarda da en etkin tedavinin hastalıklardan korunmak ve buna yol açan nedenlerin önüne geçmek olduğunu gösteriyor.” dedi.

AHESEN Başkanı Özer; “Koruyucu sağlık hizmetlerini sunan ve Hastalık oluştuktan sonra başvurulan, 1. Basamakta görev yapan aile hekimliği çalışanlarıdır. Sonrasında ise ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri devreye girer. Dolayısı ile 1. Basamak bölümünü sekteye uğratan her türlü işleyiş, girişim ve bu durumlara seyirci kalmak, koruyucu sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere her türlü sağlık hizmetini sekteye uğratma potansiyelindedir.

BİREYSEL TUTUMLARIN İYİLEŞMESİ YETERSİZ, İDARİ UYGULAMALARDA GÖZDEN GEÇİRİLMELİ!

Dr. Gürsel Özer AHESEN olarak sahadaki meslektaşlarından, çok sayıda akıl almayacak uygulama dönüşleri aldıklarının da altını çiziyor. “Bir belediye kiracısı olan aile hekimliği merkezinin boşaltılması için yazı gönderilmesi ve KVKK’yı hiçe sayan bir sağlık müdürlüğünce özel telefon numaralının paylaşılması durumu sahadaki meslektaşlarımızdan bize ulaşan bilgiler.

Yine bir idari kurum tarafından hayata geçilen ‘akılcı ilaç kullanımı’ toplantısı sonrasında, gereksiz antibiyotik isteyen hastaya reçetesi yazılmadı diye hekimden yazılı savunma istemi gibi aldığımız geri bildirimler bizleri işimiz dışında saçmalıklarla muhatap etmekten öteye varmıyor.

Etkin ve koruyucu sağlık sunumu için Bakanlık bir an evvel harekete geçmelidir. Sağlık ve hastalık raporlarının tamamen tıbbı gereklilik ile verilmesi ve özellikle sağlık raporlarının tıbbı algoritmalara dayandırılması, bu konuda da tek yetkilinin Sağlık Bakanlığı olması elzemdir.

Sağlık hizmetlerini sunanlar kadar, hizmeti alanlarında sorumluluğu olduğu hatırlanmalı, keyfi idare uygulamalarına, haksız ve yalan şikâyetlere yaptırım uygulanmalıdır.