Kürtler çanakla porno izledi ensest arttı!
Vatan'dan kovulup Aydınlıkta yazmaya başlayan Mustafa Mutlu'dan dikkat çeken açıklamalar..
T24 yazarı Hazal Özvarış, Aydınlık gazetesinde yazmaya başlayan Mustafa Mutlu ile Vatan\'dan kovulma süreci ve sonrasında yazdığı kitap hakkında söyleşi yaptı. Özvarış\'ın söyleşisinde en çok dikkat çeken nokta Mutlu\'nun Güneydoğu ile ilgili savunduğu iddiaydı.
İşte o röportajın bir kısmı;
Vatan\'dan sonra Aydınlık\'ta yazmaya başlayan Mustafa Mutlu ile, "Dön kardeşim" kitabında altını çizdiğimiz satırlar eşliğinde konuştuk. Kendisine Vatan\'dan atılış sürecini ve gazetecilik anlayışını, Star gazetesi yıllarına da uzanarak ve zaman zaman sabrını zorlayarak sorduk. Buyrun…
- Aydınlık yazılarına "Beni susturmak isteyenler sayesinde bileklerimdeki kelepçe kırıldı" diyerek başladınız. Vatan\'da ellerinizi kelepçeleyen kimdi?
Özellikle 2007\'den sonra iktidarın artan baskı ortamında o baskıya boyun eğmek durumunda olan gazete patronları ve yöneticileri.
- Sizi nasıl "kelepçelediler"? Hangi konularda kendinizi sınırlandırılmış hissettiniz?
Haftada iki üç yazıdan sonra ettikleri uyarı telefonlarıyla ya da birebir görüşmelerle "Başımızı belaya soktun", "Yukarıdan yine telefon geldi", "Aman şu konulara gir, aman bu konulara girme" gibi uyarılarla bu kelepçeyi kollarımda hissettim. Kelepçenin açılımını gazetecilik dilinde yapmamı istiyorsan; örneğin,
"Aman Emine Erdoğan\'a girme", "Aman çocuklara girme", "AKP\'li belediyelerin yolsuzluklarına girme", "Deniz Feneri\'ne girme"... Bunlar merkez medyada faaliyet gösteren gazetelerin her birinde uygulanan yasaklardır. Şu sözünü ettiğim konularda, merkez medyada haber yazabilen ya da yorum yapabilen tek bir kalem varsa ben bu kelepçeyi taşıdığımı hissettiğim için özür dilediğimi söyleyeceğim.
\'Demirören, Erdoğan\'ın önüne dosya koyduğunu söyledi\'
- Size göre şu an merkez medyada yazan herkes kelepçeli mi?
Merkez medyada bir kelepçe politikası izleniyor. Bazı konular "cıs". Girilmesi tehlikeli, girildiğinde anında tepki çeken konular var. Son olarak bunlara, Erdoğan Demirören, bana üç dört ay önce yaptığı bir telefonda, cemaat-iktidar arasındaki kavgayı da ekledi. "Bunlar, bunlar zaten yasak, bunu da yazmayacaksak ne yazmamızı bekliyorsun" dedim; "Otoyolları yaz, iyi giden ekonomiyi yaz, sağlık sektöründeki başarılı hareketleri yaz" dedi.
- Demirören, Başbakan Erdoğan\'la ilişkisine dair neler anlatıyordu?
"Beyefendi üç haftada bir beni Dolmabahçe\'de kabul eder, görüşmelerimizde her defasında önümüze bir dosya koyar. Vatan ve Milliyet gazetelerinde aleyhe sayılabilecek yorumlar ve haberler o dosyanın içinde yer alır. Son zamanlarda - bu görüşmeyi, holding merkezinde bir sene önce yaptım - hep senin yazıların ağırlık olarak bu dosyada yer alıyor. Dön kardeşim" demişti.
(...)
\'Alçağın biri dışkı yedirdi diye Kürtlere ayrıcalık mı vereceğiz?\'
- Bölücülük endişesine köşenizde de sık sık yer veriyorsunuz. "Bölünme"nin zeminini "Kürt yok, Kürtçe yok" diyenlerin de hazırladığını düşünüyor musunuz?
Bakın bu ülkede klasik söylemde "Kürtlere bok yedirildi." Sen o dışkı yediren (Cumhuriyet\'ten Celal Başlangıç\'ın ortaya çıkardığı Yeşilyurt skandalı, T24) alçak askeri, adamı bulup da hesap sordun mu devlet olarak? Bir kişinin yapığı yüzünden "Madem öyle Kürtlere ayrıcalık verelim." Karadeniz\'de de bir sürü adam saçmasapan suçlar işledi. Herhangi bir asker Laz kızına tecavüz etti diye oraya da mı otonomi vereceğiz? İç Anadolu\'da zulümlerin âlâsı yaşanıyor, oradaki insanlar hâlâ aç, hâlâ Doğu Anadolu\'daki teşvik kadar teşvikten bile mahrum. Biz bölünmekle değil, birleşme ile emperyalizmin tuzağından kurtuluruz. Emperyalizmin en temel yöntemidir böl ve yönet, bu aptalca zulümlerin tek tek hesabını sorarak çözüm bulmak yerine bu tuzağa düşüyoruz.
