Milyarlık miras davasında sahte vekalet: Mal varlığını gasp ettiler!
Hayatını kaybeden iş insanı Enver Paralı’nın milyarlık varlığı üzerindeki davaların merkezindeki torunu Ömerhan Kuru, dayısı, annesi, anneannesi ve teyzelerini sahte vekâlet ve vasiyetnamelerle dedesinin mal varlığını gasp etmekle suçladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki dava dosyasına göre Enver Paralı (79), 1 Ağustos 2013 tarihinde beyin kanaması geçirdi. 1 ay 11 gün hastanede kalıp taburcu oldu. Daha sonra tekrar hastaneye yatırıldı.
Hastanede olduğu dönemde oğlu Ahmet Galip Paralı, babasından 28 Ağustos 2013 tarihli bir vekâletname aldı. Bu vekâletnameyle de Paralı’nın milyarlarca lira değerindeki mal varlığını kendi şirketleri ve üçüncü şahıslar üzerine aktardı. Bazılarını da sattı.
Hürriyet'ten Musa Kesler'e konuşan Ömerhan Kuru şunları kaydetti:
Sevgili dedem Enver Paralı’yı kaybetmenin derin acısı içindeyim.Sağlığını ve akli melekelerini kaybettiği noktada kendisini sadece bir maddi kaynak olarak gören eşi ve çocukları sahte vasiyetnameler, vekâletnameler hazırladı ve kendisinin bütün mal varlığını gasp etti. Dedem vefat etmeden, henüz bir miras hakkı oluşmadan ona ulaşmak için akli melekeleri olmayan bir insan ile ‘miras bölüşümü’ yaptıklarını sürekli ifadelerinde dile getirdiler.
2016 yılından beri dedeme yapılan bu haksızlığın cezasız kalmaması için uğraşıyorum. Sonunda iddialarımın doğru olduğu yapılan emniyet bilirkişi imza incelemesi ile sabitlendi ve ilgili ceza ve hukuk davaları açıldı.
İmzaların sahte olduğu ispatlanana kadar ne denli psikolojik baskılara maruz kaldım, bunu anlatabilmek çok zor. Dedem ve benim talihsizliğim, şu anda hukuk önünde sanık olan eş ve çocukların hepsinin suçtan on milyonlarca dolar maddi menfaat sağlamış olmasıydı. İşin acı yanı, aynı kişiler, dava dosyasına girmiş olan dedemin doktorunun ifadesine göre dedeme uygulanacak shunt tedavisini reddetmiş kişiler.
Hukuk önünde dedemi temsil konusunda çok yalnız bırakıldım ve yoruldum.
Dedemden gasp edilen mülklerin iadesi için açılan davaların ve dedemi mağdur eden insanların akıbetinin takipçisi olacağım, bunu dedeme bir borç olarak görüyorum."