İki canlı bombanın yolu nerede kesişti?
Yeni Şafak Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, 13 Mart günü yaşanan Ankara patlamasını köşesine taşıdı. Selvi, iki canlı bombanın yolunun nerede kesiştiğini sorguladı.
İşte Selvi'nin 17 Mart 2016 tarihli yazısı...
Güne Balkanlar'a, Orta Asya'ya, Afrika'ya her gittiğimizde göğsümüzü kabartan eserlere imza atan TİKA'yla ilgili programla başladık.
Kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, TİKA'nın 140 ülkeye yayılan faaliyetlerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıkacağı için Yalçın Akdoğan konuşmasını kısa tuttu. Süre bitti ama yapılan hizmetleri anlatmak için söz bitmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı. En büyük destekçisi olduğu TİKA'nın faaliyetlerine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Sonra telekonferans yöntemiyle açılışlara geçildi. Prizren Emin Camii'nin açılışı için Prizren ve Ankara ellerini kaldırmış adeta ortak dua ediyordu. Kosova'dan Moğolistan'a uzanan coğrafyada ecdat yadigarlarını görünce hüzünle gururu bir arada yaşadık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken bir kez daha düşündüm ki, tarihin milletimizin omuzlarına yüklediği bir misyon var. Ve bu milletin üzerinde o misyon olduğu için bizi bir türlü rahat bırakmıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında tam o noktaya değindi. “Pekçok güç, pekçok ülke Türkiye'nin dizlerinin üstüne çökmesini bekliyorlar. Bütün bu terör olaylarının arkasındaki hesap budur”
Ülkemize yönelik yeni konseptin adı belli oldu. Terör üzerinden Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak. Biz bu filmi 80 öncesinde de görmüştük. O zaman da sağ-sol çatışması üzerinden Türkiye'yi istikrarsızlaştırdılar. 12 Eylül'den sonra Demirel, “Devlet kilitlenmişti” demişti. Şimdi PKK üzerinden oynuyorlar bu oyunu. Bazen PKK'yı geriye çekiyor, DEAŞ'ı, DHKP-C'yi devreye sokuyorlar.
Şehir savaşları bitiyor, canlı bombalar başlıyor. PKK'nın canlı bombası bitmeden DEAŞ'ınki devreye giriyor. Onu tespit etmeden bu kez DHKP-C'nin saldırıları başlıyor. Türkiye'yi terör tüneline sokmak istiyorlar. Terörün bir siyasi hedefi var. O hedefin ne olduğunu, Cemil Bayık ilan etti. Hedef, ”Erdoğan'ı devirmek”. PKK, Erdoğan'ı devirerek, Türkiye'ye demokratik istikrarı getirecekmiş.
Sadece Cemil Bayık söylemiyor bunları.
Erdoğan gitmeden istikrar olmaz.
Erdoğan gitmeden barış olmaz.
Erdoğan gitmeden yeni anayasa çıkmaz
diyen bir 'Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin' korosu var.
Erdoğan nefretinden dolayı PKK'yla kol kola giriyorlar.
Erdoğan düşmanlığından darbe olsa darbeyi alkışlayacaklar.
O yüzden sevgili arar gibi kendilerine darbe yapacak general arıyorlar.
Bilseler ki DEAŞ, Erdoğan'ı devirecek, DEAŞ'a asker yazılacaklar.
Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait.
“Erdoğan giderse Türkiye'ye istikrar gelir diyenler Türkiye'yi ne kadar düşünüyor. Bazı köşe yazarları da aynı şeyi söylüyorlar. Erdoğan giderse Türkiye'ye istikrar gelir diyorlar. Biz devraldığımızda delikli kuruşa muhtaç bir Türkiye vardı. Kandil ağzıyla konuşuyorlar.”
“Erdoğan nefreti” yüzünden Cemil Bayık ile aynı safta buluşmak, sözün bittiği yerdir.