- Türkler ve Kürtler yer değiştirse ve "Türk yok, Türkçe yok" dense yine aynı noktada durur muydunuz?
Türk ırkçılığına da, Kürt ırkçılığına da karşıyım. Bir zamanlar sosyalizm adına yola çıkan PKK\'nın Kürt ırkçılığı noktasına geldiğini düşünüyorum. PKK veya BDP’den hangisinin açlıkla, yatırımsızlıkla, işsizlikle uğraştığını duydunuz? Ben Türk ırkçılığıyla nasıl mücadele ettiysem Kürt ırkçılığına asla boyun eğmem.
\'Güneydoğu\'da kurulan çanaklarla porno izliyorlardı!\'
- "Sonra hayat yeniden başlar" adlı romanınızda "Prof. İlhami" karakterine Candaş Tolga Işık\'ın
"Güneydoğu\'da çanak antenlerle porno izliyorlar" iddiasını söyletiyorsunuz…
Ve oradaki ensestlerin arttığı gerçeğini söylüyorum.
- Neden?
Doğru hanımefendi! Güneydoğu\'da olmasının sebebi şu. Bana bakar mısınız? Odaklanamıyorum! Güneydoğu\'da olmasının sebebi şu…
- Lütfen, üslubunuza dikkat edin.
Beni dinlemiyorsunuz gibi geldi. Özür dilerim.
- Estağfurullah. Söyleşi yapıyorum, işim sizi dinlemek.
O dönemde Güneydoğu\'da ağırlıklı olarak yaşayan Kürt insanların, kanallarını izleyebilmek için evlerinin damına, ineklerini satarak, anten yerleştirdiklerini kabul ediyor muyuz? Ege\'de de bu vardı, ama örneğin ATV iyi çekmiyor diye yapıyorlardı, ama karasal yayın da tercih edilebiliyorlardı. Güneydoğu’da PKK\'nın yayınlarını izleyebilmek için çanak büyük rağbet gördü. Ve bu çanakları kurduğunuz zaman, belli frekanslardan hard core porno yayını yapılıyor, 24 saat. Birlikteyken Kürtçe duymak, Kürtçe haber almak, PKK\'daki kızlarından oğlanlarından haber almak için bu kanalları izliyorlardı. Ama yalnız kaldıklarında çocuğundan dedesine bunu izliyorlardı.
\'Seks shop satışları çanak sonrası patladı, ensest arttı!\'
- Maddi bir kanıt var mı?
Var, seks shop satışlarına baktığınızda, çanak öncesi ve sonrası arasında Güneydoğu\'dan siparişlerin patlama yaptığını görüyorsunuz. Vibratörlerin, şişme kadınların, eskiden Konya diye bilinirdi, Güneydoğu\'da patlama yaptığını görüyorsunuz. Çünkü bu ürünlerin reklamlarını sabahtan akşama o kanallarda görüyorlar. Bu bir gerçek. Candaş bu yüzden Posta\'da linç edildi. Ama bir toplumsal gerçeğin altını çizmek gazetecinin işidir. Ben orada "Kürt toplumu ensestte aldı başını gidiyor" demiyorum. Orada tamamen bilimsel bir saptamada bulunuyorum.
- Varsayalım ki seks shop satışlarında patlama oldu, bunun çanakla bağlantısı nasıl bilimsel oluyor?
Çanakla bağlantılı çünkü emniyetteki raporları bölgesel olarak izlediğinizde, 1990\'lı yılların başından itibaren çanaklar konduktan sonra ensestin patladığını, öldürüp kenara atılan kız çocuklarının sayısının arttığını görüyorsunuz.
- İstanbul\'da da tecavüz, cinayet vakaları artış gösterirken bunu tek bölgeyle anmanızda sizce nüans eksiliği yok mu?
Ben rakamlara bakarım. Eğer bir rakam aşırı düşüş veya tırmanış gösteriyorsa bunun toplumsal olarak ne anlama geldiğini sorgularım. Benim aslında buna kitapta yer vermemin sebebi, Candaş\'ın linçine tepkidir ki, belirteyim, görüşlerimiz farklıdır. Böyle bir şeyin olmadığı kanıtlanıyorsa, gazetecinin yapacağı şey düzeltmeye gitmektir. Eğer çanak antenler konulduktan sonra bu insanların 15 tane hard porno yayını yapan kanalı seyretmedikleri ve etkilenmedikleri kanıtlanabiliyorsa o zaman ben de üstüme düşeni yaparım.
