OPET, Araplar'a tuvalet temizliğini öğretiyor!
MEDYAFARESİ FOTO GALERİ- OPET'in Temiz Tuvalet kampanyası Suudi Arabistan'a ulaştı. Peki nasıl?
AYŞENUR AYDIN YAZIYOR / OPET KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ
Temiz Tuvalet Kampanyası’nın Suudi Arabistan Serüveni
OPET’in Temiz Tuvalet Kampanyası, Türkiye sınırlarını aşarak Suudi Arabistan’a ulaştı. Suudi Arabistan’daki Riyad Uluslararası Türk Okulu Müdür Yardımcısı Fatih Kuzu’nun daveti üzerine bu ülkeye giderek, temizlik ve hijyen eğitimi veren OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk önderliğindeki OPET ekibinin izlenimlerini, OPET Kurumsal İletişim Müdürü Ayşenur Aydın kaleme aldı.
İŞTE OPET HEYETİNİN SUUDİ ARABİSTAN GEZİSİNDEN KARELER
Temiz Tuvalet Kampanyası’nın Suudi Arabistan yolculuğu 27 Kasım 2011’de OPET Çağrı merkezine düşen bir e-posta ile başlıyor.
Müşteri Duyarlılığı Öneri Şikayet ve Değerlendirme Formu
Ad: Fatih
Soyad: Kuzu
Öneri / Şikayet / Değerlendirme Tipi: Temizlik
Konu Başlığı: TEMİZ TUVALET
Açıklama: İyi günler. Ben TC Milli Eğitim Bakanlığı Riyad Türk büyükelçiliği eğitim müşavirliğine bağlı Riyad Uluslararası Türk okulu müdür yardımcısı Fatih Kuzu.Okulumuzda 1870 Türk öğrenci öğrenim görmektedir. Suudi Arabistan’da temizlik özellikle de tuvalet temizliği konusunda büyük bir eksiklik var. Bizim vatandaşlarımız ve çocukları da bu kültürde yaşadıkları için tuvalet temizliği konusunda bilinçlenmeye ihtiyaçları var. Opet’in Türkiye’de Temiz Tuvalet Kampanyası’nı bilen ve takdir eden bir eğitimciyim. Bu kampanyanın Riyad’da yürütülebileceğini düşündük ve sizden destek talep etmekteyiz. Buranın yurtdışı olduğunu biliyoruz ama Opet gibi büyük bir firma için bunun bir engel değil aksine temiz tuvalet kampanyası için yeni bir ufuk olduğunu düşünüyoruz. Sizin de bizim gibi düşündüğünüzü umarak iletişime geçtik.Teklifimize olumlu yaklaşırsanız bizleri çok memnun edeceksiniz.Bu arada öğrenci ve velilerimizin yüzde 95’i TC vatandaşı.Okulumuzla ilgili diğer bilgiler için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. http://www.riyadturkokulu.k12.tr/tr/. En kısa sürede olumlu cevaplarınızı heyecanla beklediğimizi bilmenizi isteriz.
Şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz
Bu e-postayı okuduktan sonra konuyu hemen Sayın Nurten Öztürk’e iletiyoruz. Nurten Hanım da aynı heyecanı gösterince hızla hazırlıklara başlıyoruz. Ama bir sorun var: Suudi Arabistan hac ve umre dışındaki ziyaretler için vize vermekte çok sıkı bir inceleme yapıyor ve kolay kolay da vermiyor. Türk Büyükelçiliği’nin desteğiyle, beş ay gibi bir süreden sonra vizelerimizin çıktığı haberini alıyoruz.
