Merve Çağıran: Rol ayrımı yapmam
Merve Çağıran Aşk Laftan Anlamaz'da canlandırdığı İpek rolüyle dikkat çekiyor. Oyunculuk yanında müzikle de ilgilenen Çağıran hikaye ve senaryo da yazıyor...
Oyunculuk kariyerin nasıl başladı?
Küçüklüğümden beri tiyatroya ilgim vardı. Lisede özel tiyatrolar başladım. Bir dönem Foça'da yaşadım ilk olarak orada sahneye çıktım. İzmir'de devam ettim. Akademi 35buçukta eğitim alırken Kavak Yelleri'nde konuk oyuncu olmuştum. Daha sonra Elde Var Hayat dizisiyle ilk uzun süreli işimi yaptım.
Müziğe olan ilgin biliniyor. Bu anlamda yaptığın ve yapmak istediğin neler var?
Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Söz yazmak ve beste yapmaktan çok mutlu oluyorum. İleride küçük bir stüdyo açmak istiyorum. Şimdi müzisyen arkadaşlarımla boş vakit buldukça çalışıyorum.
Neden müzik değil de oyunculukta ilerlemeyi tercih ettin?
Küçüklüğümden beri oyunculuğa ilgim var. Ama yine küçüklüğümden beri şarkı söylerken hep bir tavra bürünürdüm. Şarkıcıları taklit ederdim. Yalnızca sesimi kullanmak yeterli gelmezdi. Lisede çok fazla taşındık ve her taşındığımız yerde daha koliler kapalı halde dururken sokağa çıkıp etraftaki tiyatro gruplarını araştırmaya başlardım. Tabi ki müzikte de yapmak istediklerim çok ama bunlar benim için sonsuz değil.
Peki hayalinde şarkı söyleyen bir karakteri oynamak var mı?
Şarkı söyleyen birini oynamayı çok isterim. Hatta kendi bestelerimi kullanmayı da. Bundan sonraki karakter için aklımda bir şey yok şu an. Ama güzel bir polisiyede rol almak isterim ya da gizem ve gerilim türünde bir iş çok güzel olur.
Aşk Laftan Anlamaz'da dobra ve sert bir karakteri oynuyorsun gerçekte nasıl bir yapıya sahipsin?
İpek sert ve dobra ama çok duygusal tarafları var. Bana benzer yerleri var. Ama ortaya çıktığı anlar farklı. Benim yapıcı tarafım İpek gibi sertlik taşımıyor ben daha objektifim.
İlk rol aldığın dizilere hiç geriye dönüp baktığın oldu mu? O zamandan bu zamana sende değişen neler olmuş?
Değişim gün geçtikçe bile olan bir şey. Her gün yeni bir şey öğrenebiliyoruz, her gün farklı açıdan bakabiliyoruz aynı şeye bile. İlk dizimde 18 yaşında olduğum için geri dönüp baktığımda garip bir gülümseme oluyor. Bir de oradaki seti, arkadaşlarımı hatırlıyorum hep...
Yaratıcılık, heves çokluğundan geliyor
Kendine sınırlar koyar mısın?
Asla yapmam demesem de yapmak istemediğim şeyler var. Ama bunlar bana sınırlar koyacak alanlarda değil. İçimden gelen mutlu olduğum şeyler sınırsız düşündürtüyor. İnsanın yaratıcılığı da heyecan ve hevesin çokluğundan geliyor bence.
Başrol mu olmak yoksa karakter oyuncusu olmak mı sana daha yakın?
Böyle bir ayrımım yok. Başrolün de derinlemesine düşünülen karakter özellikleri olmalı. Bir iş kurulan dünyasıyla gerçekten var olabilir. O dünyada hikayeler güçlüyse, iyi yansıtılıyorsa her karakter kendi akışında başroldür.
Hayat amacın ne?
Şu an kendime kısa süreli amaçlar koyuyorum. Mesela bu sene içinde yabancı dilimi geliştirmek var. Enstrüman çalmayı öğreneceğim. Yazmayı çok seviyorum ve senarist arkadaşlarımdan da destek alarak hikayelerimi yazmak istiyorum.