- Sizin tezinizin de kanıtlandığına ben dâhil katılmayacak insanlar var.
O veriler bir gazeteci için yeterli kanıttır. Güneydoğu\'da işlenen kadın, çocuk cinayetlerinin, cinsellikten kaynaklanan suçların yansıdığı emniyet ve jandarma raporlarına bakarsanız bunu bir kanıt olarak göreceksiniz. Böylesine bir tırmanış elbette ki Ege\'de de, İstanbul\'da da var, ama hiçbir yerde bölgesel olarak çanak anten satışı bu kadar patlamadı.
\'Her gün porno izleyen adam...\'
- Ensest vakaları her zaman emniyete yansımıyor, ayrıca Türkiye\'de kapsamlı bir ensest araştırması bildiğimiz kadarıyla yapılmadı.
İstanbul Üniversitesi\'ne giderseniz verirler.
- Porno izlemekle şiddet arasında direkt bir bağlantı olduğunu mu savunuyorsunuz? Porno izlemenin sonucu sizce ne?
İnsanların klasik ahlak kurallarını kaybetmesi, alıştığı yaşam tarzı dışında, başka bir tarza zorlanmaları olarak yorumluyorum.
- Mesela?
Her gün porno izleyen bir adamın tavrında olabilecek değişiklikler.
- Ne yapar sizce her gün porno izleyen bir adam?
Her gün porno izleyen bir adam, evini temizlerken başındaki tülbenti kayan karısını gözünün önüne diğer kadınlar geleceği için "Seks yıldızı mı olacaksın", "Yoldan mı çıkıyorsun" diye suçlayabilir.
- Tahrik olduğu için mi?
Karısının oradaki kadınlara benzemesinden korktuğu için.
- Başka örnekleriniz var mı?
Oradaki birtakım cinsel faaliyetleri Türk toplumunda, kendi geleneğinde ayıp sayılan bazı cinsel eylemleri doğallaştırabilir ve kendisi de uygulamak isteyebilir.
- İki tarafın da rızası varsa bu yine de sorunlu mu?
Rızası yoksa?
- Varsa kısmını soruyorum.
Varsa zaten polise yansımaz. Polise yansıyan kısımlarından bahsediyorum.
- O noktada ensest, tecavüz ve şiddet vakalarını mı koyuyorsunuz?
Kız çocuklarının dere kenarında bulunmuş cesetlerini koyuyorum.
- Sizce porno ile ölüm arasındaki ilişki ne?
Çok psikolojik bir sohbete dönüştü bu. Benim o adam gibi düşünmemi istiyorsunuz. Onu bilemem. Böyle bir gerçek var mı dediniz, ben de anlattım. İsterseniz tekrar anlatayım. İnsanlar Kürtçe kanalları izlemek için o çanakları…
\'Emniyet raporlarında eşcinsel ilişki de var\'
- Anlamadığımız kısım bu değil, porno ile şiddet arasında kurduğunuz bağlantı.
Pornoyu içselleştirmişseniz eğer, insanın cinsel eylemlerinden sorumlu olduğunu düşünüyorsanız, bu kültürü alabildiyseniz, porno izlemek sizin için zarara yol açmayabilir. Ama o güne kadar çok kapalı bir toplum, birdenbire o antenlerle inanılmaz bir açıklığa, ne anlarsanız bu açıklıktan, ulaşma şansına sahipse oradaki birey davranışları değişir. Yolda gördüğü kadına, kıza tavrı değişir. Pornoda eşcinsel ilişkiyi veya hayvanla ilişkiyi izliyorsa bu yaşamındaki birtakım katı duvarların yıkılmasına neden olur. Bu duvarların yıkıldığını da bize polis ve jandarmanın suç raporları veriyor.
- Emniyet raporlarında eşcinsel ilişki ve hayvan tecavüzleri de mi var?
Her şey var. Genel olarak suç oranındaki artış var.
- Eşcinsel ilişki suç değil.
Peki, buna taraflardan biri razı değilse?
- Onun adı tecavüz olur.
Örneğin, 9 yaşındaki bir erkek çocuğu bir adam zorluyorsa ve gırtlağını kesip öldürüyorsa...
- Mustafa Bey, tabii ki bu bir suç. Ama ister hemcinsine, ister karşı cinse zorlama varsa bunun adı farklı; tecavüz.
Bu tür olaylar eskiden üçüncü sayfada sıkışıp kalıyordu, artık üçüncü sayfaya bile girmiyor.