Kültür Sanat Sen'den dikkat çeken açıklama!
Kültür Sanat-Sen, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nde çalışan 150 sanat emekçisinin işten çıkarılmasının ardından Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde de sanat emekçilerinin görevine son verilme çalışmaları yapıldığı bilgisine ulaştıklarını aktardı.
Medyafaresi.com (Ankara)
Kültür Sanat-Sen, Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüklerinden sonra Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde de sanat emekçilerinin görevine son verilme çalışmaları yapıldığını duyurdu.
Yapılan yazılı açıklamada sanat kurumlarında işten atmaların 350 sayısının üzerine çıkacağı bilgisi verildi.
Sendika, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne, “Orkestraları 30 kişide çalsa temsili yapmaya zorlamanız tarihi yüzyılı aşan sanat kurumlarımızın ağırlığına yakışıyor mu?” diye sordu.
Sendikanın yazılı açıklaması şöyle:
Devlet Opera Ve Balesi ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüklerinden sonra Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde de sanat emekçilerinin görevine son verilme çalışmaları yapıldığı bilgisine ulaştık. İşyerlerimizden ve sendikamıza başvuran mağdurlardan aldığımız bilgilere dayanarak yaptığımız önceki açıklamalarda işten atılan sayısını 150 civarı olduğunu beyan etmiştik yalnız gelişen süreçle birlikte görevlerine son verilen emekçi sayısının çok daha artarak 350 sayısının da üzerine çıkacağı yönünde duyumlar almış bulunuyoruz.
Sanat kurumlarının yaptıkları yıllık programlar düşünüldüğünde mevcut sayılarla bile temsilleri kotarmakta zorlanırlarken; sanat kurumlarında yapılan işten atmalar ve sözleşmesi imzalanmayacak sanat emekçilerinin varlığı düşünülecek olursa haksızlığa uğrayan emekçilerin yaşadığı mağduriyetlerinin yanı sıra, sanat hizmeti üretiminin de nasıl yapılacağı merak konusu haline gelmiştir.
Devlet Opera Ve Balesi Genel Müdürlüğü Ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüklerinden sonra Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde de ilerleyen süreçte sözleşme imzalanmayacak sanat emekçileri ile şuanda da çalışılamaması yönünde verilen direktifler üzerine sanat faaliyetlerinin planlanmasını sekteye uğramıştır. Hatta Çukurova Senfoni Orkestrası konserini gerçekleştirebilmek için Mersin Devlet Opera ve Balesinden ve dışarıdan destek almak mecburiyetinde kalmıştır.
Bu Neyin Hırsıdır!
Sendikamıza gelen şikâyetler üzerine Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne soruyoruz; orkestraları 30 kişide çalsa temsili yapmaya zorlamanız tarihi yüzyılı aşan sanat kurumlarımızın ağırlığına yakışıyor mu?
Evrensel çoksesli müzikte her bir enstrüman farklı parti seslendirmekte, birkaç enstrümanın beraber çalması ya da hep birlikte çaldıklarında eserin yapısını ve bütününü oluşturmakta ve bu enstrümanlardan biri bile eksik olduğunda o eserde sessiz boşluklar oluşmasına ya da eserin temposunun değişmesine neden olarak eserin seslendirilmesin olanaksız hale getirmektedir. Şu haliyle orkestralara verileceği ifade edilen 4/B pozisyonları ihtiyacın çok altında kalarak bakanlıkça onaylı sezon repertuarların mevcuttaki kadrolarla seslendirilmesini imkânsızlaştırmaktadır.
Bu şuna benzer, farklı karakter ve replikleri olan 10 oyuncudan oluşması gereken bir tiyatro oyununu buyurun 3 oyuncuyla oynayın demektir.
Diğer senfoni orkestraları içinde durum pek parlak değildir. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası 36 Kadrolu, Bursa Senfoni Orkestrası 35 Kadrolu, Antalya Senfoni Orkestrası 36 Kadrolu sanatçı, İstanbul Senfoni Orkestrası 50 Kadrolu sanatçıdan oluşmaktadır.
Bir başka konu ise bütün sanat sezonu boyunca ayda dört konserde de çalanla sezonda sadece eksik enstrümancıları tamamlamak amacıyla sadece bir konserde çalmış kişiye aynı haklar tanınarak aynı şekilde dilekçe vermeleri istenmiş olmasıdır. Bu durum yıllarca orkestralara emek vermiş, çoğu kurum içi sınav ya da dinletilerle seçilmiş misafir sanatçılar ile bu kişilere eşit haklar sağlamakta ve orkestralara sınavsız değerlendirmesiz istihdamın önünü açmaktadır. Orkestralar listede adı yazılı olan ama daha önce hiç tanımadıkları, yeteneğini ve sanatsal becerisini test edemediği kişilerle ihtiyaçlarından dolayı sözleşme imzalamak zorunda bırakılmıştır. Bu durum bile asıl meselenin güvenlik soruşturmaları değil torpil savaşları olduğunun göstergesidir.
Ayrıca sanat emekçilerinin güvenlik soruşturmasından geçemediği her yerde dillendiren yetkililer yıllarca orkestralarda misafir sanatçı olarak aylık sözleşmeli çalışırken, yurt içinde ve dışında turnelere giderken ve hiç problem yaşanmazken şimdi ne değişmiştir?
Yıllardır kurumların yükünü çeken kimi sanat emekçileri ise kendileri ile sözleşme yapılmayacağı bildirilmiştir. Bu eleme yapılırken ne liyakatenede çalışılan sürelere bakılmamıştır. Son yıllarda liyakatsiz şef atamaları ile gündeme gelen orkestralara şimdide hangi kritere göre olduğu belli olmayan orkestracılar alındığını görmekteyiz. Ve bu icraatla artık torpili olan kursiyerin bile bir senfoni orkestrasına atanabilmesi olasılığının önünü açılmıştır.
Bir orkestrada yıllık sözleşmeli olarak çalıştırılacak kişiler, çalışmak istedikleri orkestraların kendi içlerinden oluşturması gereken yetkin bir kurul tarafından değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sanatsal yeteneklerinin kendileriyle yıllık sözleşme imzalanması için yeterliliğini kanıtlamalıdır.
Sanatta torpil olmaz olursa sanat yapılamaz. Yeterli seviyeye sahip olmayan birinin beraber çalacağı kişiyi de olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmaz bir durumdur. Bir an önce yapılan hatalardan dönülerek iş ehillerine bırakılmalıdır.
KÜLTÜR SANAT SEN GENEL MERKEZ