Şimdi sırada eğitim materyalleri, hediyeler ve diğer tüm malzemeleri göndermek var. Bu iş de hiç kolay olmuyor. Uzun araştırma ve incelemelerin sonucunda üç boyutlu kitabımızdan, kalem kutularına kadar pek çok hediyeyi Suudi Arabistan’a göndermeyi başarıyoruz. Türkiye’deki okullarda Temiz Tuvalet Eğitimleri’nde yaptığımız gibi tüm öğretmen ve öğrencilere küçük hediyeler verebilecek, onları sevindirebileceğimiz için mutluyuz. Kutsal topraklara doğru yola çıkarken ekip olarak hepimiz çok heyecanlıyız çünkü Türkiye’de 12 yıldır büyük bir değişim yaratan Temiz Tuvalet Kampanyamız’ın, Arap Yarımadası’na yayılacak olması oradaki Türk vatandaşlarına ve hatta her yıl milyonlarca kişinin ziyaret ettiği hac ve umre bölgelerine ulaşacak olması heyecanımızı daha da artırıyor.
GELENEKLER ÜLKESİ SUUDİ ARABİSTAN
Öte yandan Arabistan’a gideceğimizi duyanlardan pek çok şey dinliyoruz, kadınların kaçırılmasından, sokakta dolaşma yasaklarına kadar dinlediğimiz hikayeler, merak ve heyecanı da beraberinde getiriyor.
En çok da kadınlara yönelik giyim gelenekleri epeyce hazırlık yapmamızı gerektiriyor. Uçağımız Medine’ye doğru alçalmaya başladığında Nurten Hanım ve ben pasaportlarımızın yanında duran eşarp ve siyah abayelerimizi giyerek iniyoruz uçaktan. Suudi Arabistan kadınların “siyah”, erkeklerin “beyaz” örtündüğü ve örtünmenin şart olduğu, yasaklarla çevrili bir İslam ülkesi. Suudi kadınlarının yarısı peçeli olmak üzere, tamamı abaye denilen kara çarşafları giymek zorunda. Aslında aynı zorunluluk erkeklerinde de var ve onlar da thop denilen beyaz uzun bir elbise giyiyor, başlarını da poşuyla örtüyor.
Ülkeye girerken ilk heyecanı pasaport işleminde yaşıyoruz, bankodaki asık suratlı memur dünyanın pek çok yerini gezmiş olan Nurten Hanım’ın neden bu ülkeye geldiğini ve neden bu kadar çok şehire gitmek istediğini bir türlü anlayamıyor, uzun uzun sorguluyor, biz de ülkeye ilk girişte, burada işlerin hiç de kolay olmadığını anlamış oluyoruz. Belli ki örtülü ama beyaz tenli ve batılı görünüşlü bir kadının ülkelerine gelmesi, üstelik de sadece Mekke, Medine değil Cidde ve Riyad’a da gidiyor olması her gün rastladıkları, sıradan bir olay değil.
Yarısı toprak, yarısı kurşuni renge boyanmış gökdelenleriyle çölün ortasında bir uzay araştırma merkezi gibi duran, toprak rengi bir toz bulutunun sürekli havada uçuştuğu Suudi Arabistan’da, kadın olmanın ne anlama geldiğini öğrenmemiz ise çok uzun sürmüyor. Duruma çabuk uyum sağlıyor ve hatta hergün farklı renklerdeki abaye ve başörtülerimizle şıklığımızdan ödün vermeden kurallara uymaya çalışıyoruz.
SUUDİ ARABİSTAN’DA KADIN OLMAK
Bir kadının tek başına, yanında tanıdığı bir erkek olmadan Suudi sokaklarında dolaşamayacağını, araba kullanmalarının yasak olduğunu, istediği her yere elini kolunu sallayarak girip çıkamayacağını, sadece kadınların girebileceği belli yerlerin olduğunu, erkeklerle tokalaşamayacağını kısa zamanda öğreniyoruz.
