Obama'nın özel temsilcisinden Türkiye yorumu: Kürtlerin önünde tarihi bir an var!

Brett McGurk, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin bölge politikalarına yaklaşımını değiştirdiğini ve Kürtlerin önünde birlik için tarihi bir fırsat olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama’nın DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin bölge politikalarına yaklaşımını değiştirdiğini ve Kürtlerin önünde birlik için tarihi bir fırsat olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama’nın DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin bölge politikalarına yaklaşımını değiştirdiğini ve Kürtlerin önünde birlik için tarihi bir fırsat olduğunu söyledi. New York’un sosyal araştırmalar alanındaki önde gelen kuruşlarından 92Y’da eski CIA Direktörü, emekli Orgeneral David Petraeus’la sahnede bir sohbet gerçekleştiren McGurk, Petraeus’un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında pazartesi günü gerçekleşen toplantıya işaret ederek “Beyaz Saray’ın Türkiye’ye yönelik politikası hakkında ne düşünüyorsun” şeklindeki sorusuna cevap verdi. Petraeus’un soruyu sorduktan sonra uzun bir kahkaha atmasının ardından McGurk şöyle dedi: “Bak, bu harika bir soru. DEAŞ’la Mücadele Başkan Özel Temsilcisi ve ondan önce de (Emekli) Orgeneral John Allen’ın aynı pozisyondaki yardımcılığını yaptığım dönemde, Irak dışındaki tüm ülkeler arasında en fazla Türkiye’de bulundum. Çünkü Türkiye’nin bu işte başarılı olmasına ihtiyacımız var. Bunda hiçbir şüphe yok.”

DİNAMİKLER HIZLA DEĞİŞİYOR
McGurk, ardından “dinamiklerin ne kadar hızlı değiştiğine” örnek göstermek için 15 Temmuz darbe girişiminin Ankara’nın bölgeye yaklaşımını nasıl farklılaştırdığını aktaran şu çarpıcı değerlendirmeyi paylaştı: “Temmuz’un ilk haftası Türkiye’deydim ve olağanüstü toplantılarım oldu. İncirlik Hava Üssü’nün açılması, sınırdaki işbirliği için Türklerle çok sıkı çalışmıştık. Yolladığım raporda, karşılıklı menfaatlere dayalı doğru yolda bulunduğumuza dair Türklerle o güne kadar yaptığımız en iyi toplantılar olduğunu söyledim. Dört gün sonra Türkiye’de darbe oldu. Darbe gecesi Moskova’daydım. Ne olduğunu bilmiyorduk, her şey çok hızlı değişti.” Darbeden beri Türkiye’ye birkaç kez yine gittiğini ve en son birkaç hafta önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken ile yine Türkiye’de bulunduğunu, F-16’lar tarafından bombalanan Meclis’i gezdiğini anlatan McGurk, “Bu ülkenin tarihinde travmatik birolay. Ve bu artık benim Temmuz’un ilk haftasında bulunduğum ülkeden farklı bir ülke. O yüzden işler hızlı değişiyor. Ben Temmuz’un ilk haftası Türkiye’deyken Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler sıfırın altıydı. Ve şimdi Rusya ile Türkiye bizim tahminimizden daha ileride bir yerdeler.”

SAHADA TÜRKİYE’NİN YANINDAYIZ
McGurk, darbeden sonra Amerikan Özel Kuvvetleri’nin DEAŞ’la savaşta sahada Türkiye’nin yanında bulunduğunu söyleyip “Türkiye’nin DEAŞ’a karşı bir şey yapmadığını çok duyuyorum. Size söyleyeceğim, şu anda yaptkları, Türkiye şu anda bu teröristlere karşı savaşıyor, kayıp veriyor ve biz de sahada onların yanındayız. Bu belirgin bir gelişme. Uzun süredir onları bu konuda teşvik ediyorduk. Sonunda oradalar ve birlikte yapıyoruz. Bunu devam ettirmeliyiz.”McGurk, Türkiye ve PKK arasındaki ihtilaf konusunda ise bunun işi “karmaşıklaştırdığını” ve ABD’nin bu konudaki posizyonunun ise sorunun ancak “barışçıl bir siyasi süreçle” çözülebileceği yönünde olduğunu söyledi.


