Hande Ataizi: Evlilik standart ve sıkıcı bir durum
Hafta içi her gün, gündüz kuşağında ‘Sen İste Yeter’ programıyla Fox TV ekranında boy gösteren ünlü oyuncu ve sunucu Hande Ataizi’yle, sözcü'den Edda Sönmez röportaj yaptı.
Hande Ataizi, insana heyecan veren, etkileyici ve oğlu Leon'un üzerine titreyen bir anne. Sürekli kendini geliştiriyor ve asla demode olmuyor. Bütün bunların yanı sıra, yedi yıllık mutlu bir evliliği olmasına rağmen evliliğin sıkıcı olduğun düşünen Ataizi, içini Sözcü Pazar'a döktü…
Programınızın adı ‘Sen İste Yeter'. Peki siz ne istiyorsunuz?
Ben istediklerime adım adım ulaştım gibi geliyor. Tabii ki başka isteklerim de var. Fakat ben dağınık bir ailede büyüdüm. Küçük yaşımda annemle babam ayrıldı. Küçük yaştan itibaren çok düşünen bir çocuk oldum… Annesini bulma istediğiyle bana gelen bir kız programda “Dokuz yaşından itibaren güzel bir hayatın hayalini kurdum yetimhanede” dedi. Bu çocuklar zedeli kişiler olduğundan, küçük yaşta hayal dünyaları gelişiyor. Ben de küçük yaştan berri kendimi hep bir yerlerde hayal ettim. Örneğin oyunculuk hep içimde vardı. Bir de kafamda hep güzel bir aile kurmak vardı. Ama uzun yıllar bir türlü bana nasip olamadı o evlilik.
Bunun nedenini neye bağlıyorsunuz?
Belki çok erken yaşta evlenebilirdim ama kendime göre çelişkilerim vardı. Bir taraftan da “Acaba karşımdaki insan güvenilir çıkacak mı? Beni bırakıp gidecek mi?” diye düşünüyordum. Evliliğe ancak yaşımın verdiği olgunlukla hazır olabildim. O sırada karşıma da güvenebileceğim bir insan çıktı ve çekirdek aile olduk. Şimdi huzurluyum. Bir çocuğum var. Annelik kimliği bende bir adım öne çıktı. Hayattaki eğlence ve kadın bölümünü geri attım ben. Daha tam oturtamadım o bölümü.
Geçmişe göre şimdi daha mutlu olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Böyle daha huzurluyum çünkü şimdi flört dönemindeki gibi kalp çarpıntıları yok. Evlenecek miyim? Annesi beğendi mi? Babası mesleğime laf etti mi? Bunlar gerçekten çok yorucu. Şimdi istediğim düzenini elde ettim şimdi. Bundan sonra arzum, bu düzende tekrar Hande'yi doğru bir şekilde var etmek. Yani o eğlenceli kadını geri getirmek.
‘BU PROGRAMI YAPMAYI ÇOK İSTEDİM’
Bu programı yapmayı neden istediniz?
İnsan hikayeleri beni çok enterese ettiği için hep böyle bir program yapmak isterdim.
Ne tür hikayeler ve talepler olacak programınızda?
İnsanların dertlerini ve isteklerini dinleyip onlara elimizden geldiğince derman olacağız. Kimi hiç görmediği babasını bulmak, kimi de bir defosundan kurtulmak isteyebilir. İnsanlara sadece küçük maddi dokunuşlar değil, manevi dokunuşlar da yapacağız. Amacım değişik kesimlerden farklı hikayeleri olan insanları böyle bir platformda buluşturup, onlara farklı bakış acıları kazandırmak.
DERT DİNLEMEYİ SEVİYORUM
Programın en çok hangi özelliği sizi çekti?
Bir sürü iş teklifi geldi bana ama kendim olabileceğim ve seveceğim bir iş yapmak istiyordum. ‘Sen İste Yeter' böyle bir format. Çünkü ben oyuncuyum ve malzemem insan. Ayrıca kişilerin hayatlarını merak ediyorum, onların dertlerini dinlemeyi seviyorum. Daha dördüncü programda iki kişinin yüzü güldü. İşte bu projeyi o nedenle kabul ettim.
Peki siz kendi dertlerinizi yakınlarınızla paylaşır mısınız?
Dertlerimi anlatırım tabii çünkü paylaşmak bir ihtiyaç. En azından insanın hayatında güvendiği bir-iki kişinin olması lazım ki hayat geçsin. Zaten ben hep yanlarında rahat edebileceğim insanlarla olmayı tercih ediyorum.
‘İÇİMDE YARAMAZ BİR ÇOCUK VAR’
Aynaya baktığınızda nasıl bir Hande görüyorsunuz?
Neşeli ve yaramaz bir çocuk var içimde. Hayatımda asla olgun biri olacağımı zannetmiyorum. Hep bir aksiyon ve atraksiyon var bende.
