Montrö Anlaşması bozulursa ABD Karadeniz’i ele geçirir
Kanal İstanbul ile ilgili çevresel ve ekolojik tartışmalar sürerken uzmanlardan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” uyarısı geldi. Montrö rejiminin bozulması halinde Karadeniz’de askeri varlığını artırmayı amaçlayan ABD’nin Türkiye’yi baskı altına alacağını belirtti.
Cumhuriyet gazetesinden Hüseyin Hayatsever'in haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünyada ciddi sükse yapacak” sözleriyle savunduğu Kanal İstanbul ile ilgili çevresel ve ekolojik tartışmalar sürerken uzmanlardan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” uyarısı geldi.
Hukukçu Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı ve Tümamiral Cem Gürdeniz, Kanal İstanbul yoluyla Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açmanın Türkiye’nin çıkarına olmadığını, Montrö rejimi bozulursa Karadeniz’de askeri varlığını arttırmayı amaçlayan ABD’nin Türkiye’yi baskı altına alacağını belirtti.
İlk olarak 2011’de o dönem Başbakan olan Erdoğan’ın “çılgın proje” olarak duyurduğu ve geçen ay TBMM’deki bütçe görüşmelerinde ihale sürecinin başlayacağının açıklandığı Kanal İstanbul’la ilgili projenin hukuk, güvenlik ve stratejik boyutları da tartışılıyor. Son günlerde AKP’ye yakın yazarlar, kanalın, İstanbul’un güvenliği için gerekli olduğunu, ayrıca kanalla Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin “Türkiye’nin lehine düzeltileceği” argümanlarıyla projeyi savunuyor.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi, ticari gemilere geçiş özgürlüğü tanırken kıyıdaş olmayan devletlerin askeri gemilerinin Karadeniz’e geçişini sınırlandırıyor. Sözleşmeye göre barış zamanı kıyıdaş olmayan devletlerin toplam ağırlığı 15 bin tonu aşmayan gemileri en fazla 21 gün süreyle Karadeniz’de kalabiliyor. Savaş zamanı ise boğazlardan Karadeniz’e savaş gemisi geçişi tamamen Türkiye’nin iznine tabi oluyor.
‘BÜYÜK BİR RİSK’
Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin, Türkiye’nin ve Karadeniz’e kıyıdaş diğer ülkelerin çıkarına olduğunu vurgulayarak “Montrö’den rahatsız olanların başında ABD gelmektedir. Montrö’yle oynanırsa ABD, birtakım stratejik hesaplar içine girecek, Türkiye büyük bir uluslararası baskı altında kalacaktır” dedi.
Projenin güvenlik ve askeri boyutlarını değerlendiren emekli tümamiral Cem Gürdeniz, ise Kanal İstanbul’u “tamamen bir rant projesi” olarak nitelendirerek projenin güvenlik açısından yeni riskler yaratacağını belirtti. “Kanalla İstanbul’un Avrupa yakasının bir ada olacağına dikkat çeken Gürdeniz, “Yarın bir tahliyeyi gerektirecek büyük bir felaket olursa bu adadan insanlar nasıl tahliye edilecek? Biz daha bir futbol maçı olduğunda 30 bin kişiyi yönetemiyoruz.
Şimdi kalkıp Batı İstanbul adasına 8 milyon insan konuluyor. Olaya jeopolitik perspektiften bakıldığında bu kadar yoğun nüfuslu küçük bir ada yaratılmaması gerektiğini savunuyorum.
Yaratacağı çevre, ekoloji, demografi sorunları bir yana jeopolitik perspektiften bakıldığında İstanbul gibi Türkiye’nin ekonomi, sanayi, kültür gibi sinir uçlarının birleştiği bir alana böylesine bir ada devletçiği kurulması büyük bir risktir” ifadelerini kullandı. Gürdeniz, Kanalın, İstanbul’un ve Trakya’nın savunmasını da zorlaştıracağını vurguladı.