İYİ Partili Fuat Geçen: Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi artık İYİ Parti’ye bağlı
İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Fuat Geçen, yeni parti hazırlıklarını sürdüren Babacan ve Davutoğlu’nun AKP içinde kafası karışık bir kitleyi oradan koparabileceklerini ancak oransal büyüklüklerinin yeni bir siyasal iktidarı oradan çıkaracak kudrette olduğunu sanmadığını söyledi.
“Erdoğan, bir siyasal partinin ötesinde Cumhurbaşkanlığında da kendisine aday çıkacak bir yapı tetiklemesiyle karşı karşıya”
(Turkiyegundemi.com Özel Haber)
İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Fuat Geçen, yeni parti hazırlıklarını sürdüren Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun AKP içinde kafası karışık bir kitleyi oradan koparabileceklerini ancak oransal büyüklüklerinin yeni bir siyasal iktidarı oradan çıkaracak kudrette olduğunu sanmadığını söyledi.
Siyasette bundan sonraki tüm hesapların Cumhurbaşkanlığı seçiminde düğümlendiğini belirten Geçen, Babacan ve Davutoğlu cephesindeki olasılıklara dikkat çekerek, “Erdoğan, bir siyasal partinin ötesinde Cumhurbaşkanlığında da kendisine aday çıkacak bir yapı tetiklemesiyle karşı karşıya” açıklamasını yaptı.
Millet İttifakı konusunda yaptığı değerlendirmede, “CHP ile bütün süreçleri kapsayacak, zamanı ve şümulü sınırsız olan bir ittifak yapmadık, sürece dayalı yaptık, bitti ama görüş birlikteliğimiz sürüyor” diyen Geçen, HDP ile kırmızı çizgileri olduğunu belirtti.
İYİ Partili Geçen, Türkiye Gündemi’ne siyasetteki son gelişmeleri ve rotanın nerede doğru gideceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Haziran seçimi Adalet ve Kalkınma iktidarının bittiği tarihti”.
İktidarın çöküş sürecini hızlandıran Sayın Erdoğan’ın 2011’den sonra yola çıktığı, Milli Görüş geleneğinden gelen takımını çeşitli sebeplerle bir miktar mesafeli tutuğu insanları bir müddet sonra uzaklaştırmasıdır. Bu hem milli görüş geleneği hem de muhafazakar kesimde açıkçası bir kafa karışıklığına yol açtı bir süre sonra içten bir takım tepkileri ve sandıklarda 2015’deki Haziran seçiminde iktidarını sayısal olarak kaybettiği ile karşı karşıya kaldı. Bence Haziran seçimi Adalet ve Kalkınma iktidarının bittiği tarihti. Bundan sonrası yama yapmak, manipüle etmek ve süreci algı yönetimiyle yönetmek gibi oldu. Tek adama oynama, yeni partnerler bulma, siyasette yolda bulduklarını beraber çıktıklarına tercih etme gibi bir süreç yaşandı.
“Siyasal iktidar yorgun, yeni şeyler söyleyemiyor, yeni bir eylem koyamıyor”
Siyasal iktidar yorgun, yeni şeyler söyleyemiyor, yeni bir eylem koyamıyor. Bu da aslında kendi içeresinde doğal ve tutarlı. Türk siyasi tarihinde oldukça uzun bir iktidar. Paylaşımcı olmayan ötekileştiren daha çok kavga zemininde ve ötekileştirerek hayat bulan siyasal iktidarların zaten çok uzun süre kalmaları da kendi içinde mantığına ters galiba bu sonu yaşıyor sanırım. Eski takımla yeni bir hikaye yazılacağına inanmıyorum.
"Babacan ve Davutoğlu, AKP’nin kafası karışık kitlesini oradan koparabilir”
Sayın Babacan ve Davutoğlu’nun takım arkadaşları, medyadan öğrendiğim kadarıyla AKP’nin yerine geçecek bir yapıyı ihya eder mi sanmıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin belki kafası karışık bir kitlesini oradan koparabilir çünkü seçmen profilinde bir taassup var. Yani başka bir partiyi muhafazakar görmemek ideolojik görmemek gibi bir alışkanlığı oluştu, kurulacak yeni partilerin bu alışkanlığı kırma noktasında bu yeni partilerin AKP içindeki kafa karışıklığı yaşayan kesimi çekme gibi bir alan oluşturabilir. Ama oransal büyüklüklerinin yeni bir siyasal iktidarı oradan çıkaracak kudrette olduğunu sanmıyorum. Kurulduktan sonra nasıl bir genişleme ve kapsama alanı oluşturacaklar o zaman belli olacak.
“ Cumhurbaşkanlığı seçimi kritik”
Bütün ihtimaller böyle bir partinin bir tane olsun birden çok aynı alanda kurulmasının kritik seviye de olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde çok önemli olduğunu görüyoruz. Bir iki puanın bile çok netice alıcı olduğunu geçen seçimlerde olduğunu gördük. Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının devamı konusunda kurulacak böyle bir yapı ve ya da yapıların iktidarsızlaşma ihtimali çok yüksek diye görüyorum.
Kafa karışıklığının ve medyada kirlilik de şundan; bu seçimin zamanında mı yapılacağı, partilerin alan oluşturmadan AKP’nin içerisinden oy alma kabiliyeti olan yapılar kurulmadan yapılacağı da önemli. Bu partiler kurulmadan zamanında seçim olup bu partiler sahne alsınlar mı; aymasınlar mı? Baskın seçim ihtimali de tartışılıyor.
