"Nihat Hocam ayıp ettin!!!" Eski yapımcısından Hatipoğlu'na sitem!!!
Ekranların reyting rekorları kıran hocalarından Nihat Hatipoğlu'na eski yapımcısı Yüksel Evsen'den bir sitem yazısı geldi. Peki Evsen, Nihat Hoca için neler yazdı?
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM NİHAT HOCA!
Nihat Hatipoğlu'nu çok iyi tanırım.. Çok da severim
Yazarınızın kaleme aldığı bu yazının ardından ona biraz öfkeli olduğunu düşünebilirsiniz.. evet öfkeliyim.. ama yine de severim, yarın da sevmeye devam edeceğim
Lakin hoca yanlış yaptı!
Dilerseniz takvim yapraklarını bir çevirelim ve eski yıllara gidelim. Star Televizyonu'nda Programlar Müdürü olarak görev yaptığım dönemde Genel Müdürümüz Sayın Cengiz Özdemir, koordinasyon taplantılarının birinde not kağıdına yazılmış bir isim uzattı bana. "Yükselcim bu Ramazan'da iftarı Sunay Akın'la, sahur programlarını ise Doç Dr.Nihat Hatipoğlu ile yapacağız" diye de ekledi.
Not kağıdının üzerinde Nihat Hatipoğlu'nun ismi ve irtibat numaraları yazıyordu! Ve Ramazan başladı Herkes Star Televizyonu'nda geceleri konuşan hocanın programından bahsediyordu… Program iyi gidiyor, izlenme alışkanlıklarını ters yüz ediyordu.
Sade bir dekor, alttan verilen fon müziği ve alınan yüksek reyting. Kuşkusuz bu başarının sahibi dönemin Star Televizyonu Genel Müdürü olan sayın Cengiz Özdemir'di… Zira bizler Nihat Hoca'yı ne tanırdık, ne de adını duymuşluğumuz vardı! Ramazan bitti ve Cengiz Bey'e, Nihat Hoca ile haftada bir dini sohbet içerikli bir program yapmanın doğruluğunda ısrar ettim. Cengiz Bey de fikrimize katıldı ve bir süre sonra Doç.Dr.Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru başladı…
Cengiz Özdemir görevi Fatih Ediboğlu'na devrettiğinde programın yayından kalkması gündeme geldi. Program müdürü olarak itiraz hakkımı kullandım... Ama benim itirazımın yanında dönemin Doğan TV CEO'su Sayın Arzuhan Yalçındağ Doğan'ın bu konudaki kararı noktayı koydu. Program yayına devam etti.
Nihat Hoca mütevazi koşullarda televizyonculuğa başlamıştı. Koparttığı fırtınanın büyük olduğunu ve program başına aldığı ücretin de yükselmesi gerektiğini söyledim kendisine.. Bu konuda sıkı pazarlıklar sonucunda Nihat Hocamızı çok rahat yaşatabilecek bir rakamda uzlaşıldı ve ücret kendisine takdim edilmeye başlandı.
Birçok sıkıntıları birlikte yaşadık Nihat Hatipoğlu ile.. Yeri geldi manevi olarak o bana destek verdi, yeri geldi ben kendisine destek oldum. Gün geldi Kral Televizyonu Medya Grup Başkanlığı için Star TV'den ayrılmam gerekti.. Vedalaştık, yeniden buluşmak üzere.. Bu tarihten sonra kendi hazırlayıp sunduğum Sürmanşet isimli programa Nihat Hatipoğlu'nu birkaç kez davet ettim.
Nazikçe bahaneler buldu ve katılmadı. Bir keresinde kendim aradım, geleceğini söyledi, yine gelmedi. Ve bu kez kendisini şu anda benim yapım şirketim tarafından yapılan ve Kanaltürk'te yayınlanan "Her Şeyi Söylemek Mümkün" programına davet ettik. Konuk koordinatörümüz "Nihat Hoca gelmeyecektir" demesine rağmen "Bize bu tür konularda önce Nihat Hatipoğlu'nu çağırmak yakışır. Gelmeyebilir, saygı duyarım ama biz teklif etmiş olalım" dedim.