Söz bitiyor ama acı bitmiyor. Kızılay'daki patlamada hayatını kaybedenler, arkalarında çok büyük acılar bırakarak aramızdan ayrıldılar. Bu arada soruşturma ilerledikçe, Kızılay'daki patlamaya ilişkin ilginç ipuçları ortaya çıkıyor. Merasim Sokak'ta 29 kişinin hayatına mal olan eylemi gerçekleştiren Salih Neccar ile Kızılay'da 37 vatandaşımızın canına mal olan Seher Çağla Demir arasında ilginç bağlantılar ortaya çıkıyor.
Çözüm sürecinin bitip, çatışma döneminin başlamasına neden olan Ceylanpınar'da iki polisimizin şehit edildiği saldırıyı planlayan Vahit K'nın, Kızılay'daki canlı bomba eylemini organize eden kişi olduğu yönündeki bilgiler güçlendi.
Dünkü yazıda Kızılay'daki saldırıda üçüncü bir kişi olduğu şüphesini gündeme getirmiştim. Bu kuşkuyu besleyen iki nokta var. Bir aracın seyir halinde patlaması, ikincisi ise araçtaki iki ayrı bomba düzeneği.
PKK, canlı bomba son anda vazgeçtiği takdirde araca ayrıca dışarıdan uzaktan kumanda ile patlatılacak bir düzenek yerleştiriyor. Bomba düzeneğini ateşleyecek butonun birisinin direksiyonun altında, ikinci butonun ise dışarıdan patlatılacak şekilde hazırlandığı tespit edildi. Seher Çağla Demir'in örgüt geçmişinin kısa olması, araçtaki ikinci kişi olan Özgür Ünsal'ın PKK ile bağlantısını ortaya koyan bir bulguya rastlanmaması, “Üçüncü kişi uzaktan kumanda ile mi patlattı” sorusunu gündeme getirdi. Eylemdeki gri noktalardan biri bu.
Kızılay'daki eylemi organize ettiği gerekçesiyle aranan Vahit K'dan başka önemli bir isim daha var. O da Seher Çağla Demir'in PKK'ya katılmasını sağlayan kişi. Seher Çağla Demir'in Tekirdağ'daki ailesine gelen kargoda kartviziti çıkan İ.C'nin, Kızılay'daki patlamayla ilgisi araştırılıyor.
Kızılay'daki canlı bomba eylemiyle ilgili gri noktalar ve hala aranan kilit isimler var.
Ama bir bilgi var ki çok önemli. Merasim Sokak'taki canlı bomba eylemini gerçekleştiren Salih Neccar ile Kızılay'daki canlı bomba Seher Çağla Demir'in yolları bir yerde kesişiyor. İki canlı bombanın yolu nerede kesişir? Terör kampında. İki canlı bomba bir süre aynı kampta kalmışlar. Hem de canlı bomba eylemini gerçekleştirmek için Türkiye'ye giriş yapmadan kısa bir süre önce. Salih Neccar ile Seher Çağla Demir'in 3 Kasım-7 Aralık 2015 tarihleri arasında aynı kampta kaldıkları tespit edildi. Suriye'de Kobani ile Kamışlı arasındaki kampın girişinde, “Tabura Ş. Serkan” yazıyor.
Bir süredir Kobani'de PKK-PYD'nin kontrolündeki bölgede MLKP'ye ait kamplar olduğunu yazıyorum. Buradaki kamplarda eğitilen teröristler zaman zaman Suriye'deki iç savaşta çatışmalara girerek pratik yapıyorlar. Sonra bunlar eylem için Türkiye'ye gönderiliyorlar. MLKP'ye ait terör kampları dedim ama eğitim PKK militanları tarafından veriliyor. MLKP'ye ait kamplarda 200 militanın silahlı eğitim aldığı söyleniyor.
PKK bir iş bölümü yapmış. Sincar bölgesindeki kamplarda PKK'lı, Kobani'de ise MLKP'li teröristler yetiştiriliyor. Zaten iki gün önce üst akıl, bu 10 örgütü PKK'nın bünyesinde birleştirdi. Türkiye'ye karşı ortak terör faaliyeti yürütmek üzere.
O yüzden ısrarla Türkiye, büyükşehirlerimizi ve sivilleri hedef alan yeni bir terör dalgasıyla karşı karşıya diyorum.