İstismara uğrayan kızın ailesi tacizciyi savundu
Diyarbakır'da 2016 yılında bir birleri ile evli olan iki teyze çocuğunun 13 yaşındaki kızına cinsel tacizde bulunan 32 yaşındaki A.Ö., mağdur ve ailesinin şikayetini geri çekmesine rağmen 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ergani İlçesi'nde bir ortaokulda eğitim gören 13 yaşındaki İ.Ö., 2016 yılında rehberlik öğretmenine anne ve babasının kuzeni olan 32 yaşındaki İ.Ö.'nün cinsel tacizine uğradığını söyledi. Rehberlik öğretmeninin konuyu polise bildirmesi üzerine soruşturma başlatılırken, şüpheli İ.Ö. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturmayı tamamlayan savcılık, şüpheli İ.Ö. hakkında 'sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı' ve 'Çocuğa karşı cinsel taciz' suçlarından 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
"AİLE İÇİNDE GÖRMEZDEN GELİNİYOR"
Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın iddianamesinde, mağdurun koktuğu için olayı annesine anlatmadığını ve tacizin belli aralıklarla devam ettiğini belirten savcı, mağdurun ailesinin olayın doğruluğuna inanmadığını ve şikayetçi olmadığını kaydetti. Mağdurun epilepsi hastası olduğunu belirten savcı, epilepsinin şizofreni gibi kafasından olay yaratma ve kurguladığını yaşama gibi tanısı olmadığını vurguladı. Bölgenin kapalı toplumsal yapısı dikkate alındığında cinsel olaylarda mağdurun hakkını arayamadığını belirten savcı, küçük olan mağdurun şüpheliden, kendi ailesi ve çevreden çekinebileceğine dikkat çekti. Cinsel istismar gibi suçların delillendirilmesinin, içerdiği güçlüklerden dolayı aile ve toplum içerisinde üstünün kapatıldığını ve görmezden gelindiğini belirten savcı, şüphelinin mağdurun anne ve babasının kuzeni olması nedeniyle olayın aile içerisinde saklanmaya çalışıldığı ve üzerinin örtüldüğünü vurguladı.
ANNE VE BABA, ŞÜPHELİYİ KORUDU
Küçük çocuğun anne ve babasının şüpheliyi korumaya yönelik ifade verdiğini ve kızlarının epilepsi hastalığını kullanarak ifadesine itibar edilemeyeceğini göstermeye çalıştığını ifade eden savcı, şüphelinin 15 yaşından küçük mağduru farklı zamanlarda dokunmak suretiyle istismar ettiğini vurguladı. Şüphelinin her iki eylemde de cinsel amaçlı hareket ettiğine dikkat çeken savcı, A.Ö.'nün mağdur üzerinde baskı yarattığını da kaydetti.
SANIK "BANA İFTİRA ATTI" DEDİ
Tutuklu yargılanan sanık A.Ö. ifadesinde, mağdurun annesinin başkasıyla ilişki yaşadığını ileri sürerek, "Kendisini uyardım, ancak ilişkiye devam etti. Sonra mağdurun öğretmeni beni şikayet etti ve tutuklandım. Mağdur, kızım sayılır. Ben onlar için canımı veririm. Çocuğun annesi ilişkisini açıkladığımı düşününce bana iftira attı. Eşimle boşanma durumuna geldik. Mağdur hasta olduğu için onu seviyoruz ve sarılıp, öpüyoruz" dedi.
Mağdur çocuğun annesi A.Ö. ve babası U.Ö. ise duruşmada verdikleri ifadelerinde, "Sanık ikimizin de teyzesinin oğludur. Bu suçu işlediğini sanmıyoruz. Kızımızın anlattığı şeylerin doğru olmadığını düşünüyoruz. Şikayetçi değiliz. Kızımız hasta olduğu için herkes onu sever. Kızımızın bunu yanlış anladığını düşünüyoruz" dedi.
Soruşturma sırasındaki ifadelerinde sanık A.Ö.'nün kendisine yaptıklarını anlatan 13 yaşındaki mağdur İ.Ö. de yargılama sırasında şikayetinden vazgeçti. İfadesinde evde çok televizyon izlediğini söyleyen İ.Ö., "İzlediğim kanalları değiştiriyordu. Ben buna sinir oluyordum. Okulda rehberlik hocamız sıkıntıları olanların bildirmesini istedi.Ben de dayımın bize sürekli gelip gitmemesi için rehberlik hocamıza beni öptüğünü söyledim. İşin buralara geleceğini düşünmedim. Sanıktan şikayetçi değilim. Beni dudağımdan öptüğü doğrudur" dedi.
SOSYAL BASKI VE ENDİŞE
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 'sanığın tarafların yakın akrabası olması, sosyal baskı ve endişe nedeniyle, mağdurenin yaşantısındaki muhtemel sonuçları dikkate alındığında, küçük çocuğun ilk ifadesinin gerçeği yansıttığını' söyledi. 15 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan savcı, A.Ö.'nün cezalandırılmasını istedi.
Kararını açıklayan mahkeme, sanık A.Ö.'nün 'sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı' ve 'cinsel taciz' suçlarından 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Cezasında bir kez artırım yapan ve herhangi bir indirim uygulamayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Gerekçeli kararı açıklayan mahkeme, 'sanığın tarafların yakın akrabası olması, sosyal baskı ve endişe nedeniyle mağdurun gerçeği anlatmadığını, buna rağmen cinsel istismar suçunun sabit olduğunu' kaydetti.