Nihal Olçok: 15 Temmuz sonrası süreç, cahiliye dönemindeki putperestliği hatırlatıyor
15 Temmuz gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'u kaybeden Nihal Olçok, darbe girişiminden sonra yaşanan sürece ilişkin "Cahiliye dönemindeki putperestliği hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'u kaybeden Nihal Olçok,darbe girişiminden sonra yaşanan sürece ilişkin "Cahiliye dönemindeki putperestliği hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.
Odatv yazarı Ayşe Baykal, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'u kaybeden Nihal Olçok ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Baykal'ın kendisine sorduğu "Son zamanlarda sosyal medya hesabınızdan 15 Temmuz’la ilgili çarpıcı paylaşımlar yapıyorsunuz. Diğer taraftan da gerek Tayyip Bey’e, gerek AK Parti hükümetine yakın bir isimsiniz. Tepki alıyor musunuz Tayyip Bey’den veya siyasi cenahtan?" sorusunu Olçok "Arada 1-2 kişi aradı ama, bir uyarı gelmedi" ifadeleriyle yanıtladı.
"Tayyip Bey 'Paylaşım yapmayın' derse dinlemem"
Olçok ayrıca "Tayyip Bey, Nihal Hanım paylaşım yapmayın, dese, dinler misiniz?" sorusunu ise "Dinlemem" diye yanıtladı ve şunları söyledi:
"Dinlemem. Benim paylaşımlarım siyasi değil, ben iki can kaybetmişim. Haklı olarak da, görmezden gelinen konularla ilgili can çekişiyorum."
Son günlerin en çok konuşulan konularından olan Tamince ve Ülker Aileleri’nin düğünü konusunda da açıklamalarda bulunan Olçok, "Geçenlerde ilk defa bir yakınımın nişanı oldu, üstelik benim evimde. Nişan töreni boyunca gözyaşım aktı. Akan gözyaşımın nedeni de; ben çocuklarımın törenlerini nasıl gerçekleştireceğim? Bizim hep iki yanımız eksik kalacak. İnsan yüreği acıyınca bazı şeyleri taşımak daha da zor geliyor" ifadelerini kullandı.
Putperest göndermesi
Baykal'ın "15 Temmuz sonrası sizi en çok üzen hangi olaydı?” sorusu üzerine açıklamalarda bulunan Olçok, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan süreci 'cahiliye dönemi putperestliğine' benzeterek şunları söyledi:
“Hayatın içinde olmaya, hayata katılmaya çalışıyorsun; çünkü yasın bir yerde bitmek zorunda. Ama bir tabela görüyorsun, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, 15 Temmuz Meydanı gibi… Türkiye’nin bir ucunda 15 Temmuz Dönercisi, İstanbul’un bir sokağında 15 Temmuz Büfesi görmek gibi... Bunlar bana cahiliye dönemindeki putperestliği hatırlatıyor. Bilirsin, putperestlik de aslında iyi niyetle başlamıştı. İnsanlar uzun yolculuklar ve ayrılıklardan dolayı Kâbe’nin etrafındaki taşlardan yanlarında götürürlerdi. Bir müddet sonra o taşlara -estetik amaçlı niyetin iyi amaçlı olduğunu düşünüyorum- şekiller vermeye başladılar. Sonra onlar suret oldu, suret olunca siret oldu, yani kalplerine işledi. Ve tapınmaya başladılar. Ondan sonra taş ağır gelmeye başladı, yük oldu. Daha sonra bunu daha hafif ve fayda getirecek malzemelerden yapmaya başladılar. Mesela ekmek hamuru ve helvadan putlar yapmaya başladılar. Sonra aynı putları acıkınca gıda olarak kullandılar. Ve yaptıkları putlardan beslenir hâle geldiler. İşte dönerciyi büfeciyi gördüğümde aynı bunu hissettim. Ve birçok şeyi idrak edemediğimizi gördüm…”
Ekrem İmamoğlu'ndan telefon
1 Nisan’da Ekrem İmamoğlu’nu tebrik etmesi ve ardından eleştirmesi üzerine de konuşan Olçok, "Gördüğüm haber üzerine tebrik ettim. Buna başka anlamlar yükleyenler oldu. Ben yaşadığım şehri yönetecek bir insanı tebrik ettim. Bundan daha doğal ne olabilir? İstanbul’u değil de, Ankara’yı tebrik etsem siyasi olurdu. Tebrik ettikten sonra sosyal medyada CHP’nin seçim sonuçlarında usulsüzlük yapmasıyla ilgili haber gördüm ve Ekrem Bey’e bunun yakışmadığını yazdım. Ekrem Bey, eleştiri paylaşımından sonra beni aradı ve ‘Kalbinize kırıklık yaşattıysak üzülürüm Nihal Hanım. Araştırmamızı yapacağız, kesinlikle usulsüzlükle ilgili bir rızam olamaz’ dedi" ifadelerini kullandı.
“Tebrik mesajınızda bir gönderme var mıydı” sorusuna ise Olçok "Evet, tabii ki vardı” yanıtını verdi.
İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Olçok ayrıca, Ekerm İmamoğlu'nun bağımsız aday olsa da kazanabileceğini söyleyerek, seçimlerin yenilenmesi gerektiğini belirtti "Ne İstanbul, ne de İstanbullu bu kadar şüpheyi kaldırmaz, yenilenmesinin doğru olacağına inanıyorum. Ben sonucun değişmeyeceğini düşünüyorum. Bu saatten sonra Ekrem İmamoğlu’nun bağımsız aday dahi olsa İstanbul’u kazanacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye aslında unuttuğu bir şeyi gördü. İyi bir muhalefet, iyi bir lider çıkarır" dedi.