Meme kanserinde korkutan artış

KANSERE bağlı ölümler arasında ikinci sırada yer alan meme kanserinde hızlı bir artış olduğuna dikkat çekildi.

KANSERE bağlı ölümler arasında ikinci sırada yer alan meme kanserinde hızlı bir artış olduğuna dikkat çekildi. Araştırmalar, her 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığını ortaya koydu. Meme kanserinde bilinçlenmenin ve erken tanının önemine dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Seda Bozkurt Kırım, kadınların özellikle 40 yaş sonrası meme kontrollerini periyodik şekilde yaptırmaları gerektiğini söyledi. Kırım, “Günümüzde meme hastalıkları hızla artmakta, ancak erken tanı ve uygun tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir" dedi.

Op.Dr. Seda Bozkurt Kırım, 1-31 Ekim 'Meme Kanseri Farkındalık Ayı' kapsamında meme kanseri ve cerrahisi hakkında önemli bilgiler verdi. Erken evrelerde müdahale edildiğinde meme kanserinin artık tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Op.Dr.Seda Bozkurt Kırım, "Tümör büyük çaplara ulaşmadan ve yayılmadan erken evre, meme kanserinde uygun tedavi yapılırsa yüzde 80-90 oranında yaşam şansı bulunuyor" dedi.

40 YAŞ SONRASI YILDA PERİYODİK MAMOGRAFİ
Kadınların 20 yaşından sonra ayda bir kez kendi kendini muayene etmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Seda Bozkurt Kırım,  yılda bir kez de doktora görünmesi gerektiğine dikkat çekti. Bozkurt Kırım yaptığı uyarılarda, şöyle dedi:
"Yılda bir kez de doktora görünmesi gerekiyor. Kadınların hiçbir şikâyeti olmasa bile 40 yaşından sonra yılda bir veya 2 yılda bir mamografi çektirmeli. Böylelikle herhangi bir belirti oluşmadan önce meme kanserini çok küçük boyutlardayken yakalayıp tam tedavi şansı elde edilmiş oluyor. Menopoz sonrası, 40 yaş sonrası kadınlarda yılda bir, bu konuda tecrübeli bir genel cerraha muayene olmaları ve mamografi çektirmeleri hayati önem taşıyor. Tedavinin ilk aşamasını cerrahi tedavi yani ameliyat oluşturuyor. Cerrahinin ardından patoloji sonuçlarına göre ışın, kemoterapi, hormon, psikolojik tedaviler yapılabiliyor."

HASTANON KOZMETİĞİ BOZULMADAN TEDAVİ
Geçmiş yıllarda memede kanser vakası olması durumunda tamamının alınması şeklinde yaygın bir tedavi olduğunu ifade eden Op.Dr Seda Bozkurt Kırım, son yıllarda gittikçe artan oranda memenin korunmasının amaçlandığını kaydetti. Kırım, şöyle dedi:
“Hastaların çoğunda memenin sadece bir bölümünü alarak bunu gerçekleştiriyoruz. Bazen aynı seansta plastik cerrahi ile birlikte çalışarak memeyi yeniden şekillendiriyoruz. Hastanın kozmetiği de bozulmuyor. Böylelikle hastalarımız organ kaybından dolayı psikolojik ve sosyal sorunlar yaşamıyorlar. Fakat bazı özel durumlarda hastanın hayatını riske atmamak için memenin tamamının alınması gerekli olabiliyor."

"BELİRTİLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN"
Op,Dr. Kırım, meme kanseri belirtileri ile ilgili uyarılarda bulunurken, "Memede veya koltuk altında ele gelen kitle veya ağrı, meme başından akıntı, meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu, meme başı derisinde değişiklikler, yara veya kızarıklık, ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması, memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik meme kanseri belirtileri arasında yer almaktadır" dedi.

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
Meme kanserinin oluşmasında etkili olan risk faktörlerinin de bulunduğuna vurgu yapan Kırım, söz konusu risk faktörlerine sahip olan kadınlarda meme kanserine yakalanma riskinin ortalamadan yüksek olduğunu ifade etti.  Kırım, risk faktörlerini şöyle sıraladı:
* En sık 50-70 yaş arasında görülüyor. * Birinci ve ikinci derece yakınları arasında meme kanseri olan kadınların yakalanma riski daha fazladır. * Menopoza girme döneminde şikayetleri azaltmak için dışarıdan östrojen verilmesinin riski arttırdığı hala tartışılmaktadır. * Stres faktörünün de meme kanseri riskini arttırdığı görüldü. Çünkü stres direnci düşürmektedir. Bir toplum sosyo-kültürel ve ekonomik olarak ne kadar gelişmişse, ne kadar şehirliyse meme kanserine yakalanma olasılığı da o ölçüde artıyor. * Menopoz döneminde uzun süreli reçete edilen östrojen ve medroksiprogesteron asetat içeren kombine hormon ilaçları, meme kanseri riskini sadece östrojen içeren hormon ilaçlarına kıyasla daha çok artırdığı tartışılmaktadır. * Kadının bir memesinde daha önce kanser gelişmiş olması, ileride diğer memesinde de kanser gelişmesi riskini yaklaşık 2 kat artırıyor. * Çocukluk çağında başka kanserler nedeniyle (lenf kanseri vb.) göğüs ışınlaması geçirenlerde, meme kanseri görülme sıklığı artıyor. * Yağ bakımından zengin beslenme şekli ve kilo alma, özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanseri riskini artırıyor. Alkol kullanımı (günde bir kadehten fazla) yine riski artırırken, sigaranın etkisi hala tartışılıyor. Düzenli egzersiz ve fiziksel aktiviteninse meme kanseri riskini azalttığı biliniyor. * Herediter (kalıtsal) meme kanseri genleri (BRCA1 ve BRCA2) tüm meme kanserlerinin yüzde 5-10'unu oluşturuyor.