Muhteşem Yüzyıl'da Hürrem adetten kesilme zırvasıyla yerin dibine sokuldu
MEDYAFARESİ VİDEO- Muhteşem Yüzyıl'ı köşesine taşıyan Medyafaresi yazarı Anibal Güleroğlu, Hürrem'in menopoza girişinin dizideki işleniş tarzını sert bir şekilde eleştirdi.
İŞTE MUHTEŞEM YÜZYIL'DAKİ ADET SAHNESİ -VİDEO-
Yeni transferleriyle sezona giriş yapan Muhteşem Yüzyıl yine izleyicilerin dikkatini çekmeyi başardı.. Son olarak Meltem Cumbul ve Berrak Tüzünataç'ı da kadrosuna katan dizinin son bölümünde oldukça ilginç bir diyalog yaşandı.
ŞEHZADE MUSTAFA'YA SUİKAST -VİDEO-
Meltem Cumbul'un canlandırdığı Fatma Sultan'ın saraya gelişiyle Hürrem huzursuz olmaya başladı.. Harem'in ortasında Hürrem'in menopoza girdiğini açıklayan Fatma Sultan'ın sözleri oldukça dikkat çekiciydi.
Medyafaresi yazarı Anibal Güleroğlu ise bu diyaloga kadınlar açısından bakarak sert bir eleştiri yaptı..
İşte o yazı;
Büyük umutlarla devreye sokulan 'Fatih' beklenen performansı gösteremeyip hüsran yaratırken, son deminde gücünü koruma gayretiyle yeni karakterleri sahneye çıkartan 'Muhteşem Yüzyıl' da tarihi bir diziye yakışmayacak amiyane söylemiyle rezalette doruğa ulaştı.
Tims Productions'ın yenilikçi ve tarihe yönlendirici bir işi olarak görerek genelinde desteklediğim 'Muhteşem Yüzyıl', ne yazık ki yaratıcısı Meral Okay'ın rahmetli olmasının ardından öyle bir yola girdi ki, bırakın dizinin tarihi özelliğinin yozlaşmasını, mantığı da hepten tarumar oldu.
Toplamda sekiz erkek, iki de kız çocuğu olduğu kesin olarak bilinmesine karşın Kanuni'nin bu evlatlarından bahsetmeyen yapım, Padişah'ın posta posta ortaya çıkartılan kız kardeşlerinden olan Fatma Sultan'ı, Meltem Cumbul'la izleyicinin karşısına getirdi. Cumbul'un tepeden bakan ve kendisine yaraşan canlandırmasına diyeceğimiz yok.
Ancak saçı sakalı ağartılarak Hürrem'le denkleştirilen Kanuni'nin sarayına dalıp, kız kardeşlerinin yapamadığı 'Hürrem'i sindirme' görevini devralan Fatma Sultan bu işe o denli çirkin bir söylemle başlatıldı ki, vurulan taşın rezilliği bir yana cümle kadınları küçük düşürücü nitelikte.
MERVE BOLUĞUR MUHTEŞEM YÜZYIL'DA -FOTO GALERİ-
HÜRREM'İN MENOPOZ DERDİ 'MUHTEŞEM YÜZYIL'I GERDİ
Tarihi kayıtlara göre doğumu 1500 ile 1506 yılları arasına denk gelen, ölümüyse zehirlenme ya da kadın hastalığı sonucu 1558 yılında gerçekleşen Hürrem'i dizide rencide etmek için bulunan yol, 'Menopoz'dan vurma!
Hürrem'e geçmiş olsun dileğiyle sözüm ona üzüntüsünü dile getirip 'Adetten kesilme' sırrını deşifre ederek sataşmasını başlatan Fatma Sultan, 'Adetten kesilmiş hiçbir kadın, gençliğin ve diriliğin önünde duramaz' söylemiyle de 'Menopoza giren kadın aldatılmaya mahkûmdur' mantığının önünü açıp azgın tekeleşerek eşlerini dışlayan erkekleri masumlaştırdı.
Dahası bu çirkin üslupla bölümünü hareketlendiren dizi, 'Adetten kesilme' durumunun kadında yaratacağı yıkımı ve erkeğinin karşısında kendini ne denli zayıf hissedeceğini vurgulamak için işi o denli azıttı ki, karşısına çıkan tüm rakipleri yok eden ve son olarak da Fatma Sultan'ın Padişah'a yolladığı kızı boğdurtan, Hürrem'i bu sözlerin etkisiyle perişanlaşıp Süleyman'ına kendi elleriyle kadın sunar hale düşürdü.
NURBANU SULTAN KENDİNİ BÖYLE TANITTI! VİDEO
'Her kadın bir gün menopozu tadacaktır' pervasızlığında ağızlara sakız edilen adetten kesilme olayının 'kadınlık' vazifeleriyle eşdeğer tutulduğu ve menopoz 'in', kadın cinselliği 'out' yaklaşımının açığa çıkartıldığı Harem muhabbeti saçmalığıyla sinirleri geren 'Muhteşem Yüzyıl' bunu hangi mantıkla yaptı?
Elbette ki, eleştiriler karşısında Meral Okay'ın sağlığındaki planıyla doğru orantılı olarak diziye dâhil edildiği haberleri pompalanarak kabul edilebilir kılınmaya çalışılan, yeni Hürrem'i dizide arka plana çekmeye zemin hazırlama ve Fatma Sultan'ı öne çıkartma kaygısıyla!
