Kemal Kılıçdaroğlu: Rüşvetçi Büyükelçileri Türkiye'ye Çağıracağız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep’te Belediye Başkanları Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, iktidara geldiklerinde Siyasi Ahlak Kanunu çıkaracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "İktidara geldiğimizde ilk bir hafta içinde rüşvetçi büyükelçileri Türkiye’ye çağıracağız" dedi.
CHP’nin Gaziantep’te düzenlediği Belediye Başkanları Çalıştayı'na 11’i büyükşehir belediye başkanı olmak üzere 247 belediye başkanı katılıyor. CHP’li belediyelerin geçmiş 2 yılı masaya yatırılacak, önümüzdeki yıllarda neler yapılacağı tartışılacak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çalıştayın başlangıcında yaptığı konuşmada Gaziantepli yurttaşların Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyi anlattı. Kılıçdaroğlu, Gaziantep’in aynı zamanda sanayi kenti olduğuna dikkat çekerek, “Bütün Ortadoğu’ya öncü olur” dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:
İZMİR’DE HDP’YE SALDIRI: “Hepimiz siyaset yapıyoruz. Sadece CHP’liler değil. Siyasette en büyük hakem halktır. Siyasal partilerin temel hedefi de ülkeye huzuru barışı getirmek, ülkenin nasıl kalkınacağını halka anlatmaktır. Halkın tercihlerine her ortamda saygı duymamız gerekir. Hepimiz kendi politikalarımızı anlatarak, halkın önüne çıkarız. Halk kimi iktidara taşırsa başımızın üstünde yeri vardır. Siyaset halka hizmet etme alanıdır. Bu bağlamda son zamanlarda bazı siyasi kurumlara yapılan saldırıları şiddetle kınamak her siyasi partinin boynunun borcudur. İzmir’de yapılan saldırı, bir kadının hayatını kaybetmesi, bu sabah haberlerde vardı. Hani’de AK Parti’nin ilçe binasına yapılan saldırı, bunları kabul etmiyoruz. Bizim siyaset anlayışımız, fikirlerin yarışmasıdır. Kin, öfke, intikam duygusu değil.
GÖREVİMİZ ÇÖZÜM ÜRETMEK: Koronavirüs sürecinde belediyelerimize çok önemli görevler düşmüştü. Türkiye nüfusunun yüzde 54’ünü CHP’li belediyeler yönetiyor. Dolayısıyla yaşanan bütün sorunlara çözüm üretmek zorundaydık. Konu insandı, a ve b partili değildi. O insanların tamamına hizmet götürmekti. Eğer hizmeti daha iyi götürebiliyorsan, bunun yolu yarıştır, hizmet yarışıdır. Buradan herkese rahatlıkla söyleyebilirim, bizim belediye başkanlarımız. Antep’in en küçük belediyesi Karkamış ile onların en büyük belediyesiyle yarışmaya hazırız. Her türlü engelleme yapıldı mı, yapıldı. Şikayet geldi mi, şikayet etmeyiz. Bizim görevimiz çözüm üretmek.
BELEDİYELERİN YARDIMLARI: Özellikle 4 milyon 550 bin haneye ayni yardım yapıldı. 1 milyon 465 bin haneye nakdi yardım. 150 milyondan fazla maske ve dezenfektan dağıtıldı. Gaziantepli kardeşlerim şunu çok iyi bilsinler. Maske nasıl dağıtılacak bir türlü çözemediler. Biz hepsini çözdük. Bütün vatandaşlara maskeyi ürettik ve ücretsiz dağıttık. Bu iktidar sahipleri bize teşekkür etmeli, Türkiye nüfusunun yarısına ücretsiz verdik. Kimsenin suyunu kesmedik, o evde su akacak dedik. 19 bin işyerinin kirası alınmadı. Askıda fatura uygulamasıyla, bakkalda açılan veresiye defterlerinin 55 milyon liralık kısmını kapattık. 556 bin fatura ödendi. CHP’li belediyelerin nasıl iş yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını Mısır’daki sağır sultan duydu, inşallah iktidar sahipleri de duyar. Bütün engellemelere rağmen bunlar yapıldı. Sadece bunlar mı hayır...
