Mehmet Şimşek’in seçim sonrası planlarına Erdoğan izin verecek mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in seçimlerin ardından ek faiz artışlarının kaçınılmaz olacağını ve bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna etmek isteyeceği öne sürüldü.
10 Haber yazarı Erdal Sağlam, Eylül 2021’den bu yana resmi otoritelerce adı konulmamış bir ekonomik kriz yaşanan Türkiye’de atılmasını beklediği adımlarla ilgili olarak görüşlerini dile getirdi.
Gazeteci, Mart 2024’te düzenlenecek yerel seçimlerin ardından bozulan enflasyon beklentileri nedeniyle ek faiz artışlarının kaçınılmaz olabileceğini, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ikna edilebileceğini, ancak bunun yanında alınması gereken tedbirler, özellikle büyümenin daraltılması sonucunu doğuracak adımlar konusunda ise itiraz etmesi ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in güçlendirici bir ekonomik programla birlikte, küresel finans ikliminin de etkisiyle yılın ikinci yarısında güçlü bir sermaye akışı beklediğini dile getiren Sağlam, şöyle devam etti:
“Kamu harcamalarının kısalması için yeni tedbirler alma niyetinde”
“Bunun için bir yandan dışarıya güven verecek kapsamlı bir program gerekirken öte yandan KİT reformunda olduğu gibi doğrudan yabancı sermaye gelişinin yolunu açacak düzenlemeleri de yapmak istiyor.
Bununla birlikte, gayrimenkullerin vergilendirilmesi gibi ek gelir artıcı önlemler, adına tasarruf demeden kamu harcamalarının kısılması için yeni tedbirler alma niyetinde. Yanı sıra mevduat başta tasarruf araçları ve diğer alanlardaki vergi muafiyetlerini mümkün olduğunca temizleyip gelir artırma yolunu seçecek. Tüm bu önlemlerle birlikte, güven verici bir unsur olarak, yüzde 6.4 olarak belirlenen 2024 yılındaki bütçe açığının milli gelire oranını da büyük ölçüde düşürmek istiyor.”
“Yapılacak tercih bu noktada kilitleniyor”
Sağlam, tüm bunlara karşılık AKP’nin dayandığı toplumsal kesimlerin başında gelen küçük ve orta boy işletme sahiplerinde “Cumhurbaşkanı büyümeden fedakarlık gerektiren kararlara izin vermez” gibi güçlü bir kanı olduğunu belirterek “Zaten yapılacak tercih de bu noktada kilitleniyor; en az iki yıllığına düşük büyümeye razı olunmadığı takdirde enflasyonla güçlü mücadelenin mümkün olamayacağı ortada” ifadesini kullandı.