İrem Çiçek yazdı: Kim bu Ubeyt?

Başarılı avukat İrem Çiçek artık çarpıcı yazılarıyla Medyafaresi.com okurlarıyla buluşuyor. İrem Çiçek ilk yazısında tutuklanan Fetö'cü hakim İlhan Karagöz'ü yazdı.

İşte İrem Çiçek'in ilk Yazısı..

Bir çoğunuzun ismini dahi duymadığı, kimisi firari, kimisi tutuklu, cemaatin hakimleri ve onların dillere destan kararlarını anmadan geçemeyeceğim! Zira bu kişilerin unutulmasını istemiyorum. Bu isimlerden belli ki cemaatin ‘birtanesi’, ‘hakim’ İlhan Karagöz, kod adı 'Ubeyt'dir. Kendisi 15 Temmuz kanlı darbe girişimi öncesi, Balyoz Kumpas Davası kapsamında açılmış, gerçeğe aykırı bilirkişilik yaptıkları tespit edilmiş, 3 TÜBİTAK sanığının yargılandığı davanın hakimiydi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratma, güçsüzleştirme, saygınlığını bitirme operasyonunun en büyüğü olan Balyoz Davasında bilirkişilik yapan TÜBİTAK çalışanları Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi hakkında görevini kötüye kullanmak suçlamasıyla dava açılmıştı.

İddianemeyi haber alan cemaat bilirkişileri soluğu ağabeyleri gibi yurtdışında aldı. Çoktan kaçmışlardı. Ancak biz, davanın şikayetçisi olarak süreci takip etmeye, duruşmalara gitmeye, hukuki şikayetlerimizi içerir dilekçeler yazmaya devam ettik. Ayrıca adı geçen hakim, her cemaat hakimi ve savcısı gibi, duruşmada bizlerin iddiaları konusunda oldukça ilgili davranıyordu. Sorular yöneltiyordu. Hakimi hakim, savcıyı savcı olarak gören bizler ise saygıyla cevap veriyorduk.

11. duruşmayı geride bırakmıştık. Düşünün halimizi, 11 gün, üşenmeden, adil bir yargılama yürütüleceği düşüncesi ile saatlerimizi bu davaya ayırdık. Celse sonunda yine bir adım yol alamadan 23 Eylül 2016 günü için ‘yepyeni’ duruşma günümüzü alıp adliyeden ayrıldık. Ve fakat cemaatin çok ‘akıllı’ hakimi İlhan Karagöz’ün planları başkaydı. Arife günü olan 4 Temmuz'da, herkesten habersiz bir duruşma açtı. Tek kişilik gösteri yaptığı bu duruşmaya ‘12. celse açıldı’ diyerek başladı. Şüpheliler hakkında kamu davası açılamayacağı iddiasıyla davanın reddine karar vermişti. Kararın gerekçesi mi? 572 sayfa. Üşenmemiş, yazmışta yazmış. Gerekçesinde ise bağıra bağıra, ben cemaat üyesiyim, yol arkadaşlarımı yarıda bırakmam, günler sonra zaten yönetime el koyuyoruz, bu işi de temizler öyle yeni görevime atanırım diyor.

Çok sayıda siyasi isme hakaretlerin havada uçuştuğu kararda, sulh ceza mahkemelerine "ucube" diyor. (Artık ‘ucube’, bir kesimin vazgeçemediği kelimeler arasına girmeli) Bitmedi! Biz sahte imam Fettullah’a, FETÖ dediğimiz için, kararda, FETÖ ifadesinin yanına parantez içi ünlem koymuş. Alınmış ne yapsın! Fetullah Gülen’in peygamber soyundan geldiğini hissede hissede kaleme almasını saymıyorum bile!

Bu gözler ne kararlar gördü. Bu yüzden gerekçeyi okudukça gülümseme ile şaşkınlık arası anlamsız bir surata büründüm yine. Adı geçen hakim için ise üzülmedim desem yalan olur. Öyle ki cemaat üyeliği, akıl sağlığını tamamen kaybetmesi derecesine gelmiş. Bir avukatın, bir hakim için akıl sağlığını kaybetmiş demesi yakışıksız görenebilir! Ancak bunu söyleyen hakimin ta kendisi. Şöyle ki, Karagöz kararı yazıp soluğu Bursa'da bir hastanenin Ruh ve Sinir Hastalıkları Bölümü'nün Psikiyatri Kliniğinde almış. Karagöz, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu hakkında işlem başlatınca, ben deliyim demekte bulmuş çözümü. Haksız sayılmaz tabi! Ancak pek tabi bu kadar planı hayata geçiren, bugüne kadar yüzlerce karara imza atan cemaat hakiminin kurtuluşu o kadar kolay olmadı. Karagöz, Bursa’da, ucube dediği Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.

Karagöz tutuklandı diye davanın takibini bırakmış değiliz. Yeni atanan hakim ile Çağlayan Adliyesi 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, 08.12.2016 günü, saat 15:00’da, az önce nedenlerini anlattığım, yok hükmünde ki 12. Celsenin tekrarı yapılacak. Hepinizi TSK’ne kurulmuş kumpası açığa çıkarmaya çabaladığımız bu davalara beklerim.

Av. İrem ÇİÇEK