Suud’lar şu anda Kral Abdullah bin Abdülaziz’in ileriyi gören, yeniliklere açık biri olması nedeniyle ile bu yasakların biraz da olsa hafifletilmiş olmasını bir kazanç sayıyorlar. Mekke’de kaldığımız otelimiz, Mekke Kraliyet Saat Kulesi ya da bilinen adıyla Zemzem Towers içinde yer alıyor. Osmanlı’nın Ecyad kalesinin yıkılarak yerine yapılan 33 katlı bu binanın, Müslümanlar’ın kutsal mekanı Kabe’nin yanı başında bu kadar azametle yükselmesini tuhaf karşılıyoruz. İçinde bir alışveriş merkezi ve sayısız dünya markası olması, kutsal hac ve umre sırasındaki turistik ihtiyaçlara da cevap veriyor. Diğer yandan bu alışveriş merkezinde sadece kadınların girebildiği dükkanlar da var; içinde dekolte kıyafetler, sırtı açık, yırtmaçlı elbiseler, göğüs dekoltesinin sınırını zorladığı bluzlar, fantastik iç çamaşırları satılıyor. Diğer yandan evin hakimi kadınlar, kocaların hakimiyeti ise dışarda başlıyor. TV kanallarında Türk dizileri çok revaçta, Yaprak Dökümü, Kurtlar Vadisi gibi pek çok dizi Arapça yayınlanıyor.
Suudi Arabistan Türkiye’ye göre sosyal anlamda daha yeni gelişmekte olan bir ülke ama dizilerin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda çok önemli gelişmelerin olabileceğini şimdiden görebiliyoruz.
EĞİTİMLERE BÜYÜK İLGİ GÖSTERİLDİ
İlk eğitimimiz Medine’deki Türk okulunda.Etrafı yüksek duvarlarla çevrili bu okulun kız ve erkek bölümleri birbirinden uzak iki ayrı binada hizmet veriyor ve kız bölümüne erkek sinek dahi giremiyor. Biz de ekip olarak hemen ikiye ayrılarak paralel oturumlarla eğitimleri tamamlıyoruz.Kız bölümünde herkes başını açıyor ama yine de kapalı kıyafetler giyiyor. Fotoğraf çekerken başı açık olan kız öğrenciler rahatsız oluyor, başı açık fotoğrafları bir yerlerde yayınlanırsa zor durumda kalacaklarını söylüyorlar, bu durumda fotoğraf işinden de vazgeçiyoruz.
Ertesi gün Mekke’deki eğitime geçiyoruz, yine ev olarak inşa edilen villada, henüz üç ay önce açılan bu okulun öğretmen ve idarecileri ile hasret gideriyor, onlara ülkelerinden selam ve sevgi iletiyoruz. Zor koşullarda eğitim ve öğretime devam etmeye çalışıyorlar. Eğitimler sırasında, Nurten Hanım’ın anasınıfı öğrencisi minikleri bile hemen içine alan etkili sunumuyla adeta büyülenmişçesine izleyerek, sunuma neşeyle katkıda bulunuyorlar. Hatta eğitimin sonunda yaptıkları resimle bize teşekkürlerini sunuyorlar.
CİDDE VE RİYAD
Cidde deniz kenarında olduğundan İstanbul’a, Riyad ise hem başkent hem de yarımadanın tam ortasında olduğundan Ankara’ya benzetiliyor. Bu iki şehir diğerlerine göre biraz daha rahat.
Cidde’nin Kızıldeniz’e kıyısı olması toplumsal hayata da yansımış.Başlar açık, en azından yabancı kadınların örtünmesi beklenmiyor.Okuldaki eğitim ise karma yapılabiliyor.Cidde’deki okul yönetimi bizi coşkuyla karşılıyor, eğitimlerimiz sıcakkanlı ve zeki öğrencilerin sorularıyla tahminimizden uzun sürüyor.
Ne Nurten Hanım onları, ne de onlar Nurten Hanım’ı bırakmak istiyorlar. Ama zaman kısıtlı, öğle yemeği molasını Cidde’deki Khayal isimli Türk lokantasında yiyoruz. Namaz saatine denk geldiği için restaurant bizim için özel olarak açılıyor, çünkü Arabistan’da namaz saatlerinde her yer yarım saat işyerleri zorunlu tatil ediliyor.
Arabistan’da yediğimiz bu en lezzetli yemekler İskender kebap, çoban ve patlıcan salatası, nar suyu gibi tanıdık tatlar içeriyor.Yemeğimizi yerken, restaurant içindeki küçük odacıkları da fark ediyoruz. Perde ile kapanan ve garsonun perde arkasından servis yaptığı bu odacıklarda Suudlu aileler eş ve çocuklarıyla birlikte yemek yiyorlar.
