Kadın yazarlar Cübbeli Ahmet'i nasıl buldu?
Ayşe Böhürler ve Rahşan Gülşan, bugünkü köşelerinde Cübbeli Ahmet Hoca için ilginç yorumlarda bulundu. İşte kadın gözüyle Cübbeli analizleri.
Rahşan Gülşan, Cübbeli Ahmet Hoca yanına kadın girmesine izin vermeyince kapı aralığından kendisini izleme yolunu seçmiş. İşte Gülşan'ın Habertürk'teki köşesine aktardığı izlenimleri:
Fatih Altaylı'nın Teke Tek programına Cübbeli Ahmet Hoca'nın konuk olacağını duyduğumda ne yalan söyleyeyim çok heyecanlandım. Barbie bebeklere ayar veren, kadınlardan "karı" diye söz eden, cemaatine televizyonu yasaklayan ama jetski ile fotoğrafları olan bu ilginç şahsiyeti hayatta bir kez olsun canlı görme şansını tepemezdim. Ve yayının başlamasına yarım saat kala Fatih Altaylı ile Murat Bardakçı'nın odalarının bulunduğu büyük holde sekreter masalarından birine konuşlandım. Ahmet Hoca ve yaklaşık 10 kişilik ekibinin gelişi gerçekten heybetliydi. İki tane saçsız sakalsız sert görünümlü koruma ve görevinin ne olduğunu anlamadığım sakallı geniş pantolonlu adamların arasında bembeyaz tenli güleç yüzlü adamı görünce açıkçası çok şaşırdım. Ben asık suratlı, militan bakışlı bir adam beklerken karşımda gayet neşeli bir Cübbeli Ahmet Hoca vardı. Gri cübbesi belli ki usta ellerden çıkmıştı. Kesimi, kumaşı, duruşu hocaya hafiften hard rock bir hava verip çaktırmadan Matrix'i bile andırıyordu. Bıyıkları ve saçı olmaksızın bıraktığı uzun kıvırcık sakalı yüzünü saklasa da aslında gayet yakışıklı bir adam olduğu görülüyordu. Hoca, Murat Bardakçı'yı görünce çok sevindi. Bardakçı'nın iyi bir hayranı olduğunu belli ederek elini sıkması ve "ilminizden faydalanıyoruz" demesi Murat Bardakçı'yı (saklamaya çalışsa da ) pek sevindirdi. Ayrıca yanında getirdiği kitapları hediye etmekten de gurur duyduğu bakışlarından belliydi. Çaktırmadan Bardakçı'nın odasına sızma girişiminde bulunacaktım ki ilginç haber geldi: Hoca, bulunduğu ortamda kadın istemiyordu. Açıkçası buna çok bozuldum. Herkesin ilminden hikmetinden bahsettiği bir adam bunu kadınların gözlerine bakarak anlatmıyorsa ne anladık o hikmetten bilmiyorum. Bu durum karşısında Bardakçı'nın odasının kapısını aralıktan gören bir konumda sotelendim. Şansıma hoca tam karşımdaydı. Çok neşeli, konuşkan ve hatta eğlenceli bir adam olduğunu ses tonundan ve içten gülümseme ile konuşmasından anlıyordum. Ama bir kadın olduğum için bu eğlenceden mahrum bırakılmaktan nefret ettim. Kendimi ilk kez varlığıyla erkeklerin rahatını kaçıracak, onları tahrik kara sularına meyillendirecek sadece memeden ibaret bir varlık gibi hissettim. Sonra programın çekim saatleri geldi ve Hoca Murat bardakçı ile yeniden görüşme sözü alarak çekime indi. Bense Cübbeli Ahmet Hoca şokuyla oturduğum sandalyeye çakıldım kaldım...
Ayşe Böhürler ise, Yeni Şafak'taki köşesinde, ekrandan gördüğü Cübbeli Hoca ile ilgili olarak şunları yazdı:
Cübbeli Ahmet Hoca'yı ilk defa görenlerden birisiyim. Sert, ciddi, katı bir hoca beklentisi ile ekranlarının başına oturan herkes gibi hayal kırıklığına uğradığımı itiraf ediyorum. Fatih Altaylı'nın konuğu olan Hoca, eminim bir çok kişiyi ekran karşısına kilitledi. Ekranlardaki Cübbeli Hoca, hoş sohbet, inandığı gibi konuşan sevimli bir dini şahsiyet profili ile hepimizi şaşırttı. Görüntüye bakıp "aman Allah'ım Cumhuriyet Türkiyesi'nde bu tablo" nefreti ile ekranlarını kapatanlar çok şey kaçırdı diye düşünüyorum.
İnanıp inanmamak, fikirlerine katılıp katılmamak ayrı meseleler. Ancak din gibi önemli bir alanda dinleyecek insan bulmakta zorlandığımız ortada. Çünkü mevcut dünya düzeni, insanların dini alanda ihtiyaçları olabileceği gerçeğini görmezden geliyor. Din adamı, imajını alaycı ve çağdışı figürlerle özdeşleştirerek böyle bir ihtiyaç alanını yok edeceğini düşünüyor. Nitekim Sovyet modelinde bunun en acımasızca örneği uygulandı ancak başarısız oldu. "Rusya'da Tanrıya Dönüş" kitabı sanırım 1970 lerde basılmıştı.
Yaklaşık bir 10 yıl önce Cevat Akşit hoca ile Hayat Dersleri programını başlattığımızda bu ihtiyacı gelen izleyici ilgisi içinde görmüştük. İyi bir konuşmacı, içten ve samimi bir şekilde din anlattığında her kesimden büyük ilgi görüyor.