‘EVLİLİĞİN HERKESE GÖRE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM’
Evlilik nasıl gidiyor?
Evlilik standart ve sıkıcı bir durum. Onun için evliliğin herkese göre bir şey olduğunu düşünmüyorum. “Herkes evlensin ve çocuk yapsın” demiyorum. Bana iyi geldi çünkü stabil bir düzen insanı sadeleştiriyor. Hayatta böyle daha huzurlu oluyorsun. Eşim Benjamin'le farklı sektörlerdeyiz ama bana çok destek. Birbirimize güzel şeyler katıyoruz ve iyi arkadaşız. İyi arkadaş olmadığın zaman bu hayat geçmiyor. Aşkın yanı sıra anlaşmak da çok önemli.
Aşk evlenince bitiyor mu?
Bitiyor. Zaten aşk gibi bir duygu ne kadar uzun sürebilir bir ilişkide. Bu nedenle herkes her şeyi yaşasın, ondan sonra evliliğin güzelliğini tadabilsin. O yüzden çok erken yaşta yapılan evlilikler çok sağlıklı değil. Yedi senedir evliyim ve bir problemim yok. Herkes sorumluluklarını bildiği ve birbirine çok yüklenmediği zaman evlilikte sorun olmuyor.
‘ANNELİK BENDE SAKİNLEŞTİRİCİ ETKİSİ YARATTI’
Anne olmak sizi değiştirdi mi?
Ajda Pekkan beni bir yerde yakaladığı zaman hep, “N'olur bir çocuk yap. Ben yapmadım ve çok pişman oldum” derdi. Ben de çok gerekli olmadığını düşünüyordum ama kadının doğasında kendi dışında bir sorumluluğu yüklenmek var. Ben de şimdi bir çocuğun sorumluluğunu taşıyorum ve bu durum ruhumu dengeliyor. Annelik bende sakinleştirici etkisi yarattı. Fevri hareketler törpülenince kadınlar daha yumuşak ve feminen oluyor. Bana öyle oldu.
‘LEON HAYATIN İÇİNDE YETİŞSSİN İSTİYORUM’
Leon şu an kaç yaşında?
Eylül'de üç yaşına giriyor.
Leon'u nasıl yetiştiriyorsunuz?
O çok esprili bir çocuk. Onu kendi karakteriyle özgür bırakmak istiyorum. Tabii ki teşekkür etmesini, lütfen demesini bilecek… Bir de ben Leon'u çok sakınmadım; biraz insan insan yetişsin istiyorum. Oğlumun gelecekte ayakları üzerinde durabilmesini ve başarılı olmasını istiyorum. Onu çok izole yetiştirmek bana göre değil; o yüzden yuva seçiminde bile oğlumu herkesin gönderdiği yuvaya vermek istemedim. Dedim ki; nasıl olsa İngilizce öğrenecek babasından. Hayatın içinde yetişsin istiyorum…
İkinci kez çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
Aslında olabilir. Zaten oldu oldu, yoksa bildiğin gibi…(Gülüyor) Ben geç anne olduğum için bazen bu konuda hesap yapıyorum ama yapmamak lazım çünkü hayatta ne zaman ne olacağı belli değil.
‘ÖNEMLİ OLAN YAŞIMIN GÜZELİ OLMAK’
Yaşlanma korkunuz var mı?
Hayır çünkü önemli olan yaşımın güzeli olmak. Ben hayatı dolu dolu yaşadığım için 40'lardan gayet memnunum. Kendime bakıyorum, spor yapıyorum. Bir de annemden genç enerjisi almışım. Hayatın içindeyken demode de olmuyorsun. Ben de herhalde böyle yaşlanacağım.
Artık somurtuk bir toplum olduk
Bizim milletin gülmekle derdi nedir sizce? Sokakta kimse gülmüyor insanlar birbirine gülümsemiyor, kadın biraz fazla güldü mü olay oluyor biraz fazla güldük mu başımıza bir şey gelecek deniyor….
Gülmek çok güzel bir şey ama dediğin gibi aman fazla gülme, kötü bir şey olur gibi şeylerden artık somurtuk bir toplum olduk. Gülünecek sebebi yaratmakta biraz insanın kendi elinde. Eminim ki herkesin hayatında bir gülümseyeceği bir anı vardır bence biraz oraya odaklanmak lazım yoksa başka türlü hayat geçmez.
Bütün kadınlara haykırıyorum “Elimizdeki gücü kaybetmeyelim”
Bir kadın Kadınlara, genç kadınlara ne tavsiye edersiniz?
Elimizdeki gücü kaybetmeyelim demek isterim bütün kadınlara. Bir kız çocuğum olsa öyle yetiştirirdim. “Ellinde bir mesleği olsun isterim kimseye minnet etme kimseye boğun eğme güçlü ol. Kararlarını da o doğrultuda daha sağlıklı verebilirsin”derdim.