Hakan Fidan Çin ile ilişkileri güçlendirmeye çalışırken yandaş Yeni Şafak'tan büyük provokasyon!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin’i ziyaret ettiği şu günlerde iktidara yakın Yeni Şafak gazetesi bugün, “Çin’in sessiz istilası” manşetiyle çıktı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin davetine icabetle 3-5 Haziran tarihlerinde Çin'e ziyarette bulundu.
Fidan, dışişleri bakanı sıfatıyla Çin'e ilk kez bir ziyaret gerçekleştirirken, Çinli mevkidaşı Vang, Temmuz 2023'te Türkiye’yi ziyaret etti.
Dışişleri Bakanı Fidan'ın ziyaret kapsamında mevkidaşı Vang'ın yanı sıra Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Cıng ile Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı Çın Vınçing ile de görüştü.
Odatv'deki habere göre Bakan Fidan, Urumçi'de Yanghang Camii'ni ve Uluslararası Büyük Pazar'ı ziyaret etti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde temaslarda bulundu son olarak da Kaşgar'da Yusuf Has Hacib Türbesi ve Iydgah Camii'ni ziyaret etti.
Yeni Şafak gazetesi ise bugün “Çin’in sessiz istilası” manşetiyle çıktı. Gazete, Çin’in, 1990’lı yılların fason üreticisi olduğunu şimdi ise küresel ekonomiyi tehdit, bazı ülkeleri ekonomik olarak sessizce ve derinden işgal eden güce ulaştığını iddia etti.
Yeni Şafak, çoğu devlete ait ya da devlet güdümündeki Çinli firmaların, girdiği ülkelerde “para yakma” stratejisiyle yerel rakiplerini bitirip tekel hale geldiğini ileri sürdü.
"KÂR ELDE EDENE KADAR ZARARA KATLANMA DURUMUNU PERVASIZCA UYGULUYOR"
Çin için “Komünist rejimle, kapitalist ekonomi politikaları uygulayan ülke, kapalı bir kutu.” diyen Yeni Şafak’ın haberinin ilgili kısmı şöyle:
“Çinli büyük firmaların neredeyse tümü ya devletin ya da devletin güdümündeki politikalarla ilerliyor. Küresel ekonomide kural tanımadan ilerleyen söz konusu şirketler devletlerinden ucuz kredi alarak yatırım veya ihracat yaptıkları ülkelerde avantaj sağlıyor. Zaman içinde sessiz ve derinden ilerleyen bu işletmeler bir süre gittikleri ülkedeki sektörleri ele geçiriyor. Bazı pazarlarda ise ‘Para yakma’ stratejisini yani kâr elde edene kadar zarara katlanma durumunu pervasızca uyguluyor. Bunun için yoğun devlet destekleri alınıyor. Kamudan bu şirketlere ne kadar para aktarıldığı ise bilinmiyor çünkü komünist rejimde veri ve bilgiler genelde saklanıyor.
Uluslararası ilişkilerde ‘Salam dilimleme taktiği’ olarak bilinen fark ettirmeden ve yavaşça istediğini elde etme politikası sürdürüyor. Asya devinin bu istila politikası en açık şekilde Afrika kıtasında görülüyor. Çin'in 2000'den bu yana Afrika'dan ithalatı 1,2 trilyon dolarken, ihracatı ise 1,27 trilyon dolar. Kıtadaki ham madde başta olmak üzere birçok maden de ithalat yoluyla Çin'e gidiyor. Bu yıllar bazında 3 bin 500'den fazla Çinli şirket, Afrika'ya yatırım yaptı.
Kıtaya yatırım yapan şirketlerin yüzde 70'i özel sektör ve bunların kıtaya yatırım stoku 43,4 milyar dolar. Çin, kıtada inşaat, madencilik, ulaşım ve enerji alanlarındaki en büyük yatırımcı konumuna geldi ve Afrika'daki altyapı projelerinden 2020'de 24 milyar doların üzerinde gelir elde etti. Afrika'da kara yolları, demir yolları ve elektrik üretim tesisi projelerinin yüzde 25'i Çin sermayesiyle inşa ediliyor.”
BU TAVIR YENİ DEĞİL
Yeni Şafak'ın bu tavrı ise yeni değil. Daha önce de Çin ile ilişkileri iyi tutmaya çalışan, Pakistan'ı, Batı ve ABD egemenliğinden çıkarıp bağımsızlıkçı bir çizgiye taşımak isteyen eski Pakistan Başbakanı Imran Khan'a da Yeni Şafak'ın yoğun muhalefeti vardı.