Kübra Par'dan Emre Kınay'a Çok Sert Eleştiri: Sanatçı Kılıklı Trol
Habertürk yazarı Kübra Par, çektiği videoyla gündeme oturan Emre Kınay'a sert sözlerle yüklendi.
Habertürk yazarı Kübra Par, çektiği videoyla gündeme oturan Emre Kınay'a sert sözlerle yüklendi.
Emre Kınay isyan etti: Hiç mi utanmıyorsunuz, ayıptır kimse geri zekalı değil!
Par'ın bugünkü yazısı şöyle:
Haluk Levent, Şahan Gökbakar gibi kimi sanatçılarımız bu yangın günlerinde canını dişine takarak yardım toplamaya, yetkilileri uyarmaya çalışırken, kimileri de sosyal medyada atarlı videolar çekerek takipçi arttırmaya, milleti birbirine düşürmeye çalışıyor.
Ne üslup var ne adap ne de doğru bilgi...
Emre Kınay adındaki hevesli de oturmuş bir kıraathane bahçesine güya iktidarı eleştireceğim diye sallayıp duruyor.
Neymiş efendim ihbarlar alıyormuş, iktidar yangınları kasıtlı olarak söndürmüyormuş.
Dışişleri Bakanı yangınlar büyüsün diye yabancı ülkelerden gelen telefonlara çıkmıyormuş.
“Aptal değiliz, ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz” diyor.
Sallıyor da sallıyor...
Eline bir kova su alıp dökmemiş, oturduğu yerden ahkâm kesiyor.
Sonra ne oluyor dersiniz?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu videodan haberdar olup Kınay’ı arıyor.
Sonraki gün bir video daha çekiyor sanatçı kılıklı trolümüz.
Bu sefer tonu bam başka...
Dünkü kaplan gitmiş yerine bir kedicik gelmiş.
Yangınları kasıtlı olarak büyütmekle suçladığı Çavuşoğlu hakkında “Her şeyden önce Mevlüt Bey (Çavuşoğlu) çok kıymetli bir insan” diye söze başlıyor. Ardı ardına iltifatlar sıralıyor.
“Ülkeler verdikleri sözleri tutmamış. Uluslararası ilişkilerde olur böyle şeyler. Buradaki söylediğim şeylerin karşıtlıkla ilgisi yok. Uçak alacağımızı düşünüyorum” diye 180 derece tornistan yapıyor.
Peki en küçük bir özür ya da öz eleştiri var mı? Yok.
“İktidar yangınları kasten büyütüyor diye ihbar alıyorum dedim ama bu doğru değilmiş, halkı galeyana getirdim kusura bakmayın" diye özür dileme var mı? O da yok..
Paçalarına kadar sahtelik ve samimiyetsizlik akıyor.
Mesele ne iktidarı eleştirmek ne de halkı bilinçlendirmek.
Tek derdi dikkat çekmek.
Bu tiplere bir de ‘sanatçı’ diyoruz ya ona yanıyorum, oysa hayatları 'tiyatro'.