MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türklüğün bekası için...
"MHP’li görünüp, ülkücü kisvesinde dolaşan küçük bir sözde muhalif azınlık kişisel heves ve hedefleri için olmadık oyunlar içindedir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada, yeni bir referandumun arifesinde olunduğunu, Türk milletinin şaşmaz ve isabetli iradesinin bir kez daha tecelli edeceğini bu anın sabırla beklenmesi gerektiğini belirtti.
Referandum üzerinden milleti, fikir ve duygu planında ayrıştırmayı amaçlayan profesyonel nifakçıların kampanyalarına çoktan başladığını vurgulayan Bahçeli, "Bir yanda evet, diğer yanda hayır diyenler devamlı surette tahkim edilirken, cepheleşme ve siyasal çatlaklar da derinleşmektedir. Anayasa değişikliğindeki maksat, yürürlükteki hükümet etme sistemini tıkayan, kırılmasına ve dağılmasına neden olabilecek engelleri aşmaktır. Söz ve yetki Türk milletinindir." ifadesini kullandı.
"Egemen olan millet, bizzat kendi kader ve geleceği hakkında karar verecektir. Peki, rahatsızlık niyedir?" diye soran Bahçeli, toplumdaki değişim dinamiklerini fark eden siyaset aklının, devlete kişilik kazandıran hukuki çerçeveyi belirlemesinin doğal, hatta zorunlu olduğunun altını çizdi. Bahçeli, "Kaldı ki Bunun nihai onay merci Türk milletidir. Çareyi vesayet odaklarında, yabancı güçlerin emellerinde değil, millette gördük." değerlendirmesinde bulunarak, şunları kaydetti:
"Sahip olduğumuz siyaset aklı, dağınıklığı birleştiren gücü, meseleyi kavrayan özü, nefsin azgınlığını durduran kudreti temsil etmektedir. Devletin ayağa düşürülmemesi, milletin arada kaynayıp gitmemesi, vatanın hür ve bağımsız olarak devamı için müdahale gerekiyordu. Yüksek hedefleri benimsedik. Siyasi ahlak ve uzlaşmayla millete giden yolları araladık. Çarpık niyetlere karşı bütünleşip netleştik. Kütük yontula yontula kitap oldu da, iftirayı meslek edinmiş, isnat, itham ve ilkel dürtüleri kılavuz yapmış çevreler bir türlü uslanmadı. Bunlar diyor ki; 'MHP'nin tabanı ile tavanı farklı düşünüyor. Dün söylenenler bugün inkar ediliyor, keskin dönüşler oluyormuş.' Tekrar hatırlatıyor, yeniden söylüyorum, bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. Bizde tavan yoktur, ülkücü şuur hakimdir. Münkir ile mümin yan yana gelmez ama yalanla doğruyu aynı kazana atıp Türkiye'yi ateşe vermek isteyenler hep diz dize, yanak yanağadır."
"Kandil beslemeleri, FETÖ'cüler, çeyrek aydınlar..."
Bunlar; fitne çağcılar, elinde ülkücü kanı bulunan aydınlıkçılar, Kandil beslemeleri, FETÖ'cüler, çeyrek aydınlar, CHP ve HDP’yle birliktedir." görüşünü aktaran Bahçeli, şunları ifade etti:
"Televizyonlarda MHP hakkında atıp tutuluyor. Gazeteleri açıp okuyorum, MHP’yi kesip biçiyorlar. Hepsi hücuma geçmiş MHP’nin üstüne oynuyor. Çok şükür çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın; yönümüz doğru,siyasetimiz doğrudur.Şimdi şu teklifim herkes tarafından da dikkate alınmalıdır. Madem MHP’de hayırcı muhalifler etkin ve çoğunluktadır, o zaman YSK ayrı bir sandık kursun, başına da müşahit diye Aydın Doğan’ı oturtsun. Olmadı Turgay Ciner, yetmiyorsa Ferit Şahenk kurulan ayrı sandıklarda görev yapsınlar. Yanlarına kirli ve kinli kalem sahiplerini alsınlar ve MHP’li sözde müzmin muhaliflerin ne kadar hayır oyu kullanacağı ortaya çıksın. Bu demokratik teklifimiz de tarafımıza çok görülmesin. Ak koyun kara koyun ayrılsın, anayasa uzmanı Cingöz Recailerin, yalan ustalarının gerçek yüz ve sayıları belirlensin, belli olsun.
"Biz aciz, sorumsuz değiliz"
Devletin, huzurun, mutluluğun, birlikte hayat ve varlık tanımının adı, şanı, unvanı ve iftihar kaynağı olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Amacımız arıza sinyalleri veren, tehlike alarmı çalan, güvenlik duvarları yarılan sistemi bir üst fazda yeniden kurmak, yeniden inşa etmektir. Düşünce ve fikirden mahrum bir zihnin, susmak bilmeyen dili olursa, bugünkü buhran ve bunalımlar doğar. Artık buna son verilmelidir. Muhalefet sorumluluğunun idrakinde acze düşülmesinin demokrasilerde süreç ve içerik sorunları yaratacağı açıktır. Biz aciz, sorumsuz değiliz. Rejimi riske sokan siyaset ittifakının mahzeninde uzun süre Cumhuriyeti hedef alan tehditler mayalanmıştı. Buna bütünüyle sünger çekeceğiz. Yanlışı bilerek işlemek, sonra yanlışlığın faturasından korkup gerçeği saklamak bir telaşın tezahürüdür. Siyaset tarihi bunlarla doludur. Biz yanlış yapmıyoruz ki telaşa kapılalım. Biz millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz. Yüz yıl sonra aynı noktaya gelmek diye bir şey olmaz. Bu durum aslında, yüzyıl sonra aynı noktada kalmış olmanın fark edilmemiş ayıbıdır. Ayıp varsa gidereceğiz, ayıplı siyasetin elinden kozlarını millet iradesiyle alıp birlikte Türk milleti olduğumuzu tescilleyeceğiz."