"Nazire Hanım nergis tarlasına girmiş ormancı gibi!!!" Hüsnü Şenlendirici'nin eşi için müthiş analiz!!!
Medyafaresi yazarı Bayan KA, Deniz Seki-Hüsnü Şenlendirici aşkını ve Hüsnü'nün eşi Nazire Hanım'ın medyatik şovunu analiz etti. Bakın kim haklı, kim haksız, kim şöhret peşinde, kim aşk çizgisinde?
Nazire hanım nergis tarlasına girmiş ormancı gibi…
Deniz Seki'yle Hüsnü Şenlendirici aşkını duymayan kalmadı. Herkes bir şeyler söyledi, herkes yazdı…En çok konuşan da belki en çok susması gereken kişi oldu; Hüsnü Şenlendirici'nin eşi Nazire Şenlendirici…Peki neden en çok susması gereken kişi oydu?
Bu sorunun yanıtını net bir şekilde verebilmek için önce Nazire Şenlendirici'nin bugün Sabah gazetesinde yayınlanan açıklamasına bakalım. Ne demiş Nazire hanım:
"Dün akşam her ailede olan tartışmalardan birini yaşadık. Biz bir aileyiz."
Kavga olabilir, kavgayı çıkaran da asıl Deniz Seki'dir. Bu olayların buraya gelmesi Hüsnü'nün hatası değil. Deniz Seki, Hüsnü'nün beynini yiyor. Evli bir adamı baştan çıkartmaya çalışıyor. Hüsnü bana 'Ben bir terbiyesizlik yaptım. Bana zaman ver' dedi. Ona sonsuz destek veriyorum. O zamanı ona tanıyorum. Kocamı hâlâ seviyorum. Biz boşanmayacağız. Deniz boşuna heveslenmesin. Ama Deniz Hanım, iki çocuğumu ve beni ağzına almasın. Onun çocuğu olmadığı için bunları anlayamaz…"
Sevdiğim çok güzel bir söz var Perihan Mağden kitabında yer vermiş alıntı olarak. Şimdi hatırlamıyorum kime ait olduğunu ama diyor ki: Bu hayatta iki tip insan vardır, biri rolünü çok güzel oynayanlar ikincisi ise yüzüne gözüne bulaştıranlar…
Nazire Hanım 'işini bilenler' grubuna giriyor. Öyle ya… Yasalar ondan yana. İstemediği, ikna edilemediği sürece onu kimse boşayamaz… Yıllarca uğraştırabilir, mendiline kadar alabilir Hüsnü'nün, yine de boşanmaz…Ne de olsa 'genç kızlığı'nı vermiş Şenlendirici'ye. 3 de çocuk yapmış aslanlar gibi! Deniz Seki'ye ' O'nun çocuğu olmadığı için anlayamaz' bile diyebilecek kadar yüzsüz. Dünyada çocuk doğurabilen tek kişi kendisi sanki…Türk kadınlarının çoğunda var bu hastalık.
Bir de aile faktörü var tabi ki. Kendi ailesi Hüsnü'nün ailesi… Kimse onaylamaz bu evliliğin bitmesini kendilerine göre haklı gerekçelerle.. Ülkemizde ailelerin zorlarıyla yürüyen evlilikler o kadar çok ki…
Nazire hanım da tüm bunların farkında, bu farkındalıkla konuşuyor, yüzüne yansıyor düşündükleri…Pişkin pişkin sırıtıyor kameralara… Konuşuyor da konuşuyor. Gideni çevirmiyor. Kadın programlarında canlı yayına katılıp bütün hikayelerini usta bir oyuncu gibi, belki de hayatında ilk kez bu kadar ciddiye alınmasının coşkusu ve gururu(!)yla anlatan tüm diğer kadınlar gibi… Kameralar ona yöneldikçe kendini bir şey sanıyor, sunucu onunla ilgilendikçe önemli biri olduğunu düşünüyor… Nasıl oyuna geldiğini nasıl kullanıldığını göremeyecek kavrayamayacak kadar aptallaşıyor.. Verdikçe veriyor coşkuyu kendine, durdurabilene aşk olsun… (Bakınız Semra kaynana örneği…) Nazire hanım da onlardan biri gibi şimdi…Kendinden çok emin…
"Herşeyi Deniz yaptı" diyor. "Ben kocamı sevmedim. Onun duygularını hiçe saydım. Tapulu malım gördüm. Emdiği sütü burnundan getirdim." diyemiyor. Keşke diyebilseydi. Hatta bunları konuşmayıp keşke sadece düşünebilseydi. Kendine baksaydı önce aynada, ta içine derinliklerine.. "Ben kimim" deseydi keşke…"Hüsnü beni niye aldattı, sevmedi mi, niye sevmedi?, Ben Hüsnü'yü niye sevmedim? Sevmek gerekli mi ki? " Düşünmüyor hiç Nazire hanım sadece konuşuyor.
"Hüsnü bana 'Ben bir terbiyesizlik yaptım. Bana zaman ver' dedi" diyor. Kendini büyütürken rezil ediyor Şenlendirici'yi… Varsa yoksa kendisi…
"Deniz Seki, Hüsnü'nün beynini yiyor. Evli bir adamı baştan çıkartmaya çalışıyor." diyor. Bir kere daha küçük düşürüyor Şenlendirici'yi.. O bir geri zekalı sanki. Deniz'i de işini bilen fettan kadın gibi gösteriyor. Kendisi de yuvasını kurtarmaya çalışan bir masum… Herkesin rolleri belli. Bir tek Nazire hanım rolünü çok iyi oynuyor… Diğerleri yüzüne gözüne bulaştırıyor…
"Kocamı hâlâ seviyorum. Biz boşanmayacağız. Deniz boşuna heveslenmesin." Diyor bi de…Klasik erkek kapma yarışındaki kadınlar gibi… Önce ben geldim bu benim erkeğim diyor. Savaşıyor bildiği yöntemlerle… Nergis tarlasına 60 numara ayaklarıyla girmiş bir ormancı gibi …
Söz sırası kendinde, tüm kozlar elinde, egosu tavan yapmış bir durumda Nazire hanım konuştukça konuşuyor. Bedeni kendinde kalbi başka yerde bir adamı ne yapacağını düşünmüyor… Umurunda diiil Hüsnü'nün kalbi… Umursasa böyle davranmazdı ki…Kurulmuş Nazire hanım çalıştıkça çalışıyor… Bir makine gibi….