Erdoğan, bir siyasal partinin ötesinde cumhurbaşkanlığında da belki kendisine aday çıkacak bir yapı tetiklemesiyle karşı karşıya. Henüz Cumhurbaşkanlığının 4 yıl süresi kalan Erdoğan’ın bu süreci öne çekip yok sayarak risk kabul edilen bir seçimi göze alıp alamayacağı algıladığı tehditle ilgili. Kurulacak yeni partilerden ne kadar çekiniyor ya da ne kadar eksileceğini düşünüyor bunun kararını o verecek.
“Yeni partilerle Meclis aritmetiği nasıl etkilenecek”
Yeni partinin kurulmasıyla Meclis’in aritmetiğinden nasıl bir etki yapacak onu şimdiden bilmiyoruz. Kurulacak yeni partinin Meclis aritmetiğini bozacak kadar yani muhalefetin erken seçim isteyecek kadar sayı olursa iki sıkıntı birden yaşanır. Birincisi süreç kontrolü kaybederseniz yeni partiler kurulmuştur artık, bir de 4 yılı bekletmezler size böyle bir süreç var.
“ İYİ Parti’nin durduğu yer Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılmasında anlamlı”
İYİ Parti’nin herhangi bir blokta ister Cumhur isterse Millet İttifakında durması Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanılması konusunda anlamlı duruyor. Böyle bir sürece yakında yaşayacağız ve bütün hesaplar Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sistemin yeniden parlamenter sisteme dönüp dönmeyeceği konusu. Millet ittifakının bileşeni, Babacanlar da Millet İttifakı gibi duruyor.
Neye karşı olduklarından hareket edilirse parlamenter sistemden yana duruşları görülüyor. Siyasal iktidarın ülkeyi yönetemediklerini söylüyorlar. Buradan hareket ettiğiniz zaman parlamenter sistemin belki eksiklikleri giderilerek yeniden ihyası ve sembolik bir Cumhurbaşkanı konusunda Cumhur ittifakının dışındaki tüm siyasi aparatlar böyle düşünüyor. Cumhurbaşkanı seçmenin ötesinde yeni bir anayasayla yine sembolik bir devlet temsilcisi pozisyonuna evrilmesi güçlü bir parlamento ve Başbakanlık sistemi gibi seçimin ötesinde çok ciddi farklılık var.
İYİ Parti’nin mevcut pozisyonumuz olarak bir güç birliği, bir ittifak yaşadık. Başkanlığa geçilmesin bu sistem kalsın diye başlayan bir paydaşlık ilerleyen zamanda partileştikten sonra milletvekili seçiminde ittifak ve daha sonra güç birliği diye nitelendirdiğimiz mahalli idareler seçim yaşadık.
Bizim açıkçası değerlerle ilgili bir duruşumuz var. Parlamenter rejimi savunuyoruz, cumhurbaşkanın tarafsızlığını ve devletin başı olarak kalıp sembolik Cumhurbaşkanlığını savunuyoruz, partili Cumhurbaşkanlığını arzu etmiyoruz. Bu söylemlerimizle yönetim manasındaki duruşumuzu bozmayacağız bundan taviz vermemize imkan yok. Buna her herhangi bir konsept yaklaşırsa ona o gün bakarız.
“CHP ile ittifak süreci tamamlandı”
CHP ile biz sorunsuz bir süreç yaşadık. Burada parti liderlerini çok büyük bir feragatları oldu. Hiç bir sıkıntı kamuoyuna yansıyacak ölçüde yaşamadım. Ama o süreç artı ve eksileri ile tamamlandı. Bizim şu anda herhangi bir ittifak sürekliliğimiz yok. Partiler kendi içlerine döndüler, programlarımızı, görüşlerimizi anlatıyoruz.
Biz Millet İttifakı olarak CHP ile bütün süreçleri kapsayacak, zamanı ve şümulü sınırsız olan bir ittifak yapmadık. Sürece dayalı yaptık, bitti ama görüş birlikteliğimiz sürüyor. Bu görüş birlikteliğimize başkaca partilerin evrilmesi halinde (AKP- MHP evrilirse ne olacak sorusuna) Evet olabilir, birlikte hareket etme ki; CHP’nin de farklı düşüneceğini zannetmiyorum. Türkiye İttifakı gibi bir şey çıkar ortaya.
İYİ Parti olarak bu çizdiğimiz çerçeve içerisinde yasaklılarımız yok. Fakat burada tırnak içinde söylüyorum HDP her ne kadar yasalara uygun kurulmuş ise de yoğun bir şekilde terör örgütünü reddetmeme, terör örgütüyle olan ilişkisini kamuoyunun akıl karışıklığın ortadan kaldıracak şekilde ayrıştırmaması nedeniyle bu saydığımız her kim paydaş olursa yakın çalışırız söyleminin dışında.
İki tane kırmızı çizgimiz var terör örgütüyle alakalı arasına çok net kamuoyunu ikna edecek bir çizgi koyması ve bu manada PKK terör örgütünün tüm eylem ve söylemlerini reddetmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına göre kurulmuş herhangi bir siyasi parti gibi bir muamele görür ama bu haliyle mesafe koymaması açısından İYİ Parti’nin genetik kodlaması böyle bir siyasi kadroyla birlikteliği reddeder. Kaygımız ülkenin birliği ve dirliği.