Kirli çamaşırların ortaya saçıldığı Dünya Güzellerim'de neler oluyor?
Show TV'de yayınlanan Dünya Güzellerim adlı programda dedikodu kazanı kaynıyor.
Hürriyet'ten Ceren Şehirlioğlu'nun yazısı:
‘Dünya Güzellerim’, divalar dünyayı geziyor fikrinden yola çıkıp bambaşka bir yere gelen, belki de televizyon tarihimizin en absürd, eğlencesini vaat eden bir program.
Gazino sahneleri, Yeşilçam kulisleri, düşme, dibe çakılma, kıskançlık ve skandallarla dolu tüm şöhret hikâyeleri iki saatlik bir TV segmentinin içine sığmış. ‘Dünya Güzellerim’ Türkiye’nin popüler kültür tarihinin kirli çamaşır sepeti, içi unutulmuş hazinelerle dolu hurdalığı gibi. “Üç ‘diva’ dünyayı geziyor” fikrinden yola çıkıp bambaşka bir yere gelen, belki de televizyon tarihimizin en absürd eğlencesini vaat eden bir program.
Bülent Ersoy, Banu Alkan ve Safiye Soyman (emniyet sübabı olarak Burcu Esmersoy) belli ki dev egolarını çarpıştıra çarpıştıra birbirlerini yesinler diye buluşturulmuş. Hindistan gibi zorlayıcı yerin seçilmesi ‘ay çok pis kokuyor’, ‘pöff çok sıcak bayılıyorum’, ‘her yerde inek’, ‘bu ne biçim sefalet’ gibi prenseslikleri ortaya çıkarmaya yarıyor.
Esas mesele, yılların fitne fesat, hazımsızlık dolu hikâyelerinin incir çekirdeğini doldurmayan meselelerde dışarı çıkması. Banu Alkan’ın mide bozmalı, bayılmalı ve ishal detaylarıyla dolu hastalığının “Sen zaten Oya Aydoğan’la girdiğin yarışmada kaybettin kuyruk acın var!” gibi yerlere gelebilmesini izlemenin tadı muazzam.
RAHAT BIRAKIN BANU’YU
Öte yandan Alkan’ın pespembe naylon dantelden örülü hayal dünyasında dolaşmanın kafa açan bir tarafı var. Ersoy’un tam bir kabadayı gibi “Psikopatsın, kat kat yağ kaplısın, Hollywood’da ne yaptın?!” gibi saldırılarını “Türkiye’nin en büyük starıyım bebeğim”leriyle karşılaması insanın içinde tarifsiz bir huzur yaratıyor. Lokmalarını sayan, kaç karides yediğini hesaplayan gıybet duo Bülent ve Safiye ataklarına “Diyet yaparsam hücrelerim erir” cevabını vermesine, ‘Sen komplekslisin sürekli göbeğini örtmeye çalışıyorsun’a ‘3-4 kilo fazlam var, onu da yakıştırıyorum’ demesine bayılmamak mümkün değil. Önümüzdeki hafta da tuhaflıkta seviyeyi düşürmeyecek bir bölüm daha var: Taj Mahal’da namaz kılan Ersoy’dan Alkan’ın flörtlerine şenlik devam edecek.