Nihat Hoca tahmin ettiğimiz gibi programa katılmadı, biz de kendisinin yerine Prof.Dr.Muhammet Nur Doğan'ı aldık. Dananın kuyruğu işte burada koptu. Muhammet Nur Doğan yayın sırasında Nihat Hatipoğlu'nu kast ederek "Ağlayarak reyting alıyorlar, dini istismar ediyorlar" türünden cümleler sarf etti. Program konuklarından İbrahim Sadri ile ben üzüldük ve reklam arasında "Aman Nihat Hoca dostumuz, bu muhabbete hiç gerek yoktu, şu işi toparlasak" diye konuştuk.
Reklam dönüşü İbrahim Sadri ile Kadir Çelik "Nihat Hoca'nın bu şekilde program yapmasının ne zararı var?" türünden cümlelerle durumu toparladılar. Bir dostumuzun üzerine gelen eleştirilerden kendisini uzak tuttuğumuz hissiyle rahatça uyuduk o gece.
Ama ertesi gün.. Fırtınalar koptu!
Meğer Nihat Hatipoğlu, bizden bir gün sonra Kanaltürk'te ekrana gelen Sosyal Bilgiler isimli programı hazırlayıp sunan Sayın Cengiz Özdemir'in konuğuymuş. Bunu kesinlikle bilmiyordum! Ve bir önceki akşam yayında kendisine yönelik eleştiriler getirildiği için programa katılmaktan vazgeçmiş. Kimse ikna edememiş Hocayı.. Birçok kişi devreye girmesine rağmen nuh demiş peygamber dememiş ve kendince Kanaltürk'ü boykot etmiş. Her arayana da ısrarla şu cümleyi söylemekten imtina etmemiş. "Bunu Yüksel Evsen özellikle yaptırdı. Hem niye yaptırdı biliyor musunuz? Kendisinin programına katılmadığım için"
Yapma hocam, din kardeşiyiz! Yüksel Evsen seni kendi hazırlayıp sunduğu programa davet ettiği halde katılmadın. Hakkında tek bir kelime söyledi mi? Hayır… Yüksel Evsen yine yapımcısı olduğu başka programlara seni davet etti, katılmadın! Tek bir eleştiri yöneltti mi? Hayır Bırakın ekranı, özelde seni arayıp sitem etti mi? Neden katılmıyorsun diye ısrarda bulundu mu? Hayır
Medyanın içinde bulunan isimler bilirler ki aslında ısrar edebilirdik, buna da hakkımız vardı! Ama dedim ya Nihat Hoca'yı severim ve gerek görmedim, aldığı karara saygı duydum sadece.
Şimdi izninle sormak istiyorum sevgili Nihat Hocam. Kafamın takıldığı bazı dini konular var, bunların İslam'daki hükmü nedir?
1 – Hiç ilgisi olmadığı halde, sana yapılan eleştirileri benim organize ettiğimi söylemen ne kadar doğru? Bu hareketinle benim günahımı almış oldun mu?
2 – Kanal yöneticilerine "Özellikle yaptılar" demek suretiyle inceden bir mesaj verdin mi? Mesela devam eden programımızın yayından kalkması gibi bir cezayı istedin mi? İstedi isen bu rızıkla oynamak değil midir?
3 – Program yayından kalksa burada çalışan 12 kişinin rızkıyla direkt oynamış olmayacak mıydın? Dolayısıyla onların da vebalini aldın mı?
4 – Almış olduğun vebal ve günahlar nedeniyle Televizya çalışanlarından helallik istemen gerekir mi? Beni atış poligonuna oturttuğun için en azından "Kusura bakma Yükselcim" demezsen bu kul hakkı olur mu?
5 – Benim sende bir hakkım var mı? Tüm bunlardan sonra benim sana hakkımı helal etmeme lüksüm bulunuyor mu?
6 – Böyle bir soruyla karşına gelen kişiye ne yapmasını söylerdin? Peki şimdi sen bunun gereğini yapacak mısın?
YÜKSEL EVSEN