YAKLAŞIK 5 BİN KİŞİYE ULAŞILDI
Çölün ortasında yükselen dev binalar ve dünyanın en pahalı arabalarıyla caddeleri turlayan Suud’ların evleri de kale kadar korumalı ve ihtişamlı. Çünkü hem havanın sıcaklığı hem de sosyal hayatta kadının var olamaması evde çok vakit geçirmeyi de beraberinde getiriyor.
Suudi Arabistan’daki son günümüzde Riyad’dayız, bizi davet eden okul ve yöneticileri ile tanışıyor, Türkiye’den selam sevgilerimizi iletiyoruz. Okulun alt katındaki salonda, hızla başlıyoruz eğitime. Uzaktan hiç de farkında olmadığımız ve 100 binden fazla Türk vatandaşının yaşadığı bu şehirlerde çalışmak da yaşamak da hiç kolay değil. Arap Yarımadası’nda doğan çocukları ise o toprakların kültürü ile yoğuruluyor.
Riyad’daki eğitimler sırasında çok duygusal anlar yaşıyoruz.Türkiye’den gelen bizleri hayranlıkla kucaklıyor, projelerimizi ilgi ile izliyorlar. Eğitimler sırasında sabır ve titizlikle her yaş grubunun anlayacağı şekilde OPET Temiz Tuvalet Kampanyası’nı ve hijyenin hayatımızdaki önemini anlatan Nurten Öztürk, tüm öğrenci ve yöneticilerin hayranlığını kazanıyor. Alkışlar dinmiyor, Tarihe Saygı Projesi ve Çanakkale Savaşı’nı şiirle anlatan filmlerimiz tekrar tekrar gösteriliyor. Coşkulu alkışlar okuldan ayrılmamızı zorlaştırıyor, elçilik randevumuz nedeniyle üzülerek de olsa öğrenci ve öğretmenlerle vedalaşıyoruz.
Ardından Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi Ahmet Muhtar Gün ve zarif eşi Pınar Gün elçilik rezidansında bizleri ağırlıyor. Kendimizi evimizde hissettiğimiz bu ziyaret sırasında ikram edilen Türk kahvelerimizi yudumlarken, Temiz Tuvalet Kampanyası’nın Arap Yarımadası’na getirebileceği değişimi konuşuyoruz. Sayın Pınar Gün’ün ilgi ve hayranlıkla dinlediği Temiz Tuvalet Kampanyası’na her türlü desteği verme sözü, proje dokümanlarının Arapça’ya çevrilmesinin faydaları üzerine yaptığımız görüşme ile Suudi Arabistan gezimizin sonuna geliyoruz. Temiz Tuvalet Kampanyası’nın 12. Yılında ülkemizin doğusundaki bir ülkeye, kutsal topraklara ulaşması hepimizi bir başka türlü etkiliyor. Suudi Arabistan’daki eğitimlerle toplam 4805 öğretmen ve öğrenciye ulaştığımız kampanyamızın lideri OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk şunları söylüyor:
“Kurulduğumuzdan bu yana bir amacımız var, biz ülkemizle birlikte varız. Ülkemizin daha temiz, daha bilinçli, daha güzel, daha çağdaş olması ve insanlarımızın daha sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşaması bizim en büyük amacımız. Bu projeyi yalnız Türkiye sınırlarıyla sınırlandırmayıp yurt dışına açılmak istedik eğitim seminerlerimizi ve tüm materyallerimizi Arapça’ya çevirerek Arap okullarındaki öğrencilere ve halka da ulaştırmak istiyoruz.”
Dört gün süren seyahat bize on gün kadar uzun geliyor. Yaşattığı değişik duygularla yurda dönerken, Türkiye’nin iklimi, yönetim biçimi ve çağdaşlık düzeyine olan özlemimizle koşuyoruz uçağa.