ONLAR CEPLERİNE, BİZ VATANDAŞA ÇALIŞIYORUZ: Özellikle düğün sektöründe günlük çalışan insanlar var. Bunların aileleri var, nasıl geçinecek. 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptık. AK Parti’ye, MHP’ye ait belediyeler bilsinler, o belediyelerde asgari ücret 2 bin 825 lira. Bizim belediyelerde net 3 bin 100 lira. En küçük belediyemiz 3 bin 100 lira asgari ücret verirken, onların en büyük belediyeleri 2 bin 825 lira veriyor. O asgari ücret 3 bin 100 lira olduğu zaman bakkaldan, manavdan alışveriş yapacak. Çocuğuna, evine bakacak. CHP’ye ait en küçük belediye asgari ücreti 3 bin 100 lira yaparken, koskoca hükümet, milyarlarca lira parası olan, nasıl asgari ücreti 2 bin 825 lira yapar. Çünkü onlar ceplerine çalışıyorlar, biz vatandaşa çalışıyoruz.
ÖZ ELEŞTİRİ YAPMALIYIZ: Biraz da öz eleştiri... 6 bin 317 şehidin verildiği topraklardayız. Güzel şeyler yapıyoruz. Peki neden Gaziantep’in nüfusu artıyor da bizim milletvekili sayımız artmıyor? Kabahat kimde, Anteplilerde mi bizde mi? Anteplilerde suç yok, kabahat bizde. Gazianteplilere sözümdür, sürekli birileriyle kavga eden bir örgüt istemiyorum. Kimse kusura bakmasın… Dolayısıyla gün hizmet günüdür. Gün çalışma günüdür. Nüfus artıyor, bizim milletvekilimiz yok. Bir dönem burası CHP’nin kalesiydi, Celal Doğan gibi efsane bir isim vardı. Ne oldu?... Eğer bir partili arkadaşım kendisini değil partiyi düşünüyorsa, önce Antep’i düşünecek. Antep’te bir çocuk yatağa aç giriyorsa ne il başkanı ne de ilçe başkanı uyuyacak.
SİYASİ AHLAK KANUNU GETİRECEĞİZ: Sorun üretmek değil var olan sorunu nasıl çözeceğiz, bunu anlatacağız. Bunu anlattığınız zaman vatandaş size güveniyor. Allah’ın izniyle iktidara geleceğiz, milletin takdiriyle. Antepliler bizi iyi dinlesinler. 83 milyon vatandaşımız da iyi dinlesinler. Dostlarımızla beraber iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş TBMM’ye birinci hafta içinde Siyasi Ahlak Kanunu sevk etmektir. Bu millete borcum var. 27,5 yıl devlette çalıştım. Çok sayıda başbakan ile çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, harcamalar nasıl yapılır?Bütün bunlara 27,5 yılımı verdim. Ne zaman genel başkan oldum, müfettiş ordusu görevlendirdiler, acaba Kılıçdaroğlu’nun açığını bulabilir miyim diye. Araştırın dedim. Boğazımdan aşağı haram girmedi ki. O nedenle bir şey bulamadılar. Siyasi Ahlak Kanunu’nu neden getireceğiz, siyaset kirlilikten arınmalı. Milletin vekilinin temiz olması lazım. Ankara’ya gidip, milletvekili sıfatını taşıyıp, ihale peşinde koşan milletvekili istemiyoruz biz. Esnafın kuralları vardır, doktorları kuralları vardır. Siyasetçinin? Getireceğiz. Temiz ahlaklı siyaseti Türkiye’ye getirmek zorundayız.
10 BİN DOLARI ALAN SİYASETÇİ KİM?: Şu ülkenin geldiği hali görüyor musunuz? İktidar sahiplerine bakıyor musunuz? Kimin eli kimin cebinde belli mi? Bu ülkenin İçişleri Bakanı kalkar devletin televizyonunda ‘Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para veriliyor’. Kim bu siyasetçi. Kim veriyor, yer altı dünyası, çeteler veriyor. Kim bu siyasetçi hala belli değil. Açıklamam savcıya söyleyeceğim, git savcıya. Meclis Başkanına söyledim. Kim bu adam çıkarın ortaya. Mektup yazmış güzel, cevap verin o zaman kim bu adam. Bir rüşvetçiyi korumak, rüşvetçiyle yan yana durmaktır. Ben dedim ki. Atamayla gelen İçişleri Bakanını devletin bir numaralı koltuğunda oturan kişi çağırır ‘Kim bu siyasetçi?’. Sorsun. Sormuyor mu?... Yer altı dünyasından, rüşvetlerden, ihalelerden beslenen bir siyaseti asla doğru bulmuyoruz. Bunun mücadelesini vereceğiz. En büyük desteği de bir dahaki seçimlerde Anteplilerden bekliyorum. Temiz, ahlaklı siyaset istiyorsan destek vereceksin.
