Osman Pazarlama Şahan'ın en vasat işi

Radikal yazarı Uğur Vardan'a göre Şahan Gökbakar, 'Osman Pazarlama'da seyircisini yeni bir tiplemeyle tanıştırıyor. Lakin film genel çizgileri itibariyle Gökbakar'ın en vasat işi olmuş.

Radikal'den Uğur Vardan'ın yazısı şöyle...

OSMAN PAZARLAMA (Not: 1.5/5)
Yönetmen: Togan Gökbakar
Oyuncular:  Şahan Gökbakar , Selim Akgül, Feriştah Senem Yıldırım, Yurtşen Fidan, Demet Akalın
Yapım: 2016, Türkiye
Süre: 114 dakika

Futbola hâkim olmasanız da deyim olarak o malum konuya vâkıfsınızdır: Her taze yetenek önce ‘Yeni Maradona’, ‘Yeni Zidane’, ‘Yeni Hagi’, ‘Yeni Alex’ unvanlarıyla ele alınır. Televizyon üzerinden popüler olduktan sonra sinemaya geçtiğinde Şahan Gökbakar için de ‘Yeni Kemal Sunal olabilir mi?’ türü bir konu başlığı açıldığını hatırlıyorum. Aynı zamanda ‘en bilinen tiplemesi ‘ Recep İvedik ’in kaba saba espri anlayışıyla yeni bir maganda prototipi olarak çıkmasıyla da yeteneğinin ‘orta sınıf refleksleri’yle tartışıldığını ve ‘tu kaka’ edildiğini de...

Ben kendi adıma TV’de yaptığı işleri beğeniyordum ve sinemada da, belli bir sosyolojik tabana oturduğunu düşünüyordum. ‘Yeni Kemal Sunal olabilir mi?’ tartışmasında da “Şaban saflıkla zafere ulaşmanın, belli bir masumiyetin ifadesiydi; Recep İvedik’in masumiyeti yok, aksine uyanık ve hınzır. Benzerlikleri ikisinin de ‘tanım gereği’ aslında temelde ‘iyi kalpli’ insanlar olmaları” şeklinde cevap verdiğimi de hatırlıyorum.

Lakin Şahan Gökbakar, 2013 yılının 1 Mayıs’ında attığı tweet’lerle polis şiddetine arka çıkıp kendince göstericilere ayar vermeye kalkınca benim açımdan işin rengi değişti. Nitekim o dönem, Gökbakar’ın attığı tweetl’ere karşılık yine Twitter üzerinden cevap niteliğindeki “1 Mayıs’ın hak olduğunu Kemal Sunal’dan öğrendik. İşte tam da bu yüzden Şahan Gökbakar asla bir Kemal Sunal olamayacak!” meseleyi özetleyen bir ifade (Uğur Sönmez adlı bir kullanıcının cümlesiydi bu, hatırlıyorum, çünkü yazımda yer vermiştim), aslında sanatçı dünyalarının da aradan geçen zaman diliminde ne türden değişimlere uğradığının göstergesiydi.

Çıkan kısmın özeti niteliğindeki bu girişin ardından yönetmenliğini Togan Gökbakar’ın üstlendiği ve Şahan Gökbakar’ın yeni bir tiplemeyle seyirciyle buluştuğu, haftanın yenilerinden ‘Osman Pazarlama’ya odaklanalım. Malum, Gökbakar’ın sinema serüveni kardeşinin yönetmenliğindeki beş (bambaşka kulvarda sayılan ve küçük bir rolde karşımıza gelen ‘Gen’i hariç tutuyorum elbet) uzun metrajdan oluşuyor (dört filmlik ‘Recep İvedik’ serisi ve bir de ‘Celal ile Ceren’). ‘Osman Pazarlama’, tıpkı ‘Celal’ gibi farklı bir tipleme görünümünde ama o da sonuçta ‘Recep İvedik’in modifiye bir versiyonu. Böylesi bir karakter bizim girişimci ruhumuzun uzantısı elbet. 80’li yıllarda TRT’de yayımlanan ‘Sizin Dershane’ dizisinde Ferhan Şensoy’un canlandırdığı ‘Adnan Pazarlama’ vardı ki o tipleme küçük esnaf prototipinin bir yansımasıydı ve malum, sabit bir yeri yoktu; seyyahtı. ‘Osman Pazarlama’nın yeri yurdu belli, lakin o da büyüme sıkıntıları çeken ve çoğu ithal marka ürünlerini satarak sınıf atlama çabasındaki bir esnaf modelinin tezahürü. Fakat âşık olduğu kızı istemeye gittiklerinde ‘mesleğini’ kızın babasına beğendiremeyince ve iş yatınca, kendini kanıtlama çabasına giriyor ve filmin konusu da işte bu çaba üzerinde biçimleniyor.

'SEKSİST' ESPRİLER...
‘Osman Pazarlama’ bence Şahan Gökbakar filmleri arasında en vasatı olmuş. İlk ‘Recep İvedik’le, üçüncüsünü beğendiğimi, ‘Celal ile Ceren’in de bazı bölümlerinin kayda değer olduğunu hatırlıyorum (ki bu çalışmada Ezgi Mola’nın da filme önemli bir katkısı vardı). Bu kez koca film boyunca gülmeye değer bir-iki yerin dışında espriler çok kötü ve Gökbakar yeteneğinin çok çok altında. Öte yandan ‘Osman Pazarlama’da altı çizilecek iki politik gönderme var; biri “Trafoya rakun girmiş” ifadesi, diğeri de biber gazına boğulan eylemcilerin gözlerinin yanmaması için geliştirilmeye çalışılan bir buluş (ki burada da eylemciler öyle karikatürize edilmiş ki, eylemi bırakıp ‘Osman Pazarlama’nın bu yeni ürünü için hemen sıraya giriyorlar. Peki eylem ne derseniz, hemen onu da söyleyeyim: ‘Kürke hayır’).

Hatırlanacağı gibi yakın bir zaman önce (iki hafta bile olmadı) bir grup kadın sinema yazarı arkadaşımız ‘Artık Yeter’ başlıklı bir bildiri yayımlayarak kimi filmlerde kadınların aşağılanmasına, eşcinsel ve trans bireylerin hor görülmesine karşı tavır ortaya koymuşlardı. ‘Osman Pazarlama’da “Seni almayan ‘Top’ olsun”, “Biri tecavüz eder, sonra al başına belayı” türünden ifadeler var. Keza Afgan kökenli bir karakter için de, “Bunun kendisi bir tuhaf tasarım” gibi insanın aklına ‘ırkçılık’tan başka bir şey getirmeyen espriler yer alıyor. Ezcümle ‘Osman Pazarlama’ hem kötü bir film olmuş hem de bahsettiğim meselelerde sınıfta kalmış.

YENİ REKOR KIRAR MI?
Halihazırda Şahan Gökbakar’ın bir önceki filmi ‘Recep İvedik 4’ü 7 milyon 369 bin 98 kişi izledi ve bu rakam, tüm zamanların rekoru konumunda. ‘Osman Pazarlama’ yeni bir rekora yelken açar mı, bilemeyiz. Ya da cümleyi şöyle kuralım: Şahan Gökbakar sineması hayranları, benim yazı boyunca duyduğum sinemasal ve içeriksel kaygıları duyar mı, onu da bilemiyorum!


Son olarak ikisi de ayrı yolların, ayrı sinemasal arayışların ve ifadelerin yolcusu ama Cem Yılmaz’ın son filmi ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’in ana karakteri Şenay’ın da bir ‘pazarlamacı’ olduğunu hatırlatayım dedim...