İlay Erkök: Aşkı yaşamak beni besliyor
Şarkıcı ve oyuncu Keremcem’in sevgilisi İlay Erkök, Darısı Başımıza dizisi ile ekranlara geri döndü. Erkök, Kendin olduğun zaman, takipçilerin de seni kendileri kadar doğal görüyor. Sanırım ortadaki duvarı kaldırıyorum” diyor.
İlay Erkök, Vatan gazetesinden Kerem Akyıldız'ın sorulanı yanıtladı:
Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
İlkokulda öğretmenimizin bir tirad ezberleyip gelmemizi istemesiyle başladı. Ben Hamlet’in meşhur “Olmak ya da olmamak” tiradını ezberlemiştim. Tiradın ne anlattığına dair en ufak bilgim yoktu ama yorumlama biçimimle herkesi etkilediğimi fark ettim ve sahneden alkışla indiğimde güzel bir duygu bedenimi sardı.
Oyunculuk maceram böylelikle başlamış oldu. Derken İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarında ve İskoçya Kraliyet Akademisi’nde tiyatro eğitimimi tamamladıktan sonra profesyonel bir şekilde oyunculuğa adım atmış oldum.
Uzun süredir sizi ekranlarda göremedik. Bu süreçte neler yaptınız?
Farkındayım. Beyazperde çalışmalarından dolayı ekranlara biraz ara vermek zorunda kaldım. Ama döndüm ve mutluyum. Bu süreçte iki sinema projesinde yer aldım. Boş kalan zamanlarımda pilates, spor ve bol bol yürüyüş yaptım. Kendimi dinleme ve geliştirme fırsatım oldu.
Stresle, şiir ve sudoku ile başa çıkıyorum
Bir projeyi değerlendirirken neleri göz önünde bulundurursunuz?
Öncelikle senaryonun akışına bakarım. Eğer okurken heyecan duyuyorsam sonra karakterimin senaryodaki etkinliğine bakarım. Yakın zamanda canlandırdığım bir karaktere benzer bir karakterde oynamayı pek tercih etmiyorum çünkü yeni benler bulmayı seviyorum.
Lisanslı bir voleybol oyuncusuyken neden oyunculuğa yöneldiniz?
Lisanslı voleybolcu olarak eğitimimi sürdürürken bir yandan da tiyatroyla ilgilenmeye zaten devam ediyordum. O süre zarfında kısa film ve reklam yarışmalarına katılıp ödüller kazandım. Kendimi en iyi nasıl ifade edebilirim dediğimde, bir anda oyunculuğa yönelmiş bir şekilde buldum.
Instagram’da çok fazla takipçiniz var. Sizce neden takip ediyor sizi insanlar?
Kendin olduğun zaman, takipçilerin de seni kendileri kadar doğal görüyor. Sanırım ortadaki duvarı kaldırıyorum. Kendimle ve çevremdekilerle birlikte yaptığım her şey; bizi anlatan şeyler. Çok gerçek.
Neysem oyum. Pijamalı, makyajsız İlay’ı da biliyorlar, akşam bir yemeğe giderken giyinmiş İlay’ı da. Onlar beni her yönümle severken, bende onları her yorumlarıyla seviyorum.
Setler stresli ortamlar. Siz bu stresi nasıl aşıyorsunuz?
Çantamda olmazsa olmazlarım: sudoku ve şiir kitabıdır. Yakın çevremi telefonla arayıp stresimi atmaya yönelik şamata yapıyorum veya birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımla sohbet ederek geçiriyorum.
Şu an çalıştığım kamera önü-arkası herkes çok iyi. Son zamanlarda yaşadığım en büyük stres, uzak bir alanda çekim yaparken yanıma yiyecek bir şey almayı unuttuğum zamandır.
Dizide kibirli ve ukala bir karakteri canlandırıyorum
Darısı Başımıza dizisi ile ekranlara geri dönüyorsunuz. Nasıl bir rolünüz var dizide?
Karakterimin adı Nur. Zengin bir ailenin kültürlü, eğitimli, güzel bir kızı. Akrabalarıyla sosyal sınıf farklılıkları var. Bundan dolayı kibirli davranması çevresindekilere zaman zaman daha nemrut ve daha ukala görünmesine sebep oluyor. Ailesi ve akrabalarını kendi yerebilir ama başka insanların ailesine laf söylemesine izin vermeyen temiz kalpli biri.
Hayatında her şeye sahip olmuş veya olabilecek güçte biri olmasına rağmen zayıf halkası, kuzeni Öykü. Onun doğallığına, küçük şeylerle mutlu olabilmesine özenir. Hiç aşık olmamış. Flörtöz ve her istediği kişiyi elde etmiş biri. Ta ki Ozan ile tanışana kadar. Hırsın, aşkın aynı anda olması Nur’u da bilinmez bir karaktere sokacaktır.
Aşkı yaşamak beni besliyor
Aşkın motivasyonuma etkisi çok büyük. Birbirimize ilham oluyoruz. Her zaman istediğimiz gibi bir ahengin içindeyiz. Aşk her zaman besler olgusunuda yaşamış oluyoruz bu sayede. Aynı duygular, aynı hisler artarak devam ediyor ve böyle devam ettiği sürece uzun ilişkiler meydana geliyor.