Marmara için korkutan uyarı: Tsunami olabilir
Ege’deki depremin ardından yakın dönemde ilk kez görülen tsunami, beklenen Marmara depremi ve sonrasında tsunami olasılığına ilişkin tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Doç.Dr. Sinan Özeren Marmara Bölgesi’nde tsunami ihtimalinin düşük olduğunu ancak sualtı heyelanlarının tsunami üretebileceğini, bunun da Tuzla ve Kadıköy arasını sular altında bırakabileceğini söyledi.
Habertürk Gazetesi'nden Melis Apaydın İde, Öznur Karslı, Mehmet İnmez ve Kadir Tamer'in haberine göre, Ege’deki depremin ardından yakın dönemde ilk kez görülen tsunami, beklenen Marmara depremi ve sonrasında tsunami olasılığına ilişkin tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Doç.Dr. Sinan Özeren, Marmara Bölgesi’nde tsunami ihtimalinin düşük olduğunu ancak sualtı heyelanlarının tsunami üretebileceğini, bunun da Tuzla ve Kadıköy arasını sular altında bırakabileceğini söyledi:
YATAY DÜŞÜMLÜ: Tsunami olması için deniz tabanınının düşey olarak aşağıya ya da yukarıya atım yapması gerekir. Marmara Denizi’ndeki fay yatay düşümlü. Tamamen yatay hareket eden fay tsunami üretemiyor. Marmara’daki fay hattı doğu-batı istikametinde, İzmit Körfezi, Tuzla ve adalar bölgesine devam ediyor. Bir süre sonra yönü değişiyor. Doğu-batı yönünde devam etmediği için de fayın o kısmında düşey hareket büyük tsunamiye yol açabiliyor.
SUALTI HEYELANI: Marmara’da sualtı heyelanında büyük risk var. Deniz tabanında uçurum gibi çok dik yerler olduğu zaman bu noktalarda sualtı heyelanı oluyor. Bu da tsunamiye yol açıyor. Marmara’da herhangi bir tsunami ihtimali düşük ancak Tuzla açıklarında suyun altında bir heyelan var. 17 bin yıl önce su altında heyelan olmuş. Bunun benzeri şimdi olsa Tuzla’nın İstanbul ve İzmit’e giden tarafı, Kadıköy, Bağdat Caddesi tamamen gider. Düşey fay atımları olduğu için Kadıköy ve Bağdat Caddesi tusunami açısından riskli.
Uzmanlar tsunamiye dikkat çekiyor
Gökova’daki 6.6’lık depremle, Ege son 6 ayda 4’üncü kez korku yaratan sarsıntının adresi oldu. Bölgedeki hareketliliği değerlendiren uzmanlar, farklı faylarda gerçekleşen depremlerin, aynı plaka üzerinde olduğu için birbirini tetiklediği görüşünde. Uzmanlar, deprem sonrası ilk kez yaşanan tsunamiye de dikkat çekiyor.
Akıllara gelen soru: Ege Bölgesi'nde neler oluyor?
Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nde şubat ayında başlayıp Manisa, İzmir ve Bodrum’da devam eden depremler, akıllara “Ege bölgesinde neler oluyor?” sorusunu getirdi.
Ege Bölgesi’ndeki deprem fırtınası, şubat ayında Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nde gerçekleşen 5.3 büyüklüğündeki sarsıntıyla başladı. Artçıları günlerce devam eden bu depremin ardından, 27 Mayıs’ta Manisa’da 5.1 büyüklüğünde bir deprem oldu. Kentte, en büyüğü 4.6 büyüklüğünde olan depremler 2 ay boyunca devam etti. 12 Haziran’da bu kez İzmir, merkez üssü Karaburun olan 6.2’lik depremle büyük korku yaşadı. Ege Bölgesi’nde 6 aydır devam eden depremlerin sonuncusu Bodrum’da meydana geldi. Sarsıntıları, deprem uzmanları değerlendirdi.
‘Kuzey Anadolu Fay Hattı kayıyor’
Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ:Faylar farklı ama büyük tabloya bakmak lazım. Depremlerin gerçekleştiği bütün faylar aynı plakanın üzerinde yer alıyor. “Anadolu levhası” dediğimiz hattın içinde yer alan bu fayların hepsi, bir süredir devinim halinde. Kuzey Anadolu Fay Hattı 2.5 santimetre batıya doğru kayı- yor. Depremlerin çok sık olmasının nedeni bu. Son depremin yaşandığı Gökova fay hattı, doğudan batıya doğru parça parça, yavaş yavaş kırıldı. Tehlike atlatıldı.
‘Daha büyük üretebilir'
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla ULUĞ: Fayların üst üste harekete geçmesinin nedeni Anadolu plakasının batıya doğru kayması. Bu nedenle hem kuzeydeki hem güneydeki fay hatları hareket halinde. Bölgede daha büyük bir deprem bekliyoruz. Ama tarih vermek mümkün değil. Yaptığımız araştırmalara göre, Gökova Körfezi’nin ortadan ikiye bölünme ihtimali de var.
‘Biri kırılınca diğeri de gelir'
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan SÖZBILIR:Ayvacık, Manisa, Midilli kırık hatlarının hepsi birbiriyle ilişkili. Biri çalışınca diğeri de çalışmak zorunda. Son depremde kırılan, havzayı sınırlayan bir fay. Bu fayın kırılması pek çok fayda ana şoklar oluşturabilir. İzmir Gümüldür’den Balıkesir’e kadar büyük bir yırtılma hattı var. Midilli ve Manisa da bu hattın doğusu ve batısında. Hepsi aynı jeolojik mekanizma içerisinde. Bir sensör sistemi ile depremi önceden bildiren ön kestirim istasyonu kurma çalışmaları sürüyor. 10-15 gün önce veriler gelmeye başladı. Bir deprem bekliyorduk. Bu hatta 5 şiddetinde yeni ana şoklar bekliyoruz.
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Övgün Ahmet ERCAN: Depremin süresi 16-17 saniyedir. Bu uzun bir süredir. Yaklaşık 3-4 atom bombası gücünde. Depremin belirtisi 3-4 yıl önce başladı. Kara ile Gündoğan arasındaki, Bodrum’u kesip geçen bir depremcik etkinliği vardı. İlk kez deniz sularında bir süpürtü (tsunami) gördük. Bundan daha büyüğü artık gelemez. Burada olabilecek en büyük deprem 7-7.2 büyüklü- ğünde olabilirdi. 6.3’lük deprem ile bu gerginlik boşaldı. Bu, büyük oranda bundan sonra büyük bir deprem olası- lığını azaltmıştır. Bunun oranı yüzde 20’nin altındadır.
‘Deniz 20 metre geri çekilmiş’
Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ: Deniz dibindeki 40 santimetrelik çökmeden dolayı tsunami oluşmuş. Deniz 20 metre geri çekilip 1 metre dalga boyuyla 100 metre kadar karanın içine girmiş. Önüne ne geldiyse silip süpürmüş. Bu kadar çok zarar vermesinin sebebi, fayların düşey hareket etmesinden dolayı suyun ters dönerek güçlü bir şekilde kıyıya vurması.
‘Kos kırılma bölgesiydi’
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış: Deprem 7.5 büyüklüğünde olsaydı tsunami 2 metreden büyük olacaktı. Çünkü Güney Ege’nin tarihinde 2 metreden büyük tsunamiler var. Ege’de bundan sonra düşey hareketli bir deprem olursa yüzde 99 tsunami yaratır. Sahil ne kadar uzun ve sığsa tsunami dalgası da o kadar yükselecektir.