Hande Ataizi erotik sahnelerde kavga ediyormuş!
Özel Hayatlar tiyatro oyunu Cihan Ünal ve Hande Ataizi'nin "erotik" denen fotoğraflarıyla oldukça konuşuldu. Ataizi, o sahneler için açıklama yaptı...
Bu yılın en ses getiren oyunu şüphesiz ki Özel Hayatlar oldu. Cihan Ünal, Hande Ataizi, Şencan Güleryüz ve Burcu Kazbek'in başrolleri paylaştığı oyun, özellikle Cihan Ünal ve Hande Ataizi'nin "erotik" denen fotoğraflarıyla oldukça konuşuldu. Fotoğrafların gizlice çekildiğini belirten Cihan Ünal, bu olayın bu kadar büyütülmesini "bayağılık" olarak yorumluyor... Evlilik sistemini sorgulayan oyunda rol alan tüm oyuncular bekar ancak hepsi de evliliğe yeşil ışık yakıyor. Hande Ataizi ise tekrar boşanmaktan korktuğu için şimdiye dek evlenmediğinin altını çiziyor.
* Bu oyun izleyiciye ne vadediyor?
Cihan Ünal: Seyirciye hoş dakikkalar vadediyor. Birçok konuda da insan ilişkileriyle ilgili kendilerini görebilecekleri, başkalarını görebilecekleri bir oyun; davulun sesinin uzaktan nasıl hoş geldiğini anlayacaklar.
Şencan Güleryüz: İzleyici kendi hayatından çok şey buluyor bu oyunda, bir nevi ayna tutmuş oluyoruz. Aslında 1930'larda yazılmış bir oyun. Fakat güncelliğini yitirmeden hâlâ oynanıyor.
Hande Ataizi: Bir kere bu oyunun en çarpıcı yanı evlilik sistemini sorgulaması. Zaten herkes stresli ve insanlar keyifli birşey izlemek istiyorlar. Biz oynarken çok eğleniyoruz ve enerjimiz izleyiciye yansıyor.
Burcu Kazbek: Tutku da, aşk da nefret de var oyunumuzda. Bunları sorgulamak isteyen herkes gelmeli.
* Siz oyunun aynı zamanda yönetmenisiniz de; bu, işi ne kadar zorlaştırıyor?
C. Ünal: Ben aslında bu oyunu da bundan önce oynadığım '6 Haftada 6 Dans Dersi' oyununu da sadece sahneye koyacaktım. Fakat erkek oyuncu bulamıyoruz. Çünkü maalesef hepsinin dizilerde işi var. Onun için de iş başa düşüyor.
* Hande Hanım sizin konservatuvardan sonraki ilk oyununuz değil mi Özel Hayatlar; neden bu oyun?
H. Ataizi: Evet, en son Kenter Tiyatrosu'nda oynamıştım. Sonra da böyle bir şeye vakit olmamıştı. Aslında bu benim seçimlerimle de doğru orantılı bir şey. Çünkü tiyatro gerçekten büyük bir disiplin işi. Eğer dizi yapıyorsanız tiyatroya ayrılacak vakit olamıyor.
* Yıllardır tiyatro yapmadığınız için bir pişmanlık var mı?
H. Ataizi: Zamanlama çok önemli. Demek ki doğru zaman şimdiymiş. Ama bundan sonrası da var, geç kalmış saymıyorum kendimi... Bir de tiyatro eğitiminden çıkınca kamera önü daha cazip geliyor. Tabii insan yavaş yavaş özüne dönüyor... Tiyatroda seyirciyle kontağın olması, alkışla anında karşılığını almak çok besleyici bir şey. Buna ihtiyacım vardı benim. Ara ara tiyatro hep olacak hayatımda.
* Tiyaro yerine dizilerde oynamanızınn nedeni maddi kaygılar mıydı?
H. Ataizi: Tüm tiyatrocuların televizyonda olmak istemesinin nedeni kendi standartlarını yükseltmek arzusu. Çünkü tiyatroda kazanılan paralar öyle müthiş paralar değil; TV ile karşılaştırılamaz.
Yeniden evlenirim yenilen pehlivan güreşe doymazmış
Sezen Aksu en son 1990'da tiyatro izlemişti; bir daha da görmedim
* Oyununuzu Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Yaşar Büyükanıt, Çevik Bir gibi çok önemli isimler de izledi. Haberiniz olan böyle süpriz izleyiciler var mı başka,örneğin Sezen Aksu?
C. Ünal: Sezen Aksu'yu söylerseniz çok şaşarım. Çünkü Sezen Aksu gidip de oyun izlemez. Bir tane 1990'da izlemişti, bir daha da görmedim. Hülya Avşar da öyle...
