Göbeklitepe izlenimleri: Bilinen En Eski İnsanlık Eseri
Armağan Portakal ve Banu Özkan Tozluyurt 2 kadın Anadolu'da başlığıyla yola düştü. Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'ye giden Armağan Portakal izlenimlerini kendi internet sitesinden bakın nasıl paylaştı?
İşte Armağan Portakal'ın o yazısı...
Biz, İki Kadın Anadoluda demiş, Anadolu’ya oturduğumuz yerden bakmak yerine yanına gidelim istemiştik. Hikayeler dinleyelim, el sanatlarını görelim, yemeklerinden tadalım, tarihine dokunalım… Sevgili Banu ile bir olup memleketimizi tanıyalım sonra bunları paylaşalım, paylaşarak büyütelim… İlk gezimizin assolisti Göbeklitepe idi. Bilinen en eski insanlık olduğunu duymuştuk, o kadar…
Rehberimiz Hüseyin bey (Yektaş) ile Urfa’nın yaklaşık 20 km dışındaki ören yeri otoparkında aracımızdan inmiş, yarım saatte bir kalkan servisle giriş kapısına varmıştık. Ufak bir tepenin ardındaki kazı alanına ahşap koridorda yürürken, Banu ile aramızda fısıltı halinde şu diyalog geçmişti:
– Nereye gidiyoruz?
– Çok eskilere, onbinlerce yıl öncesine
– En az 12bin diyorlar
– İnsanlığın başlangıcı diyorlar
– Çakmaktaş diyorlar
– Off Adem ile Havva’nın yeri diyorlar…
Ayak bastığımız yer gerçekten dünyanın bilinen tarihini değiştiren topraklardı. Bugüne kadar bulunmuş en eski insanlık eseriydi. Ve bu en eski insanlık eserinin hikayesini tarlanın sahibi kendisi anlatıyordu, çok şanslıydık.
1986 yılında arazi sahibi çift sürerken iki heykel bulur, yanına yeğenini alarak at arabasıyla Urfa’ya gelir ve müze müdürüne gösterir. Yol yorgunudurlar. Faydalı bir iş yapma hevesiyle, yemekle çayla ağırlanmayı umarlar. Oysa, arkeolog değil bir tarih öğretmeni olan müze müdürü “alçı taşından eşyalar, boşuna getirmişsiniz” deyince, yeğen “Madem bir şey değil, dönerken çöpe atalım o zaman” yanıtını verir. Müze müdürü bakar ki gerçekten atacaklar, depoya koymaya karar verir.
Aradan yıllar geçer. Heykeller hala depodadır. Atatürk barajıyla sular altında kalan Hilvan’daki Nevali Çori kazı başkanı Klaus Schmidt görevini tamamlamış ve müze ile devir teslim işlemlerini yapmaktadır. Depoda heykelleri görünce çok meraklanır ve nereden çıktığını öğrenmeye çalışır. Nevali Çori servis minibüsünün şoförü “Klaus bey tarlanın sahibi akrabamdır. İsterseniz götüreyim” der. Araziyi incelediklerinde, toprağın doğal oluşum değil yığma olduğunu farkederler. Araştırma yapmak için arazi sahibinden izin isterler. İşi ehlinden sormak lazım, işi iş ehline vermek lazım diyerek avukata danıştıktan sonra müsaade verirler. Klaus Schmidt, Göbeklitepe’ye inancını kaybetmeden araştırmalarına devam eder. 90’lı yıllarda tarlada yağmurlarla toprağın çökmesiyle büyük taşların ucu tekrar ortaya çıkar. Üzerinde boğa, tilki resimleriyle birlikte. Ve o resimlerle insanlık tarihini değiştiren keşif yapılmış olur.
Göbeklitepe öteden beri köylü tarafından kutsal ve şifalı bir yer olarak bilinmekte, bahar aylarında ziyaret edilmekte, kurbanlar kesilmektedir. Hastalara, çocuk sahibi olmak isteyenlere derman olduğu inanışı vardır. Hatta, “doğum yapan kadın figürü” şimdi Urfa Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Göbeklitepe, yakın zamanda kapanacak. Yaklaşık bir yıl sonra çelik konstrüksiyon çatı, uygun aydınlatmaları ile muhteşem bir müze olarak yeniden ziyarete açılacak. Şimdi vaktiniz varsa hemen görmelisiniz. Yoksa bir yıl daha bekleyin. Göbeklitepe 12bin yıl beklemiş, bir yılın lafı mı olur? Hem o zamana kadar yakınındaki kare tabanlı yapıların kazıları ilerlemiş olur. Kare tabanlı binalarda mimari bilginin geliştiği söyleniyor. Mesela Şifalı Su anlamına gelen Nevali Çori tapınağı (Urfa Arkeoloji Müzesinde sergileniyor) kare tabanlı ilk buluntular. Göbeklitepe’den 3500 yıl daha genç. Tüm o coğrafyada muazzam bir bilgi var. Ve bu bilgi bizim memlektimizde, kadim kent Urfa’da…
Bize bu bilgileri veren, yukarıda bahsettiğim “yeğen” Mahmut bey‘dir. Hem arazi sahibidir, hem de kazı ekibindedir. Dünya tarihini değiştiren keşif, O ve ailesinin özverili çalışmaları ve gayretleriyle olmuştur. Bu görüşmeyi yaptığım için şanslı olduğumu hissediyorum. Kendisine hem #2kadinanadoluda, hem ülkemiz, hem de dünya ve insanlık adına şükranlarımızı sunuyoruz.
Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesini anlatması gibi, bu notlarımın ve videomun da geleceğe miras olması dileğimle,
Armağan Portakal
Nisan 2016
2kadınanadoluda sosyal medya adreslerimiz:
http://Twitter.com/2kadinanadoluda