Muhalif trollemeye bir örnek
Ekonomist Besim Üstün çarpıcı bir analiz kaleme aldı.
İşte Besim Üstün'ün o yazısı:
Yalana-Dolana Sahip Çıkmak ve Ekonomik Yorumda Kime İnanalım
Ortada siyasi taraftarlık olunca çok somut bir konuda bile teşhiş koyamıyoruz. Bazıları diyor ki Türkiye ekonomisi bir felaket, frenleri boşalmış araç gibi duvara toslamak üzere.. Diğer taraf ise diyor ki, Türkiye ekonomisi hiç bu kadar sağlam olmamıştı, önümüz aydınlık..
Herkes kanıtları ortaya koyuyor ama veri doğruluğunda sorun olunca haliyle insan “ekonomi iyi, ekonomi iyi” diyenlere kuşkuyla bakıyor. Diğer taraftan ekonomiyi yönetenlerin gündemi belirleme ve yöneltme gücünü de bilince “kuşku” iyice artıyor.
Ama muhalefetin iktidarı devirmek için her konuyu trollediğini, manipüle ettiğini düşününce ister istemez kuşkunuz iki tarafa doğru dengeleniyor.
Muhalif trollemeye bir örnek geçenlerde çok takip etmediğim bir konuda bir arkadaşımdan geldi. CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın yaptığına ağzım açık kaldı.
Kitap formunun itibarından yararlanarak sözde “araştırmacı-yazar” etiketini kazanan bir takım insanlar var biliyorsunuz. Aslında mesleksiz toplumun sendromları bunlar. Biraz da cahil bırakılmışlığımızın kurbanı oluyoruz. Ortada bir kitap olunca, yayınlanma sürecine, yayınevinin saygınlığına bakmadan yazarına otomatik olarak bir paye vermeye hazır bir toplumuz.
Kişi (yazar diyemiyoruz), ya çabuk para kazanmak için, ya başka amaçlarla, sağdan soldan, kulaktan, google’dan duyduğu komplo teorilerini kendince arka arkaya diziyor ve isterse bir isimle bandrol alıp , matbaada kendi parasıyla bastırıp rafa çıkarabiliyor.
Hatta aynı şeyi, hiçbir yayın kurulu olmayan, işi “komplo teorilerini ”ya da telifsiz kitapları basıp yaymaktan ibaret olan ve yayıncılık camiasında hiçbir itibarı olmayan yayınevinden de yapabiliyor. Türkiye bu konuda çok hatta olması gerekenden fazla özgür bir ülke..
Ama basılan şeyin kitap formunda olması, onu her zaman kitap yapmıyor..Aslında yapılan başka bir çöplükteki bilginin ya propaganda ya para kazanma ya intikam amacıyla başka bir çöplüğe taşınması..
İşte böyle tanınan biri, twiterdan “Ülkerler Ailesi diye kitap yazdım, yakında çıkıyor” diye ordan burdan aldığı yığın saçmalığı açıklayınca, “Aile” de kitap formundaki karalayıcı şeyimsi malzemenin durdurulması için mahkemeye gidiyor.
Mahkeme de durumu iki inceleyince anlayıp, kitap formundaki iftira şeyimsisinin ilgili yalan-dolan bölümlerinin çıkarılıp yayınlamasına karar veriyor. Tabi söz konusu kişi de ”vay kitabımız yayından önce sansürlendi” diye ayağa kalıyor.
Herşey bu kadar açık ve netken CHP Milletvekili, yani bilimin, sağduyunun, aklın milletvekili olması gereken Barış Yarkadaş söz konuşu kişinin twitini kendi hesabından twitlemiş.. Öğrendiğimde gerçekten pes dedim.. Bu olay bile Türkiye’de muhalefetin işine gelen herşeyi yalan-dolan ayırmadan kullanabileceğinin göstergesi..
Bu nedenle de büyüme yavaşlasa da, yabancı sermaye girişi duraklasa da, üretim için kimse istekli olmasa da, işsizlik hiç olmadığı kadar yüksek bir seviyeye çıksa da, tüketim iyice azalsa da, rekabetçi avantaj yaratmayan bir eğitim sistemi ile iflasa sürünlensek de; “batıyoruz..” diyen muhalefetten ziyade “çok iyiyiz, güzel günler yakında” diyen iktidara inanasım geliyor..
Bir ekonomist olarak, rakamları arka arkaya okuduğumda bizi zor günlerin beklediğini bilsem de..
Aslında sorunu da herkes görüyor biliyor musunuz? Daron Acemoğlu’nun son iki kitabında sözünü ettiği gibi sorunlarımız yapısal sorunlar.. Aslında sorunları anlamak için Acemoğlu’na da ihtiyaç yok.. Önemli olan bu sorunları nasıl çözeceğimiz ve Türkiye’yi elbirliği ile geleceğe nasıl hazırlayacağımız..
Kendi adıma bundan sonra üç yazıdan birinde bu konuya odaklanacağım. Yeni çözüme.. Gerçekten ihtiyacımız olan şeye..
Besim Üstün / Ekonomist