Kılıçlı Akıl Hastasına Tepkiler Büyüyor: Daha Kaç Böyle Kişi Aramızda...

Mimar Başak Cengiz’i internetten aldığı samuray kılıcıyla katleden katil Can Göktuğ Boz'un akıl hastası olmasına rağmen, tedaviyi bıraktığı ortaya çıktı. Akıllara 'Böyle kaç kişi daha aramızda?' sorusu geldi.

Milliyet'ten  Meltem Günay'ın haberine göre İstanbul’da sokak ortasında kılıçla, tanımadığı Başak Cengiz’i öldüren Can Göktuğ Boz’un, akıl hastası ve şiddet eğilimli olmasına karşın, tedaviyi yarım bırakarak aramızda olması, soru işaretlerine neden oldu. Ankara’da yaşayan mimar Başak Cengiz, iş için geldiği İstanbul Ataşehir’de sokak ortasında hiç tanımadığı Can Göktuğ Boz isimli kişinin internetten satın aldığı samuray kılıçlı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Boz, psikiyatri tedavisi gördüğünü söylerken, aynı zamanda avukatı olan annesi Ayşe Nejla Yomraloğlu da oğlunun 14 yaşından beri psikolojik tedavi gördüğünü, verilen ilaçları düzenli olarak kullandıramadıklarını, son 2-3 senedir tedaviyi reddettiğini ve kendisiyle görüşmediğini belirtti. Uzmanlar ise bu hastaların tedavi ve kontrol takiplerinin yapılmasının önemini vurgularken, var olan sistemin ise düzgün işlemediğinin altını çizdi.

"Takip edilmeli"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Böke, psikiyatrik hastalıklar nedeniyle kişilerin ‘tehlikeliliği’ söz konusu olduğu durumlarda hastanelere yatışının yapıldığını belirterek, “Eğer ruhsal hastalığı olan bir kişi hastalığı nedeniyle bir suç işlemişse, toplum için tehlikeliliği önemli oranda azalana kadar yüksek güvenlikli hastanede tedavi altında tutuluyor. Toplum için tehlikeliliği ortadan kalktıktan sonra da gerekirse belli bir süre ve aralıkta kontrol şartı konulabiliyor. Kontrol değerlendirilmesinde tehlikeliliği söz konusu ise yeniden tehlikeliliği ortadan kalkana kadar hastanede tedavi altında kalıyor. Normalde süreç böyle işliyor” dedi.



Türkiye’de işleyen bir mekanizma olduğunu dile getiren Prof. Dr. Böke, “Bizim Medeni Kanunu’muza göre, ailede ruhsal hastalığı olan biri varsa aile başkanının o hastalığın tedavisi ile ilgili olarak gerekli özeni gösterme yükümlülüğü var. Diyelim ki hasta evde dışarıya çıkmıyor ama ilaçlarını da kullanmıyor ve başkasına zarar vermesi söz konusu. Sistem bundan nasıl haberdar olacak. Ailenin burada tedavi için gerekli özeni göstermesi gerekiyor. Eğer kişi reddetmeye devam ederse zorunlu yatış söz konusu. Özellikle toplum için tehlikeliliği varsa aile savcılığa başvurabilir. Hakim zorunlu yatış kararı alır ve kolluk kuvvetleri hastayı alarak ruh sağlığı hastanesine götürür. Hastanede yapılan değerlendirmede ruhsal hastalığı nedeniyle tehlikeliliğinin söz konusu olduğu tıbbi kanaatine varılırsa hastaneye zorunlu yatışı yapılır. Böyle bir sistemimiz var.

 ‘Aksaklıklar var’

Hastanede yatıp tedavisinin ardından çıkan hastaların takibi için Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Böke sözlerini şöyle sürdürdü; “Sağlık Bakanlığı hastaneleri bu hastaların durumuyla ve takipleriyle ilgili, Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’ne bildirim yapıyor. Hastanın takibi oradan mümkün. Ama bütün bu hastaların bu sistem içinde kayıtlı olduğunu iddia etmek doğru değil. Bazı aksaklıklar var.”

İstanbul’da sokakta karşısına çıkan Can Göktuğ Boz’un (27) kılıçlı saldırısı sonrası kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren mimar Başak Cengiz (28), dün Ankara’da gözyaşları eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı.

Genç mimar için Yenimahalle’deki Yahyalar Merkez Camisi’nde dün cenaze namazı kılındı. Camideki törene Başak Cengiz’in ailesi, nişanlısı, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Namaz öncesi anne Beyhan Cengiz tabuta sarılarak kızı için ağıt yaktı. Baygınlık geçiren anneye cami bahçesinde ilk yardım uygulandı. Başak Cengiz’in cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cengiz’in nişanlısı Mahir Mızrak, “Pazar günü alıp gelecektim ben onu. Görevi çıkmasa evlenecektik” dedi.