* Malum acı bir olay yaşadınız ve 2 buçuk aylık bebeğinizi düşürdünüz. Bu oyun, bu açıdan baktığınızda doğru zamanda mı geldi; acınızın azalmasında etkili oldu mu?
H. Ataizi: O olay arada olan bir şeydi. Oyun için çalışmaya başlamıştık çünkü.
* Oyunda evlilik sistemini sorguluyoruz dediniz. Ne düşünüyorsunuz evlilikle ilgili; evlilik şart mı?
C. Ünal: Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Ben severim evliliği. Bir daha evlenebilirim yani.
H. Ataizi: Evliliğin gerekli olup olmadığını kimse çözebilmiş değil; ben de çözemedim.
Evliliklerin neden bittiğini anlatabilmek için Haydar Dümen gibi konuşmalıyım
* Zor bir şey mi evlilik? Mesela siz de iki defa evlendiniz ama olmadı?
C. Ünal: Zor bir şey. Oyunumuzda da evlenecekler ya da yeni evliler pek çok sorunun yanıtını bulacaktır. Bakın nasıl ki ilişkiler bitiyor, evlilikler de bitiyor. Bitmemesi birçok şeye bağlı; bunu şimdi oturup Haydar Dümen gibi anlatmam lazım.
* Evliliklerin belli bir süresi mi olmalı?
H. Ataizi: Başımdan öyle uzun süreli bir evlilik geçmediği için bilemiyorum.
* Daha önceki röportajlarınızda evlilikten korkuyordunuz. Şimdi durum ne?
H. Ataizi: Canım arada korkular oluyor tabii, doğru mu yapıyorum acaba diye... Ben biraz mudiyim. Bugün korkmam derim, yarın korkuyorum derim. Bu evlilik konusunda değil ama başka konularda kendime güvendiğim şeyler var.
* Şu anda durumunuz ne peki?
H. Ataizi: Ben artık hayata daha pozitif tarafından bakmaya başladım. Eminim ki herkesin kafasında evlilikle ilgili çelişkiler var. Niye? Çünkü boşanma oranları yüzde 60'lara yükseldi. Demek ki burada yanlış birşey var diyor insan.
* O halde Benjamin Harvey'le evleneceğiniz haberleri yalan mı?
H. Ataizi: Olabilir. Bugün böyle derim, yarın başka derim; bilemiyorum ki artık... Bir de benim evlilik konusunda görüşlerim biraz enteresan olduğu için çok konuşmamayı tercih ediyorum. Bir toplumun içindeyiz ve değiştiremeyeceğimiz şeylerle ilgili konuşmak da zaten boşa efor. Şimdi böyle normale yaklaşmak, normal insan formatı ve onlar napıyorsa biraz onu uygulamak daha sağlıklı bir şey.
Yok Böyle Dans'ta da insanlar yakınlaşıyor
* Biz Özel Hayatlar oyunu ile gazetelerde çıkan erotik tanımlamaları ve sizin beraber çekilmiş fotoğraflarınız sayesinde tanıştık. Bundan rahatsız mısınız?
H. Ataizi: Oyuna gelen insanlar zaten bambaşka düşünüyor. Beni ilgilendiren de oyuna gelenlerin düşünceleri. Benim oyunculuğumla ilgili hiç kötü bir şey yazılmadı. Ben en çok , "Hande beceremedi" yazılsa üzülürdüm, kahrolurdum. Oyunumla ilgili güzel şeyler söylendiği için bu diğer yazılanlar biraz detay oldu. O bahsettiğiniz türde haberlere de zaten alışığız biz. Sonuçta magazin basınını ilgilendiren şey, böyle ilgi çekici, renkli kısımlar; 2 saatlik bir oyunun 10 saniyelik bir kısmını alıp başlık atmak... O yüzden de magazin basını o fotoğrafları koydu.
C. Ünal: Sadece magazin basını koymadı ama... Tüm gazeteler baş sayfalarına koydular bu fotoğrafları. Birincisi, o kullanılan karelerde biz kavga ediyoruz, ama altına 'sevişiyorlar ' yazdılar. Basının kendini biraz yargılaması gerekiyor bence.
H. Ataizi: Bir de ne oyunlar oynanıyor artık. Çırılçıplak soyunulan ya da tamamen seks temalı oyunlar var. Şimdi 3-5 gerizekalı firikik verdi, erotik ya da sevişiyor yazdı ya takılacak olsaydım, bu kadar zamandır ya Lape'ye da para durumuna göre Bakırköy Akıl Hastanesi'nde olurdum.