RÜŞVETÇİ BÜYÜKELÇİLERİ ÇAĞIRACAĞIZ: CHP’lilerin iki temel kırmızı çizgisi vardır. Bayrak ve vatan konusunda hiçbir tartışmaya yaklaşmayız, asla kabul edemeyiz. Şimdi ben AK Partiye oy veren veya MHP’ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Bayrak değerli mi, değerli. Canımızı veriyor muyuz, veriyoruz. Ay Yıldızlı Bayrağı ister arabasında, ister evinde şerefli insanlar taşır. Rüşvet alan kişilerin arabalarında Türk Bayrağı taşımalarına tahammül edemiyoruz. Benim 83 milyona sözüm var. İktidara geldiğimizde ilk bir hafta içinde rüşvetçi büyükelçileri Türkiye’ye çağıracağız.
TÜRKİYE COĞRAFYASINDA HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEYECEK: Doları, dövizi kontrol edemiyorlar. Kimse önünü göremiyor. Esnaf malı satıyor, sattığı malı aynı paraya alamıyor. Dostlarımızla iktidar olduğumuzda esnafın, esnaf kredi kooperatiflerinden çektiği kredilerin faizlerini sileceğiz. Aynı şekilde çiftçiler. Onların da faizlerini sileceğiz. İktidarımızın ilk 6 ayında Türkiye’de büyük değişimi görecekler. Namuslu, ahlaklı siyaset nasıl olurmuş herkes görecek. Dost, düşman herkes görecek. Çocuk üniversiteyi bitirmiş, işsiz. Aile çocuğunu Kredi Yurtlar Kurumu'nda okutmuş. Borcunu öde, yoksa haciz göndereceğim! Kaldıracağız bunu. Çocuk önce işe başlayacak, sonra taksitlerle borcunu öde diyeceğiz. Fakir, fukaradan yana olan devlete sosyal devlet diyoruz. Bunun politik adı sosyal demokrasidir. Gelir dağılımı dengeli olacak. Bilin, bütün millete sözüm. Nasıl bizim belediye başkanlarımız görev yaptığı yerde hiçbir çocuğu yatağa aç yatırmıyorsa, iktidar olduğumuzda Türkiye coğrafyasında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek…. Fakirleri diziyorlar sıraya, çağırıyorlar televizyonları, yardım yapıyoruz diye. Onların onuru yok mu? Biz bunu yapmayacağız. Aile destekleri sigortasını getireceğiz, her ay bankaya paranı yatıracağız, sonra çekeceksin. Kimse senin fakir olduğunu bilmeyecek, sadece devlet bilecek. Bunun sözü 1971 yılında verilmiş. Hangi yıldayız 2021. Aradan 50 yıl geçmiş. Niye gelmiyor, çünkü yoksulluğu bitirmek istemiyorlar. Yoksul kalsın bize muhtaç olsun, bize oy versin istiyorlar.
HİÇBİR EGEMEN ÜLKE MAL VARLIĞINI SORGULAYAMAYACAK: Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız. Egemen güçlerin şekillendirdiği topraklarda barış gelmez. Mısır, Suriye, İran’la kavga etmeyeceğiz. Kavga hiçbir topluma yarar getirmiş değil. Milli Kurtuluş Savaşını verenler savaşın bütün acımasızlığını biliyorlardı, ‘Yurtta barış cihanda barış’ dediler. Bir sözüm daha var, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının, başbakanının, bakanının hiçbir egemen ülke mal varlığını sorgulayamayacak.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE MESLEK LİSELERİ: Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile organize sanayi bölgesi beraber okulları yönetecek. Öğrenci fabrikasında staja gidecek, devlet sosyal güvenlik primini ödeyecek. Üniversite okumak istiyorsa, iz düşümü bölümüne artı puan verecek.
BÜLENT ECEVİT’İN SÖZÜNÜ HATIRLATTI: Türkiye’nin nereye gittiği belli değil ama umutsuz değiliz. Bunu çözeceğiz. Birlikte çözeceğiz. CHP bunu yapabilir mi, niye yapmayalım. Belediye başkanlarımız tarih, destan yazıyor. Belediye başkanları bunu yapıyor, bütün zorluklara rağmen yapıyorlar. Türkiye’yi de aklı başında, tutarlı, israfa son veren, harcadığı her kuruşun hesabını veren bir siyasi anlayışla yönetmek istiyoruz. Bunun için de halktan destek bekliyoruz. Her kuruşun hesabını vermenin onurunu taşıyan bir siyaset bizim temel hedefimiz olmalıdır. Rahmetli Ecevit’in şu sözünü hiç unutmadım: Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen.“