Yoksa böyle saçma sapan konuşmanın gerçekleri pek de bilinmeyen kapalı kapılar ardındaki Harem tarihinden alınıp da diziye adapte edildiği düşünülemez.
Öte yandan, dizinin içeriğindekilere saygısızlık bir yana doğrudan kadınlara hakaret olarak gördüğüm bu söylem rezaletiyle yaratılan tabloyu, sezonun ilk bölümüne oranla kendini rolüne daha çok adapte eden ve Süleyman'ın yaşlandırılmasıyla göze batıcılığı bir hayli kırılan Vahide Perçin de hiç hak etmiyor.
Sen tut onca bölüm Meryem Uzerli'nin Hürrem'ini her türlü abartıyla yücelt, tahta varisini atamanın gücüyle çocuk doğurmakla zaten işi kalmayan Vahide Perçin'in Hürrem'ini 'adetten kesilme' zırvasıyla yerin dibine sok. Bu gerçekten de büyük bir ayıp.
Tarihi kıyaslamalara göre yaşı da tam gelmiş sayılmayıp erken menopoza sokulan Hürrem'e karşı zafer kazanmak için öne sürülecek başka konu mu yoktu?
Tuncel Kurtiz'e veda ederken tarihteki icraatlarıyla şimşekleri üstüne çeken Ebussuud Efendi'yi de bir anlamda onurlandıran 'Muhteşem Yüzyıl'ın, Hürrem'in menopoz derdiyle gerilmesi hiç yakışık almadı doğrusu. Bunun medyada 'Fatma Sultan Hürrem'in büyük sırrını ifşa edecek' övgüsüyle verilmesi de öyle...
Hem onca zamandır Hürrem dâhil başka kadınlarla da olmayan ve gerçeğinde Hürrem'den yaşça bir hayli büyük Süleyman'ın 'andropoz'a girip girmediğiyle; dolayısıyla da erkeklerin yaşlılık haliyle niye kimse uğraşmıyor?
Yoksa cariyeleriyle istifraş(nikâh olmadan beraber olma) hakkını kullanarak halvete giren padişahlar için, 'Şimdilerde nasıl sihirli haplar varsa padişahların da macunu vardı' ya da 'Erkek her deminde erkektir. Gücünden bir şey kaybetmez' mi deniyor?
Şehzade Selim'in cennetine girmek için bir cariyenin cesaret edemeyeceği türden konuşturulan ve Selim'i şaraba boğarak 'Osmanlı sarayında içki içilmez' iddiasını yıkan Nurbanu Sultan (Merve Boloğur)'ın ateşli sahnesi sayesinde, kim kimin cennetine giriyormuş gösteren 'Muhteşem Yüzyıl'daki düzen bir yana... Dokunulmaz anlamına gelen Harem'deki en büyük hayalleri padişahla halvete girmek olan cariyelerin boşta kalanlarının kırdıkları cevizler tarihe geçmişken... Hadi oradan.
'ARTIK ESKİSİ GİBİ DEĞİLİZ, OLAMAYIZ'
Adetten kesilme potunu kırarak basitleşen ve yaptığı kıyımın azabından kurtulamayıp son deminde İbrahim'in anılarına dalarak vicdan azabı çeken Kanuni figürüyle Okan Yalabık'tan yeniden nasiplenmeye başlayan dizinin son sezondaki hal ve gidişine aslında en güzel yorum keman çalışını kızına miras bırakan Pargalı'dan gelmekte...
Eski görüntüleri ve sesiyle dâhil olarak izleyiciyi de geçmişe döndüren ve 'O bölümlerdeki tattan şimdilerde eser yok' dedirten Pargalı'nın hatıra defterindeki sözleri ne güzel işaret ediyor 'Muhteşem Yüzyıl'ın son sezonundaki halini... 'Artık eskisi gibi değiliz, olamayız'!
Pargalı'yla dostluğun ötesindeki ilişkisinin arasına kızıl saçlı bir gölge sokan ve dahi imparatorluğu yüceltecek oğullarını boğazlatarak, yükselme hırsında Hürrem'i aratmayan Nurbanu Sultan'a kapılan Selim'i varis tayin eden Süleyman, tarihte aynaya bakıp sonun başlangıcını kadın eteği altından dökülen küçük küçük taşlarla nasıl ördüğünü hiç düşünmemiş belli ki...
Gerçi tarihin, yazdıranların gücünden şekillendiği kayıt gerçeğinde, düşünmüş olsa ve yaptıklarından pişmanlık duysa bile bundan kimsenin haberi de olamazdı. O da ayrı bir konu.
Peki ya, geçmiş bir yana günümüzün tüm ayrıntıları popüler kültüre etkili olan dizi düzeninde, tarihi uyarlayanların içinden aynaya bakıp bu sona nasıl gelindiğini sormaya cesareti olan var mı? Olsaydı rezaletler yaşanmazdı, değil mi?
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal
NURBANU SULTAN'IN TERLİ FOTOĞRAFLARI! FOTO GALERİ
MUHTEŞEM YÜZYIL'DA ŞEHZADELER BÜYÜDÜ.. İŞTE İLK KARELER
VAHİDE GÖRDÜM HÜRREM OLDU -VİDEO-
MELTEM CUMBUL MUHTEŞEM YÜZYIL'DA -FOTO GALERİ-