Güzel oyuncuya barda tecavüz eden ünlü dizi yönetmeni kim?
Milliyet gazetesi yazarı Ali Eyüboğlu bugün köşesine akıl almaz bir olayı taşıdı..
Amerikalı oyuncu, Türkiye'de bir barda yönetmen tarafından tecavüze uğradı. Yönetmen suçlamaları kabul etmeyip, kadın oyuncuyu 'hafif meşrep' olmakla suçladı.
İşte Eyüboğlu'nun o yazısı;
Olayın "davalı" tarafı biri şimdiye kadar 10-12 dizi çekmiş 30'lu yaşlarını tamamlamak üzere olan bir yönetmen... "Davacı" ise şimdiye kadar birkaç dizide ufak tefek roller oynamış Amerikalı bir kadın.
Türkiye'nin ödüllü bir yazarının eserlerini İngilizceye çeviren kişinin de sevgilisi aynı zamanda bu kadın... Amerikalı bu kadınla, Türk yönetmenin yolu bir barda kesişiyor bir akşam...
Gecenin nasıl başlayıp, nasıl sürdüğünü bilmiyorum, ama kadının anlattıklarından anladığım Nuri Alço'lu Yeşilçam filmleri gibi oluyor bu buluşmanın finali... Yargıya
intikal eden olayda kadının iddiası şu: "Daha önce dizisinde oynadığım yönetmen,
içkime ilaç katıp, beni kendimden geçirdi ve sonra da barın tuvaletinde bana tecavüz etti."
Tecavüz yok, rıza var!
Yönetmenin, "Ne tecavüzü? İkimizin de kafası güzeldi, eve kadar sabredemedik. İki tarafın da rızasıyla oldu bu" diye kendini savunduğu olayda gelinen noktaya bakar mısınız?
Amerikalı kadın geçen hafta, daha önce birlikte çalıştıkları diziden tanıdığı bir oyuncuyu aradı ve şöyle bir ricada bulundu:
"Bana tecavüz ettiği için davacı olduğum yönetmen, hakkımda, 'Zaten hafifmeşrep, yollu bir kadındı' diye şahitlik yapacak isimler bildirmiş mahkemeye. Siz de
benim şahidim olur musunuz, 'Öyle bir kadın değildir'
diye?"
Bardaki hadise, tecavüz mü yoksa şişede durduğu gibi durmayan alkolün yan etkisiyle yaşanmış bir şey mi? Yapılacak yargılama sonunda belirlenecek bu... Ama gel gör ki bu devirde hala kadınlara "hafifmeşrep" ya da "yollu" gözüyle bakıp, tecavüz etmeyi hak sayan "şahitler"i yargılayacak bir makam yok. Toplumun böyle insanları vicdanında "ömür boyu hapse" mahkum etmesi lazım.
Ara ki bulasın öyle bir toplum!