KÜRTLERİN ÖNÜNDE TARİHİ BİR AN VAR 
McGurk, Irak ve Suriye’deki Kürtlere ilişkin ise 2014’teki Kobani operasyonunun perde arkasına dair önemli detaylar içeren şu değerlendirmeyi yaptı: “Kürtlerin önünde tarihi bir an var. Ama birden bire farklı partiler arasında bölündüler. 2014’te DEAŞ ilerliyorken ve Suriye’nin Türkiye’yle olan tüm sınırını temizlemek üzerelerken, son hedefleri olan, Kobani diye bir kasaba kalmıştı. Ve bölgeye binlerce savaşçı gönderiyorlardı. Doğrusu, pek umudumuz yoktu. Doğu Kürdistan’da birlikte çalıştığımız, Kürdistan Yurtseverler Birliği (Celal Talabani’nin partisi) diye bilinen bir Kürt partisi, Kobani’deki insanları tanıyordu. İrtibata geçip durumu öğrenebildiler. Oradaki bu insanlara yardım edebileceğimiz bir durumdu. Havadan askeri malzeme gönderebilirdik. İletişim geliştirip savaşmalarına yardım edebilirdik. Çok umutsuzdu durum. Ama Başkan Obama bir karar verdi. Ve kararı verdiğinde ben de odadaydım. Havadan malzeme yardımı yapıp savaşmalarına katkı için irtibat kuracaktık. Türklerin de bundan rahatsızlık duymamalarından emin olmamız gerekiyordu. Irak Peşmerge kuvvetlerini Türkiye’nin güneydoğusundan Kobani’ye yollayıp Kobani’deki savaşta oradakilere yardım etmek için Türkler, Kobani’deki insanlar ve Iraklı Kürtlerle çok sıkı çalıştık. Kürt birliği için olağanüstü bir andı. Herkes birlikte çalışıyordu. O günden beri, DEAŞ tehdidi biraz geriledikçe, Irak’taki üç Kürt partisinin birbirleriyle ihtilaf içine girdiklerini gördük. Erbil’de, Kürdistan’da bir yıldır toplanamayan bir Meclis var. Çünkü Meclis Başkanı dışarı atıldı. Devam eden bir ihtilaf.”

SURİYE’NİN DEMOGRAFİSİ BELİRLEYECEK
“Suriye’nin toprak bütünlüğü öncelik” diyen McGurk, ancak Suriye’deki Amerikan özel kuvvetlerinin bulunduğu, Fırat Nehri’nin doğusundaki Kobani ve diğer bölgelere iki kez gittiğini ve sahadaki gözlemleri ışığında Suriye’de yerel yönetimin güçlü olduğu bir yapı kurulması gerektiğini savundu. McGurk, bu konuda Suriye’deki mevcut demografinin de dikkate alınması gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Rejimin kontrol ettiği bölgelerde yaklaşık 10 milyon kişi yaşıyor. Bu kişilerin yarısından fazlası Sünni. Diğer yarısı ise korumaya muhtaç azınlıkların oluşturduğu gruplar ki bu yüzden halen rejimin yanındalar. Bazılarını bildiğimiz, bazılarını bilmediğimiz muhalif grupların kontrol ettikleri bölgede yaklaşık 2 milyon kişi var. DEAŞ’a kalan bölgede 1.8 milyon kişi var ama hızla azalıyor. Birlikte çalıştığımız Kürtler ve Arapların kontrol ettiği alanda da yaklaşık 1.8 milyon kişi var.” Mc Gurk, bu tablonun ardından “Suriye’nin tekrar ayaklarının üzerinde durması için 10 yıl gerektiğini” belirtti.