Ortaçağ hakkında bilinen 6 yanlış
Ortaçağ, ölümcül vebalar ve toprak sahipleri gibi düşmanların kol gezdiği bir çağ... Bu çağ hakkındaki bilgileri ise filmler ve çoğunlukla tarih hocalarımızın anlattıklarından biliyoruz.
1. Bilimsel ilerleme öldü
Efsane
Karanlık Çağ denmesinin sebeplerinden biri Katolik Kilise'nin bilim adına tüm çalışmalara köstek olmasıdır. Dünyanın düz mü yoksa yuvarlak mı olduğunun tartışmasını bir hatırlatırız...
Gerçek
Bu tartışmaların dışında barbarların Avrupa'yı işgalinden sonra keşişler bilim adına tüm yok olan kitapları yazıyla kaydetmişlerdir. Bu kayıtları devasa kütüphane arşivlerinde korumaya çalışmışlardır. Dönemin en eğitimli kişileri olduklarından dolayı ise bütün bilgiler onlarda toplanmıştır.
Daha sonra ise kütüphanelerden çıkardıkları bu bilgileri üniversitelere adamışlar ve şu an dünyanın sayılı isimleri arasında olan Oxford, Cambridge ve Paris'i kurmuşlardır. Bu üniversiteler ise Rönesans'ın gelmesini sağlamıştır. Haçlı Seferleri sayesinde müslümanlardan gördükleri astroloji ve pusulayı geliştirmişlerdir. İtalyan tüccarlar ise Kuzey Afrika'yla ticaret yaptıkları esnada Arap rakamlarını keşfetmişlerdir.
2. Herkes çok kötü kokardı
Efsane
İnsanların nadiren banyo yaptığı ve temizliğin arka plana atıldığı bir çağ olarak betimlenir. Genital bölgelerin ise insanlar tarafından temizlenmediği ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların kol gezdiği bir ortam olarak tasvir edilirdi.
Gerçek
Aslında Orta Çağ'da insanlar sıkça banyo yapıyordu. Romalılardan kalma komünal banyo kültürü devam ediyordu. Çoğu kasaba ve köyde özellikle Almanya'da yoğun bir iş gününden sonra insanlar tanımadıkları insanlarla aynı banyoya girer sohbet ederlerdi. Bir nevi hamam kültürü gibi... Hatta eve gelen misafire bile banyo teklif edilirdi. Günümüzle neredeyse tezatlık oluşturacak bir biçimde... 14. yy'de ise Avrupa'nın bu banyo kültürü Kara Ölüm'ün gelişiyle son buluyordu. İnsanlar Kara Ölüm'e temizlenen deri gözeneklerinin davetiye çıkardığını ve temizlenen yerlerin kötü ruhları çağırdığına inanıyorlardı.
3. Şövalyeler onurlu ve centilmen savaşçılardı
Efsane
Efsaneye göre insanlar şövalyelerin elit ve cesur savaşçılar olduklarını hatta ejderhalara karşı savaştıklarına inanırlardı.
Gerçek
Şövalyeler profesyonel savaşçılar arasından seçiliyorlardı. Savaş olmadığı zaman ise genellikle işsiz kalıyorlardı. Halkın içine daha çok karışıyorlardı. Birçok barbar ve Avar saldırısını savuşturan ve Ortaçağ'ın en büyük imparatorları arasında anılan Şarlman, Ortaçağ'da şövalye sınıfının doğmasına yol açmıştır. Şarlman için savaşan şövalyeler bir süre sonra paralı askerlere dönüşüp küçük kasabaları ve köyleri yağmalamaya başlamışlardır. Kilise'nin en büyük düşmanı gibi gözüken bu şövalyeleri Papa, Haçlı Seferleri'ne kanalize ederek daha çok altın ve şöhret için doğuya yollamıştır. Her türlü katliama yol açan bu şövalyelere rağmen savaşta ve barışta sağlam duruşlarıyla herkesin hayranlığını kazanan Sör Lancelot, Siyah Prens Edward gibi isimler de bulunmaktaydı.
4. Herkes aşırı iffetliydi
Efsane
Gündelik seks ve zevkler modern dünyanın icatlarından biri aslında. Karanlık Çağ'da seks evlilik dışında yasaktı. Cinsel dürtülerini herkes baskı altında tutardı.
Gerçek
Gördüğünüz uzun burunlu ayakkabılar Elflere ait değil. Bunlara potin denirdi. Aslında ne kadar uzun olursa o kadar giyen erkeğin cinsel organının boyutunu simgeleyeceği belirtilirdi. Bazıları potinin uzunluğunu abarttığından ayakkabının ucunu iple bellerine tuttururdu. Bu olayların dışında Ortaçağ'da genelevler ve hayat kadınları yasak olsa da insanların sokaklarda kadınlara tecavüz etmesini engellemek için sayıca patlama yaptığı biliniyor. Ayrıca politik evliliklerden sıkılan birçok yüksek mevkili insanın ise birden fazla ilişkisi olurdu.
5. Kadınlara hayvan gibi davranılırdı
Efsane
Kadınların Ortaçağ'da ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü iddiaları herkes tarafından biliniyor. Tek görevleri yemek yapmak, çocuk bakmak ve erkeğine kur yapmaktı.
Gerçek
İnsanlar eşit gözükmese de açlık ve yokluktan aslında kadın da erkek de devamlı çalışmak zorundaydı. Hiçbir erkek "kalkta bana sandviç yap" demezdi. Çünkü sandviç için malzemeyi ya kadın ya da erkek zar zor temin eder ve ettiği zaman da kendi yiyeceğini hazırlardı. Eğer bir baba taverna veya bir dükkan işletiyorsa kızları illa ki o işte çalışır ve ona yardım ederdi. Orta Çağ'da kadınların işlettiği tavernalar bile bulunurdu. Eğlence sektörünün çoğu alanında yine kadınlar başrol oynarlardı.
6. Yaşam çok kötüydü ve herkes genç ölürdü
Efsane
Orta Çağ'da hastalıklar ve zalimlikler yüzünden herkesin ya kötü bir yaşam sürdüğü ya da genç yaşta öldüğü zannedilirdi. 60 yaşını filmlerde geçmiş biri gördüğünüzde genelde o kişiler büyücü veya doktor olurdu.
Gerçek
Orta Çağ'da ortalama bir insan ömrünün 35 yıl olduğu doğrudur. Çocukların hastalıktan öldüğü, modern tıbbın gelişmediği ve ilaçların keşfedilmediği bir zamandan söz ediyoruz. Orana vurduğumuz zaman bugünkü durumdan daha yüksek olduğunu görebilirsiniz. Aslında işin sırrı az nüfusta yatıyor. Az nüfus olduğu için ne bu kadar tehlike ne de bugün alınan düşük maaşlar vardı. O yüzden insanların çoğunlukla başlarını sokacak evleri ve özel günler için türlü türlü kutlamaları vardı.