Öcalan ilk kez bir filmde... Darbe sınıfta mı kaldı?
Radikal'den Uğur Vardan, cuma günü vizyona giren ve 7 Şubat MİT krizini anlatan Darbe filmini değerlendirdi.
İşte o yazı:
'Barış süreci'ne 'Cemaat' tarafından sekte vurulduğu dönemi anlatan 'Darbe', şimdiki zaman Türkiye'si şartlarında açık ofsaytta kalan bir film olmuş! 'Dış mihraklar' tasvirinde 'Kurtlar Vadisi' ve 'Kod Adı: KOZ'daki gibi karikatür tiplemeler sunan 'Darbe' vasıtasıyla bir filmde ilk kez Abdullah Öcalan'ı sırttan da olsa görmüş oluyoruz.
DARBE (Not: 1.5/5)
Yönetmen: Yasin Uslu
Oyuncular: Cansel Elçin, Erdinç Gülener, Öykü Çelik
Yapım: 2015, Türkiye
AK Parti iktidarının yaklaşık 10 yıllık, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” faslının ardından ‘Gülen cemaati’yle yollarını ayırma gerekçeleri sinemaperdesi yoluyla karşımıza gelmeye devam ediyor. İlk hamle 17 Şubat’ta vizyona giren ‘Kod Adı: KOZ’du, ikinci adım niteliğindeki ‘Darbe’ de bu hafta huzurlarımızda.
Kuşkusuz sinema aynı zamanda bir propaganda alanı da olabilir... Söz konusu sanatın 100 yılı aşkın geçmişine bakıldığında, bu türden çok sayıda örneğe rastlamak mümkün. Bu cephede de, her türde filmlerdeki kriterler geçerlidir; yani inandırıcılık, tutarlılık, belli bir derinlikteki perspektif ve gerçeklerle uyum. Doğrusunu söylemek gerekirse, vizyona çıktığı dönem de yazmıştık; ‘Kod Adı: KOZ’da her şey karikatür düzeyindeydi ve film, sezonun açık ara en kötülerindendi. ‘Darbe’, bana kalırsa sinematografik açıdan bir tık üstte ama içerik ve kendi içinde inandırıcılık açısından ‘Kod Adı: KOZ’la aynı standartlara sahip. Bu saptamaları açmadan önce kısaca öykü diyelim: Güneydoğu’da bir dağ karakoluna yapılan baskın sonucu biri asker, diğeri PKK ’lı iki kardeş hayatını kaybeder. Karşısındaki tabloya isyan eden karakolun komutanı, bir an önce bu ‘kardeş kavgası’na son vermek için çaba harcamaya başlar. Bir dönem sonra o komutanı MİT’in başına geçmiş olarak buluruz. Söz konusu kişi Hakan Fidan’dır ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ’la birlikte ülkedeki ‘Kürt sorunu’nu bitirmek için ‘Çözüm süreci’nin startını verirler. Lakin karşılarındaki örgütün başındaki kişiyle yaptıkları görüşmeler, gizlice dinlenmiştir ve bu kayıtlar dışarıya sızmak üzeredir. Bu aşamada iktidar, devlet içindeki bir yapılanmayla karşı karşıyla gelecektir...
SES VAR GÖRÜNTÜ YOK
Şu anda ülkenin yaşadıkları malum... Her yeni günde acılara yeni acılar ekleniyor. Bu aşamada ‘Çözüm süreci’ de rafa kaldırıldı. Neden? Bu sorunun cevabını herkes kendi dünya görüşüne göre farklı verebilir. ‘Darbe’ ise bir ‘Çözüm süreci’ güzellemesi (gerçi film güzellemeyi daha çok Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan kişiliklerinde daha yüksek noktalara taşıyor). Yani bu haliyle film, yaşadığımız Türkiye konjonktüründe açık ara ofsaytta kalıyor. Galiba bunda filmin pek bir suçu yok. Örneğin AK Parti, ‘Cemaat’le olan ortak yürüyüşünden sonra yollar ayrılınca bütün suçu karşı tarafa atmıştı. Aynı AK Parti bugün de, süreci birlikte yürüttükleri HDP kanadına karşı sonsuz öfke içinde. Muhtemelen bu sürece ilişkin bir film yapmaya kalksanız, vizyona çıkacağı tarihte AK Parti’nin düşman gündeminde başka hedefler bulacaksınız.
‘Darbe’ özeline gelirsek film özellikle ‘Dış mihraklar’ tasvirinde ‘Kurtlar Vadisi’ ve ‘Kod Adı: KOZ’un ötesine gidemiyor, yani karikatür tiplemeler sunuyor. ‘Derin devlet’in simgesi olarak sunulan ve yanında sürekli yabancı ajanların cirit attığı karakterin amatör bir dalgıç olarak sürekli daha ‘derin’lere inmesi filmin belki de tek kayda değer esprisiydi. Öte yandan film Tayyip Erdoğan’ı ön cepheden hiç göstermiyor, dönemin Başbakanını sadece sırttan görüyoruz. Yani Erdoğan filmde meselelere sadece sesiyle katılıyor. Ayrıca ‘Darbe’ vasıtasıyla bir filmde ilk kez Abdullah Öcalan’ı yine sırttan görmüş oluyoruz. Ayrıca film, İmralı ya da Kandil hakkında da menfi bir şey söylemiyor.
Sonuç? ‘Darbe’ için özetle şu yorumu yapabiliriz: Zamanlaması hatalı, sinematografisi de zayıf.