Hande Erçel: Burnum kırılabilir ve...

Güneşin Kızları'nın Selin'i Hande Erçel, Formsante dergisine bilinmeyenlerini anlattı.

* Oyunculuğa nasıl başladınız?

- Oyunculuk zaten aklımda olan bir şeydi. Eğitimini almaya karar verdim. Üç ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtim. Tam bu sırada karşıma şu anki menajerlerim çıktı. Onlarla tanıştım ve bir yola girdik hep birlikte. Cast direktörümüz Rabia Hanım’la iletişime geçip “Güneşin Kızları”ndaki rolümü de almış oldum.

* Sizi daha önce de ekranlarda gördük ama “Güneşin Kızları” ile şimdi daha ön plandasınız. Bu proje size nasıl deneyimler kazandırdı?
- Ben her zaman özgüvenli bir kızdım. Bu projeyle beraber yere daha sağlam bastığımı ve doğru bir adım attığımı gösterdi. Biraz daha tecrübeli ve özgüvenliyim artık. İletişimlerim daha kuvvetli ve güzel olmaya başladı, düşüncelerim daha farklı oldu...

FOTOGALERİ İÇİN TIKLAYIN

* Dizide canlandırdığınız Selin’le benzer yönleriniz var mı? Ya da size uymayan tavırları?
- İlk başlarda Selin karakteriyle çok zıtlaştım. Ama bir yanını keşfettikten sonra bana çok yakın olduğunu gördüm. Zaten karakter bir şekilde değişkenlik gösteriyor. Zaman içinde de bana daha yakınlaştı. İçi kıpır kıpır, zıpır mı zıpır, deli dolu Selin, zaman içinde daha oturaklı ve ağır bir kız olmaya başladı. Düşünerek hareket edebilme yetisi daha çok gelişti diyebilirim. Bazı şeyleri önemsemeye başladı. Değerleri oldu. Bu konuda gitgide daha çok yaklaşıyor bana. Ortak bir yanımız var. O da cesaretimiz. Ben de çok cesaretli olduğumu düşünüyorum.

ROTAM AMERİKA OLSUN İSTİYORUM

* Şu anda Mimar Sinan Üniversitesi’nde Geleneksel Türk Sanatları bölümünde okuyorsunuz. Eğitiminizle ilgili hayalleriniz de var mı?
- Ablam moda tasarımı mezunu. Onunla beraber bir atölye açmak gibi bir fikrimiz var. Hayallerimden biri de bu. Bir atölyemiz olsun, o tasarımlarını yapsın ben de ona yardım edeyim istiyorum. Belki benim bir çizim atölyem olabilir. Öğrencilerim olsun, öğreteyim çok isterim. Böyle şeyler düşünüyorum.

* En sevdiğiniz oyuncular kim? Kiminle aynı projede olmayı çok isterdiniz?
- Planlarım arasında yurtdışında olmak da var. Eğitimlerime yurtdışında devam etmek istiyorum. Rotam Amerika olsun istiyorum. Amerika’da olursam da Anne Hathaway ve Ryan Gosling ile aynı projede yer almayı çok isterim.

* Bu kadar fazla hayranınızın olması size kendinizi nasıl hissettiriyor?
- Bir sorumluluğum, arkadaş çevrem, en önemlisi bir ailem var. Bu yüzden çok yanlış hareketlerde bulunan biri değilim. Böyle bir iş içinde olduğum için de ekstra dikkat etmem gerektiğini düşünüyorum. Beni sevenler arasında 10 yaşındaki küçücük bir kız çocuğu da var, 50 yaşında bir amca da... Bu durum bana ayrı bir mutluluk katıyor. Çünkü o kadar çok insan izliyor ki. Haftanın bir gecesi insanların evine misafir oluyorum. Güzel şeyler düşünüyorlar, zaman zaman kötü eleştiriler olsa da... Bir şekilde iyi ya da kötü şekilde eleştirilmek bana kendimi iyi hissettiriyor.

* Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Heyecanlıyım! Aslında hiç sakin bir karakterim yok. Bir yanım çok melankolik, kendime döndüğüm yalnız hissettiğim bir yanım... Ama çoğu zaman deli dolu, biraz da çılgınım. Bütün insanları çok seviyorum. İnsanları sevdiğim için de güler yüzlüyüm, çok iyi niyetliyim. Bazen iyi niyetli olmak bir hata  olsa da...

SET HAYATI SPORA İZİN VERMİYOR

* Yoğun bir set programınız var. Yediklerinize dikkat edebiliyor musunuz?
- Çoğu zaman kendim hazırlayıp, sete götürüyorum. Sette de bir şekilde destek oluyorlar ama özel olarak dikkat ettiğim için setin yemeklerinden yememeye çalışıyorum. Çünkü formuma dikkat etmek zorundayım ve sağlıklı seçenekler üzerinden gitmek mecburi benim için...

* En çok ne yemeyi seviyorsunuz? Sebze ve meyveyle aranız nasıl?
- Meyveyi çok severim ama sebze için aynı şeyleri söyleyemiyorum maalesef. Eti ve tatlıyı çok severim! Arada kaçamak yapıyorum, çünkü ben de bir insanım ve canım istiyor. Çok dikkat etsem de arada olmasına izin veriyorum. Ama bu yaptığım kaçamakları bir sonraki öğünlerde az yiyerek bir şekilde telafi ediyorum.

* Sporla aranız nasıl?
- Sete başladığım günden beri neredeyse hiç yapamıyorum diyebilirim. Diziden önce düzenli olarak fitness yapıyordum, koşuyordum da... Ama set hayatı spora izin vermiyor ne yazık ki.

* Nasıl bir diyet ritüeli izliyorsunuz?
- İpin ucunu çok kaçırdıysam, yemeyeyim diyorum bazen ama artık bunu yapmıyorum. Genel olarak sürekli diyetteyim diyebilirim. Hep sağlıklı gıdalar tüketmeye çalışıyorum. Günde de 2 litre su içmeye dikkat ediyorum.


ESTETİĞE KARŞI DEĞİLİM

* Cilt bakımınız için özel kürler uyguluyor musunuz? Nasıl bakıyorsunuz cildinize?
- Temiz olmasına özen göstererek her gün temizliyorum. Bunu yaptığım için de ekstra bir şey yapmama gerek kalmıyor. Sette yapılan makyaj genelde oyuncuların cildine zarar verir ama ben daha bir zararını görmedim. Çünkü her gün temizleyip, sağlıklı tutarsam, kremimi, nemlendiricimi sürersem sorun kalmıyor zaten...

* Estetik fikrine nasıl bakıyorsunuz? Karşı mısınız, yoksa zamanı gelince olabilir diyenlerden misiniz?
- Bence bir kadın kendini nasıl iyi hissediyorsa öyle olmalı. Bu yüzden estetiğe de karşı değilim. Estetik insanın kendisini iyi hissetmesiyle alakalı bir durum diye düşünüyorum. Eğer kişi kendini estetik yaptırdığında iyi hissedecekse, yaptırmalı. Beklenmedik bir durumda operasyon geçirebilme ihtimalimiz bile var aslında. Burnum kırılabilir ve ameliyat olmam gerekebilir.


HAYATIMDA BİRİ OLSA SÖYLERİM

* Aşk hayatınız nasıl gidiyor, sevgiliniz var mı?
- Özel hayatımla ilgili çok soru soruluyor. İlişkimin olup olmadığı merak ediliyor ama bir ilişkim olursa da bunu paylaşmaktan çekinmem ve açıklarım.

* Kendinizi iyi hissetmek için neler yapıyorsunuz, hobileriniz var mı?
- Çizim... Sabahları sete gitmeden önce yarım saat de olsa elime kalemi alır bir şeyler karalamaya başlarım mesela. İlla ki bir şeyler çıkarırım. Okul eğitimimden ayrı olarak çizerim. Çünkü bu yetimin gerilememesi için sürekli çizmem gerekiyor. Saatlerce olmasa da 10 dakika bile yeterli oluyor.