Nejat İşler neden bambaşka?

‘Bodrum Masalı’yla ekrana dönüp performansıyla ekrandaki tüm jönleri unutturdu. Nejat İşler, ne kadar iyi olduğunu hatırlamamız için kısacık bir anın yettiği nadir oyunculardan biri.

Kıvanç Tatlıtuğ’da dünyanın adaletsizliğini hatırlatan genetik kısmet, Kenan İmirzalıoğlu’nda Ayhan Işık’tan beri nadir görülen bir jantilik var. Ama Nejat İşler başka. Onun gözlerinde okulla, metotla, ezberle, imaj projeleriyle öğretilemeyecek iki şey var: Vicdan ve keder. Tüm güzelliğiyle bize özgü, melodramatik değil şiirsel keder... Meyhane masalarında buğulanan efkâr, komşusu açken gözüne uyku girmeyen vicdan ve her şey iyi görünse de içinden çıkılmayan trajedi.

Üstün yetenekli bir oyuncu olmasının yanında Nejat İşler’in 20 küsur yıldır içimize böyle hisli işleyebilmesinin sebebi, içindeki hayatı güzelleştirme arzusunun gözünden akması. O kadife bakışların zaman zaman müthiş bir acıyla bulutlanması. Kalbi kırıksa, bizimki de bin parçaya bölünür, öfkelendiğine biz de kızarız, bazen biz de çekip gitmek isteriz.

O bizim trajik, karizmatik, gizemli, en güzel eserlerini ölene kadar hatırlayacağımız rock yıldızımız. Kaan Tangöze yerine ‘Ah’ı söyleyişinin böyle unutulmaz olması tesadüf değil, Duman’ın efkârı paralel Nejat İşler’e.
KADİFE BİR OYUNCULUK

Uzun aradan ve türlü dertlerin içinden zımba gibi ekrana dönen İşler, ‘Bodrum Masalı’nın karanlık karakteri Bora Gencay’ı canlandırıyor. Dizinin en heyecan verici karakteri Gözde’nin ağabeyi olması, hikâyeye katkısını daha da zenginleştiriyor. Her zaman çok iyi yaptığı bir şekilde, içinde zehir gibi bir sır taşıyan yaralı bir adamı oynuyor. İçindeki şefkat, masumiyet, yaşam arzusu büyük bir talihsizlikle kabuklaşmış adamlar, İşler’in parkta yürür gibi rahatça kıvırdığı roller. ‘Bodrum Masalı’nda da ekrandaki tüm jönleri, tüm güzel adamları, tüm eskileri ve tüm yenileri iki kelimeyle (bazen sadece sessizlikle) unutturuyor. Ne kadar iyi olduğunu unutmamıza izin vermiyor. O çok kolayca üstesinden geliyor gibi görünse de, onlarca şöhretli oyuncuda çok rahat sakil durabilir bu kötü adamlıklar, karizmatik zalimlikler, romantik serserilikler. İşler ise Belmondo’nun ustalığıyla tehditkârdan merhametliye geçiyor; kayıp bir ruhken, müthiş bir cazibeyle çapkınlaşabiliyor.

Üstelik karşısında kendisiyle hemen hemen aynı özelliklerle kutsanmış Timuçin Esen’le karşı karşıya. 22’nci bölümdeki ‘Bodrum’dan gideceksin Faryalı’ konuşmasının olduğu sahne, Türkiye dizilerinde nadir rastlanacak bir asalete sahipti. Hiç es vermeden, tıklamadan su gibi akan, karşılıklı zamanlaması müthiş tutan, ikisinin de gözleri gibi kadife bir oyunculuk.

Nejat İşler’in ekrana dönme sebebi her ne olursa olsun; ekran başındakiler için üzümü doya doya, sapına kadar yiyip, bağcıyı hiç sorgulamama vakti.

Ceren Şehirlioğlu/ Hürriyet