C. Ünal: Mesela, Yok Böyle Dans'ta da vücutlar birbirine değiyor, bacakları çıplak bilmem ne... Böyle düşünürseniz sonu yok. Bunu böyle yorumlamak ilkelliktir,ucuzluk hatta biraz da bayağılıktır. Bir de sanki basına yansıyan o fotoğrafları biz servis ettik sanılıyor; oysa onlar izinsiz, gizlice çekilmiş fotoğraflar.
Geri planda kaldığımızı düşünmüyoruz
* Oyunla ilgili haberlerde daha çok Hande Ataizi ve Cihan Ünal ön plana çıktı. Kendinizi biraz geri planda kalmış hissettiniz mi?
Ş. Güleryüz: Biz tiyatroyu ön planda olmak için yapmıyoruz. Bu iş, bir ekip işidir. Herhangi bir rahatsızlığımız yok.
B. Kazbek: Biri olmazsa diğeri olmaz ki tiyatroda. Tek rahatsız olduğumuz şey, gazetelerdeki o fotoğraflarla gündeme gelmek. Biz sanat yapıyoruz.
Ünlü olunca kendine güvenen erkekle evlenmen şart; böyle erkek de pek yok
* Normal insanlar evleniyor, ben de evleneyim mi diyorsunuz?
H. Ataizi: Öyle tabii. Seramoni kısmı güzel evliliğin; gelinlik giyiyorsun, tören havası... Gerisini çok fazla düşünmemek lazım... Bir gün evlenirsem, bu kesinlikle sevgi evliliği olacak. Ama bakıyorum; sevgiyle aşkla evlenmiş insanlar da 10 yıl sonra birbirinin saçını başını yolmaya başlıyor; orada da bir soru işareti uyanıyor kafamda.
Ş. Güleryüz: Bizim oyunumuzu yazar 1930 yılında yazmış ve 'hiçbir zaman eskiyemeyecek oyunum' demiş. Aradan yıllar geçti ve hala New York'ta da Türkiye'de de oynanıyor.
B. Kazbek: İlişkiler bazında değişen hiç birşey yok. Aynı sebeplerden kavga ediyorsunuz, kıskançlıklar yaşıyorsunuz. Onlar insan duygusu olduğu için ve insan duyguları da devir değiştikçe değişmediği için bu hep böyle gidecek.
* Oyun çok sükse yapmışken, herkes sizden konuşurken siz rahatsızlandınız ve ameliyat oldunuz. Nazar mı değidi acaba size ne dersiniz?
C. Ünal: Bir haftalık bir aramız vardı, ben de hemen sinüzit ameliyatımı o arada olur iyileşirim sanıyordum. Ama iyileşmem tahminimden uzun sürdü. Ve bir hafta daha ara vermek zorunda kaldık.
* Boşanmış bir anne babanın çocuğu olmak evliliğe bakış açınızı etkiliyor mu?
H. Ataizi: Ben bir film karesi olarak bakıyorum. Kalabalık bir masa; güzel, sıcak ilişkiler. Öyle kalabalık bir aile içinde olma isteği beni evliliğe götürebilir. Kalabalık bir ailenin içinde ruhsal olarak kendimi güvende hissetmek istiyorum; bu zaaflarımdan dolayı olabilir.
* Çocuk istiyor musunuz; deneyecek misiniz tekrar?
H. Ataizi: Çocuk istiyorum tabii ki. İstemesem hamile kalmazdım.
Ş. Güleryüz: Ben de çok istiyorum çocuk ama illa olacak diye bir şey de yok. Ben evlilikten çocuğa gidiyorum, çocuktan evliliğe gitmiyorum.
* Evlenmeden çocuk fikrine nasıl bakıyorsunuz?
H. Ataizi: Yok bana ters; evlenmeden çocuk yapmam. Niye evlenmeyecek ki benimle; o kadar çocuk yapacağım.
* Boşanmaktan korktuğunuz için mi evlenmiyorsunuz aslında?
H. Ataizi: Tabii ki, o yüzden soru işaretlerim var zaten. Yoksa ne olacak 3 kere evlen, 5 kere evlen. Zaten boşanmaktan korkmasaydım; rahat olsaydım şimdiye kadar birkaç evlilik yapmıştım.
* Ünlü olmak evlilik için eksi bir şey mi?
H. Ataizi: Bir kere alternatifin azalıyor. Ön planda bir insan olduğum için, özel hayatımız kurcalandığı için yanındaki erkeğin duruşunun çok sağlam olması gerekiyor. Bir de kendine çok güvenli olması lazım. Çok fazla böyle erkek de yok.
Ş. Güleryüz: Evlilik için de arkadaşlık için de eksi. Şöhret, her şey için eksi.
Vatan - Banu Duran