O General deprem sabahı askerleri yardıma göndermek İstemiş, izin gelmeyince üzüntüden ağlamış
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, 11 ilde büyük yıkıma yol açan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası askerin kışladan geç çıkarıldığı iddialarını köşesine taşıdı. Terkoğlu, İyi Partili eski askeri Hâkim Ahmet Zeki Üçok'un konuyla ilgili hazırladığı değerlendirmeleri aktardı.
Üçok, Terkoğlu’na yaptığı açıklamada, “Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, 'bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım' demiş. 'Beklemede kalalım' denilince üzüntüden ağlamış” ifadelerini kullandı.
Terkoğlu’nun “Depremin ortaya çıkardığı hastalık” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
"Geçen hafta, eski asker Ahmet Zeki Üçok’la deprem meselesini konuştuk. Askerin depremlere müdahalesi konusunda çalışıyor, danışmanı olduğu İYİ Parti için bir politika oluşturmaya uğraşıyordu. En önemlisi elbette ilk 48 saatti. TSK’nin elinin kolunun nasıl bağlandığını anlattı. '2010 yılına kadar Türkiye’nin uyguladığı bir sistem vardı, bundan vazgeçildi' diyen Üçok, TSK’nin devre dışı bırakılarak bütün yetkilerin AFAD’da toplandığını anlattı. 'Emir komuta zinciri, Ankara’dan Adıyaman’a ulaşıncaya kadar ne yazık ki iki gün geçti' diyen Üçok, ilginç bir iddiada bulundu: 'Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış.'
Üçok, Akar’ın açıklamasının bir kandırmaca olduğu kanısında: “Bakanın açıklaması çok uzun ama ilk 48 saatte sahaya sürdüğü askeri birliklerin sayısı çok kısa. Sadece iki tugay, beş uçak, iki helikopter, üç çıkarma gemisi ve iki fırkateynden ibaret. 2. Ordu’nun hangi birliklerinin katıldığını bile sayamamış.” Deprem bölgesinde her ilde en az 5 bin civarında asker olduğunu düşünürsek en az 50 bin asker mevcut. Ama Akar’ın ilk açıklamasına göre 3 bin 500 asker, bütün deprem bölgesinde göreve çıktı.
Üçok’un yaptığı hesaba göre, TSK’deki mevcut askeri personelin üçte biri Suriye ve Irak operasyonlarında. Üçok, 'Bu birliklerimiz en muharip ve hareket kabiliyetine sahip birliklerimiz. Şüphesiz ki ülke sınırları içinde olsalardı daha etkin olarak deprem felaketine müdahale edebilirlerdi. Buradan çıkan sonuç, Suriye meselesinin çözümlenmesinin ne kadar hayati olduğu' diyor."