Ortadoğu’da etkinlik gösteren Batılı aktörler ve kimi Arap ülkelerinden Tel Aviv’e destek
İran’ın ilk kez doğrudan hedef aldığı İsrail’in hava saldırılarından çok az hasarla kurtulması, Tel Aviv’in arkasındaki bölgesel desteği gündeme getirdi.
Ortadoğu’da askeri etkinlik gösteren kimi Batılı ülkeler, İran’a karşı İsrail’in savunmasına yardım ederken Ürdün de dikkat çeken bir çıkış yaparak bu çabalara destek verdi. İran’ın İsrail’e tehdidi karşısında bölgede belirginleşen ittifak ve askeri işbirliğini Ortadoğu Enstitüsü (Middle East Institute) Kıdemli Araştırmacısı ve Mitvim Enstitüsü Başkanı Dr. Nimrod Goren Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Askeri açıdan İran’ın başarısızlığa uğradığını belirten Goren, “İsrail’in bölgede varlık gösteren ABD, İngiltere, Fransa gibi müttefiklerinin ve kimi Arap ülkelerinin sayesinde başarılı bir savunma yaptığını” söyledi.
‘TÜRKİYE BURADA YOK’
Ortaya çıkan tablonun İsrail’in “dış ilişkilerini ve stratejik bağlarını güçlendirmek için daha fazla çalışması gerektiğini” gösterdiğini ifade eden Goren, “İsrail’in Gazze’deki eylemleri üzerinden sert uluslararası eleştirilerin geldiği bir dönemde bile ortak jeopolitik çıkarların hâlâ çok güçlü olduğunu; İsrail’in Ortadoğu ve Batı’daki ittifaklarının dirençli ve etkili olduğunu kanıtlayan kolektif bir çaba var. Türkiye’nin bulunmadığı ve açıkça ilan edilmemiş bölgesel ittifak artık görülür hale geldi. Bu, İran’a ve bölge ülkelerine güçlü bir mesaj içeriyor” dedi.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VURGUSU
Söz konusu ittifaka bazı Arap ülkelerinden de destek geldiğinin altını çizen İsrailli uzman, Ürdün’ün, hava saldırılarının önlenmesindeki kilit rolüne özellikle dikkat çekti. Dr. Goren, “Ürdün’ün Gazze’deki savaş sırasında İsrail’i pek çok kez eleştirdiği göz önünde bulundurulduğunda bu durum hafife alınamaz” diye konuştu.
İsrail için “barış antlaşmaları ve bölgesel ittifakların stratejik öneminin belirginleştiğini” de vurgulayan Goren, Tel Aviv’in Gazze’deki savaş ve Hizbullah ile süren gerginlikten bir çıkış yolu ararken bunu göz önünde bulundurması gerektiğini dile getirdi. “Uzun vadede İsrail’in stratejik hedefleri Filistinlilerle iki devletli bir çözümü ilerletmek olmalıdır” diyen Goren, bu şekilde Tel Aviv’in “bölgesel ittifaklarının genişlemesini ve derinleşmesini sağlayabileceğini” savundu. İki devletli çözüme desteğin “İsrail-Suudi Arabistan hattı dahil yeni bölgesel bütünleşmelere” yol açabileceğini belirtti.